Adele - Skyfall
O garip şey sizsiniz.
Geri geldiniz.Size uzun bir süredir yazmıyordum. Artık sizi unutmama çok az kalmıştı. Yalan söylemeyeceğim, vazgeçmiştim sizi sevmekten. Yaklaşık üç gün önce kapım çaldı, uzun süredir apartmanın kapıcısı çöp sormaya bile gelmiyordu. Terk edilmiş bir ev gibiydi küçük dairem. Ayaklarım küçük ama büyümesi çok olağan olan kül birikintisine bastı. Tozlanmaya başlayan parkeye izlerini bıraktı. Böyle yazarken şey diye düşündüm şimdi. "Keşke bende sizde kül kadar iz bırakabilmeyi başarsaydım."
Her şeyin ve maddesel hayatın ötesinde kalbimi yazacağım Nokta Bey. Aslında yine. Mutsuz gecelerim kelimeler yansıtıyor ruhuma, işe yarıyor hüznüm.
Ben gölgem değilim, aynada gördüğümü tanıyamıyorum. Bugün yürüyüşümün kime ait olduğunu kestiremedim, ayaklarımı seyrettim. Az önce ben mi komut verdim? Duvara yansıyan sokak lambasının ışığından gölgemi, benim olduğuna inanmadığım gölgeyi seyrediyorum. Hareket edersem hareket ediyor. Kimin gölgesi bilmiyorum ve tanımak da istemediğime karar verdim.Kulağımda birisi piyano çalıyor. Ayağımla ritim tutuyorum.
Artık sizi beklerken sigara sade sade gitmiyor, çay demliyorum. Bende dişlerim niye iyice sarardı diye düşünüyordum, buldum.Kendinden önce her şeyi bulmak garip geldi Nokta Bey. Arayıp bulamadığım, tutamadığım tek dalın siz olmadığınızı fark ettim. Yaklaşık iki dakika önce fark ettim. Aslında siz olsanız farkında olup kabul edemediğimi söylerdiniz. Belki de öyledir, ne önemi var?
Size güzel bir gelişmeden bahsedeyim; gözlerimi kapattığımda kafam geriye doğru düşüyor artık. Önüme eğilip ölü gibi durmayı bıraktım. Artık kendimi müziğe bırakmış gibi oluyorum. Sebebini sorarsanız bilmiyorum, zaten sormazsınız.
Gölgemle oynuyorum. Elimi ağaç dallarının yansımasına doğru uzatıyorum. Bir yandan da elimin üzerinde dal yansımaları oluyor, kelepçelere benziyor. Ya da leke. Kesik gibi de duruyor olabilirler. Emin değilim ama olmak da istemiyorum. Piyano hızlanıyor, kamburum daha da belirginleşiyor piyanonun şiddeti arttıkça.Bunları okuyunca bana deli diyebilirsiniz, ne olduğumu ben bile bilmiyorum. Ve işin kötüsü artık sinir dışında hiçbir şey kalbimi ağrıtamıyor. Kötü sayılan yanlarımı bile yaşayamıyorum. Niye yaşadığımı bile bilmiyorum.
Niye benim hakkımda hiçbir şey yazmadın diyebilirsiniz okuyunca. Size artık sizi anlatamıyorum. Kendimi tanıyamazken sizi ne kadar başarılı anlatabilirim bilmiyorum.
Kalbim kırılmaya mahkûm. Kırıldığı için değil, olacakları gördüğüm için söylüyorum. Ve yanlış anlamayın, gelmeyeceğinizi bildiğim halde, gelmemenize bile çok kırılırım. Üzülmek istiyorsam gazı biten çakmağıma bakınca bile üzülürüm.
Artık hayatım sizin beni üzme ihtimalinizden çok, benim neye ne kadar üzülmek istememle alakalı. Biliyorum dediğim hiçbir şeyi anlamadınız. Genel olarak hiç anlamadınız. Anlasanız size bunları yazıyor olmama bile gerek olmazdı belki. Gerçi ben severim yazmayı, beni çok mutlu ediyor olsaydınız bile yazardım size.Ruhum bağırıyor, duyuyor musunuz?
Ağaç dalları derimi yırtıp içime işliyor, görüyor musunuz?
Piyano tuşlarına basan parmaklarımın uçları hissiz, dokunabiliyor musunuz?
Beni dünyanın en mutlu insanı yapsanız bile kamburundan kurtulamayacak bir kız çocuğuyum ben.Kendimi tanıyorum, yaşadıklarım beni büyütmekten çok ağlattı.
Kabul ettim ve ederim başıma gelebilecek her şeyi.
Sizin için kuşku duymadan kendimi uçurumdan atabilirim. Sizin haberiniz olmasına gerek olmadan.Kendimi tanıyorum, Nokta öldü deseler gülümserdim.
Çünkü ben ölsem gülerdim.Dalların elimi nasıl da kanattığına bakın.
Ruhum bağırmayı kesmiyor, sanırım durmak istemiyor.
Piyano yetersiz, orkestra kuracağım. Eşlik eden kemanları görebiliyorum şimdiden.Kendimi tanıyorum, Nokta kafayı yemiş deseler ağlardım.
Çünkü delirmeyi çok iyi bilirim.Kan durmaz. Bitene kadar.
Bitmez.
Kırmızı.
Şarap.
1960.
Yıllar beni büyütmez, yok eder.Kan aktı. Dallar saplandı.
Bir dal kırıldı.
Yenisi canlandı.
Ölüm ve doğum.
Kutsal günahlar.
Şarap.
Nokta,
Bitirir ama devam ettiririm.Siz kesin, ben kelimelerimi her şekilde dökerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRGÜL
Chick-LitBak şimdi, sen bir noktasın. Her zaman nerede bitireceğini biliyorsun. Ne söylemen gerektiğini, tekrar başlayacak yeni bir cümlenin ne olduğunu bilebiliyorsun. Ben, virgülüm. Cümleyi bitiremiyor, sadece nerede durulması gerektiğini belirtiyorum. Ben...