Harry yanıma geldi ve çantamı bana uzattı.
“Özür dilerim. Ben sadece ımm…”
“Bahane arama Harry. Ben gidiyorum.”
Onu arkamda bırakıp eve gittim. Babam evde değildi. Muhtemelen korumalık yapıyordur yine. Harry’nin en küçük olduğunu biliyordum ama lise sonda olması saçmalıktı. O kadar parası varken okulu bitirme derdindeydi. Bana dediğine göre son dönemiymiş. Ne tesadüf, benimde! Telefonumun çalmasıyla irkildim ve elimi cevapla tuşuna götürdüm.
“Efendim baba?”
“Kristen çocukların Los Angeles ’a gitmesi gerekiyor. Bu yüzden onlarla gideceğim.”
“Ne Los Angeles mı? Baba orayı çok özlemiştim!”
“Üzgünüm…” diye mırıldandı babam. “Sen gelemiyorsun. Yönetim seni zararlı bulmuş.”
“Hadi ama baba ben mikrop muyum da zararlı bulmuş?”
“Seni sevgilisi sanabilirler. Ve bu hiç hoş değil!”
“Pekala pekala! Ben okuluma dönerim! Kiminle kalacağım? Yalnız mı?” diye söylendim.
“Büyüdüğünü söylemiştin.”
“Tamam baba. Görüşürüz.”
Telefonu kapatıp cebime koydum. İyi yani bir süre yalnız mı kalacaktım. Of of of of !
(17.25)
“Yardım etmemi ister misin?” diye sordu Zayn, önümdeki testleri işaret ederek.
“Hiç gerek yok. Ama bence Harry’ye öğretebilirsin.” Diyerek güldüm. O da gülmüştü. Perrie ne kadar şanslı! Perrie tam bir inek. Mor inek hem de milka. Hahaha. Perrie’yi seveceğimi mi düşündünüz? Iyyk. Onu kim sever ki? Zayn’in at gözlüklerini çıkarma vakti gelmiş bence. Önümdeki testleri bir araya topladım ve çantama tıkıştırdım. Şuan One Direction evindeydim. Babam yönetimle toplantıdaymış. Ama bizimkiler gitmedi. Anlamıyorum yani… Bu hayat bana göre değil ya! Neyse şikayet etmemeliyim. Benim yerimde olmak isteyen çok kız vardır değil mi? Tamam, susun. Küfür yemek istemiyorum.
“Film izleyelim mi?” diye sordum çocuklara bakarak. Hepsi onaylayınca Liam gidip bir film taktı ve bir koltuğa yerleşti. Bu filmi defalarca seyretmeme rağmen hala son kısmında ağlayabiliyordum. Aptal Rose, senin yüzünden gitti yakışıklı çocuk. Ben hayatta filmlere falan inanmam. Hayat filmlerdekinden daha acımasızdır ve hiçbir zaman mükemmel aşkı bulamazsınız.
“Ağladın mı sen Kristen?” diye sordu Harry gülerek.
“Hayır. Sen kendine baksana sümüklü,” dedim gülerek.
“Sümüklü mü?” diye sordu gözlerini büyüterek. Louis’ye döndü. “Burnumda bir şey mi var?”
![](https://img.wattpad.com/cover/18049595-288-k124162.jpg)