Sedef Sebüktekin - Bugün İçicem
Sıcak. Bu sabaha sanki kabus görmüşüm gibi uyandım. Sanki sizin peşinizden koşmuş gibi terliydim. Sanki güneşin altında sizi beklemişim. Kötü bir uyanıştı evet. Uyanışın ardından kötü bir gün olarak da devam ediyor günüm. Terli ve halsiz. Size şarkı yazabilmek isterdim Nokta Bey, ancak bende o yetenek yok herhalde. Size sadece şarkı ithaf edebiliyorum, olsun, bu da güzel.
Evet bugün hava sıcak. Ya da ben boğulacak kadar yanıyorum bilemiyorum. Ama sizi görebiliyorum, o yağmurda ıslanmış kirpiklerinizin nasıl birbirine yapıştığını görüyorum. Saçlarınızın nasıl gözünüzün önüne düştüğünü görebiliyorum, saç uçlarınızda toplanıp akan damlaları seyredebiliyorum. Üzerinize yapışan tişörtünüzü görebiliyorum. Damlaların nasıl boynunuzdan süzülüp göğsünüze gittiğini görüyorum. Bunun sizi rahatsız ettiğini hissedebiliyorum. Sizi hissediyorum Nokta Bey.
Evet ben belki şu an terliyorum ve belki de saç diplerimin hava almasını sağlayabilmek için teker teker hepsini koparmak istiyorum. Ama o yağmurun altında nasıl durduğunu biliyorum. İkimizde çok farklı yerlerde, çok farklı hayatlarda ve farklı evlerdeyiz. Birbirimizin olamadık ve artık olamayacağımızı biliyoruz.
Yağmurda ıslanmanıza rağmen hareket etmeye bile yeltenmeyen ayaklarınızı görüyorum. Mutlu musunuz onu kestiremiyorum, ama sakinsiniz Nokta Bey.
Sizi çok özlüyorum. Ama bu sizi ilgilendirmiyor elbette. Kalbimin nasıl acıdığını hissetmek zorunda değilsiniz. Hissetmiyorsunuz zaten. Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz? Evet doğru, siz benden gideli çok zaman geçmiş olabilir, ama yeni yeni düşünüp durduğum bir konu var. Kafamı sikmeye başladığım yeni bir konu daha! Ne garip ama değil mi?
Siz benden gittiniz. Arkadaşlarım, dost dediklerim ve sandıklarım, ailem, tanıdıklarım, konuştuğum bir sürü insan, herkes gitti Nokta Bey. İşte bunu düşünüyorum. Bu kadar insanı nasıl kaybettiğimi düşünüyorum. Nasıl benden gitmek bu kadar kolay olabilir diye düşünüyorum. Çünkü mesela, ben sizden gidemiyorum. Siz benden nasıl gidebildiniz bunu anlayamıyorum Nokta Bey. Ben o kadar değer verirken size ve diğer insanlara, sizler beni nasıl bırakıp gittiniz anlayamıyorum. Ben sizi bırakmaya çabaladıkça kalbim yanıyor. O yayılan ısıyı hissediyorum. Mantığımla karar versem bile kabul etmeyen bir kalbim var. İzin vermeyen ve anında tepki gösteren. Sizin kalbiniz hiç acımadı mı Nokta Bey? Ya da diğerlerinin de hiç acımadı mı?
Anlayamıyorum.
Bir insan, ona çok değer veren bir insanı nasıl siktir edebilir, anlayamıyorum Nokta Bey.
Şu an size ve herkese, her şeye bağırmak istiyorum Nokta Bey. Ağlamak ve kafamı duvarlara vurmak istiyorum. Biliyorum, bunları okusanız bile, hissettiğim acıyı anlayamayacaksınız. Sizi siz inanmasanız bile tanıyorum. Sizinle dans ettiğimi o kadar çok hayal ediyorum ki, keşke hayal olarak kalmasaydı diyorum. Yavaş bir şarkıda eliniz belimde, bedenlerimizin uyumuyla bir sağa bir sola yavaşça kıvrıldığını o kadar çok düşünüyorum ki...
Gözünüzü kapatın.
Düşünün Nokta Bey.
Çok mutlu olmayı başarsak bile yüzümden düşürmeyeceğim o kırgın gülüşü görün. Çünkü artık acı bir gülümsemeden daha fazlasını elde edemiyorum. Dişlerimi çıkarıp gülemiyorum. Hissedemiyorum Nokta Bey. Artık sızlayan burnum ve her daim titreyen ellerimden fazlası yokmuş gibi. Yok gibi. Şarkı söylerken dolan gözlerim var benim. En uykumu getiren şarkıyı dinlerken bile ağlamaya başladım Nokta Bey. Bu acı verici. Artık uykumu getirmediğinin kanıtı. Ve bu da üzücü o yüzden.
Artık uyuyamıyorum.
Nefes alamıyorum.
Ama içimde ki umut bitmiyor. Tükenmek bilmeyen bir kaynak gibi.
Kafamı boşaltacağım.
Arada bir kafamı geriye doğru atıp gözlerimi kapatıyorum. Boynum gerilip enseme bir ağrı giriyor öyle zamanlarda. Rahatlıyorum biliyor musunuz? Hiç bir şey görmeden durabilmek çok güzel bir şey. Kalp ağrısından da ensemin ağrımasını tercih edebildiğim zamanlar onlar çünkü. Nefes almanın anlamlı olduğu tek zaman o zamanlar.
Sizi özlüyorum Nokta Bey. Biliyorum bunu daha önce de tekrarlamıştım. Bunu bilmeniz gerekiyor. Keşke sizde beni özleseniz diyorum.
Terliyorum.
Üşüyorum.
Ellerim buz kesti sanırım. Parmaklarımı zar zor hissediyorum.
Ama kimin umrunda değil mi? Sanırım bu aralar kayda değer hiç bir şeyden bahsedemiyorum size. Haklısınız elbet, öyle.
Hissediyorum Nokta Bey. Sizi ve düşünme ihtimalinizin yüksek olduğu şeyleri. Ve farkındayım artık.
Beni hiç bir zaman sevmemiş olabilirsiniz belkide. Belki kendinizi kandırmışsınızdır, olur böyle şeyler çünkü.
Ama emin olduğum tek bir şey var, söyleyip bırakacağım bu dünyaları.
Beni artık sevmek zorunda değilsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRGÜL
ChickLitBak şimdi, sen bir noktasın. Her zaman nerede bitireceğini biliyorsun. Ne söylemen gerektiğini, tekrar başlayacak yeni bir cümlenin ne olduğunu bilebiliyorsun. Ben, virgülüm. Cümleyi bitiremiyor, sadece nerede durulması gerektiğini belirtiyorum. Ben...