Nasılsınız? Ben bu gün kendimi bir hayli yorgun hissediyorum Nokta Bey. Karanlığın tam dibinden yukarıya tırmanmak isteyen, ama orada da rahat hissetmeyen bir yarasa gibiyim.
Uçsuz bucaksız kaçmak istiyorum senden. Kaçamam.
Gözlerim doluyor ama düşmüyor yaşlar yanaklarıma. Ağlayamam.
Unut diyor bütün benliğim kalbime, dinlemiyorum. Unutamam.
Keşke diyorum, keşke bir gün evden annemi öperek çıksam. Öpemem.
Keşke yalan söylemesem insanlara ve her şeyi olduğu gibi bilseler. Olmaz, olmuyor.
Keşke bazen her doğruyu söylemesem de kırmasam insanları diyorum. Gerçi yalan söylediğimde de kırılıyorlar. Her iki şekilde de suçlu olmayı başarabiliyorum. Ama ortası yok, olmuyor.
Keşke bunları hiç yaşamamış olsaydım. Keşke hiç yaşamasaydım diyorum.
Hiç keşkem olmadı diyorum kendi kendime. En büyük keşkemi her gün tekrarlıyorum oysa ki.
Benim en büyük keşkemsiniz Nokta Bey. En büyük sevdam oldunuz. Ama artık benle değilsiniz. O güzel gözlerinizi ben göremiyorum artık. Başkalarına gülüyor, başkalarıyla konuşuyorsunuz ve başkası dokunuyor size artık. Benden de aynı şeyi bekliyordunuz, biliyorum. Ben sizin gibi olamam. Ben sevdiğim insanı bir anda bırakıp başkasına gülemem. Başkasına açamam kalbimi ve kollarımı. Siz bunu bana nasıl yaparsınız? Özür dilerim, hala aklım almıyor.
Mazur görün tüm sorularımı. Zaten cevabını alamayacağım. Ya okumazsanız diye düşünüyorum bazen. Ya okumaya değer bulmaz ve atarsanız bu kelimeleri çöpe . Boşuna yazdığımı düşünüp kağıdı yırtıp atasım geliyor. Daha sonra durduruyorum kendimi. Ama ya okursa diye.
İşte bu benim mağlup olduğum ilk sevdam ve ilk galibiyetimdir. İlk yıkılışım ve ilk ayaklanışımdır. İlk göz ağrım, son kalp kırıklığımsınız. Gelmeyeceğinizi bildiğim halde sizi beklemektir benim sevdalı olduğum şey. Umudumdur. Söneceğini bildiğim halde hala avucumda tuttuğum umutsunuz siz.
Bu yüzden en çokta siz öldürüyorsunuz beni.
Bu gün sizi düşünerek geçirdiğim hangi gün, bilmiyorum. O güzel yüzünüzü özledim. Söylediğiniz o güzel sözleri çok özledim.
Artık ölümü ne kadar beklerim bilmiyorum. Ya da bekler miyim, yoksa koşar mıyım ölümün kollarına, bilemiyorum. Ama bir isteğim var ki; ölüm haberimin size ulaşması. Eğer mümkünse o anı izlemek isterim tepenizden. Tepkinize aşık olurum belki tekrardan. Öldüğümü duyduğunuzda ki ifadeyi görmek istiyorum yüzünüzde. Belki de tepki bile vermezsiniz, belli mi olur.
Olsun, sizi görebileceğim en azından. Bu beni ne kadar mutlu edecek bilemezsiniz. Eğer buraya kadar okursanız yazdıklarımı; tam şu an yüzünüzü göğe doğru kaldırın. Bunu okumanız yaz mevsimine denk geldiyse eğer, gözlerinizi kapatmanıza sebep olan güneşim ben. Ya da bilirsiniz siz yaz yağmurlarını. Gökte tek tük duran bulutlardan birinin üzerindeyim ben. Gözyaşlarım yüzünüze damlasın. Kış mevsimine denk geldiysek eğer; sizi üşütecek ayaz olamam ben. Avucunu açıp gelmesini beklediğiniz kar tanesiyim. Yere düşen yaprak olabilirim. Yeni yeni açan çiçekte olabilirim tabi. Eğer hala göğe bakıyorsanız, tam oradayım.
Bana bakan güzel yüzünüze bakıyorum.
Kendinizi nasıl hissettiğinizi merak ediyorum. Kalbinizin ne denli attığını ve kime attığını merak ediyorum. Sizi, çok merak ediyorum Nokta Bey. Sağlığınızı, keyfinizi, çevrenizi ve ruhunuzu o kadar merak ediyorum ki. Yanınızda olduğum her an dokunamadığım ama hissettiğim ruhunuzu artık hissedemediğim için o kadar kötü hissediyorum ki. Nasıl anlatayım bunu şimdi size. Ruhum karışık, illegal. Bende bir hayli yorgun ve bitkinim. Sizi özlemek kahretmiş beni. Bir yandan da ilaçlar tabi.
At içse ölür derler ya bazı şeyler için, o ağırlıkta ilaçlar tüketmekten bitkin düştüm. Gerçi psikiyatristim benimle bir hayli iyi konuşuyor. Sana yazdığım yazıların iyi bir şey olduğunu düşünüyor. Aslında bir bilse bunların ölmeden önce yazdığım son yazılar olduğunu. Biliyorsun, eskiden çok güzel hikayeler yazardım. Hatırlıyorum, ilerde bu hikayeleri çocuklarıma okuyacağımı elli kere söylemiştim sana. Ama bunu başaramayacağım Nokta Bey. Hikayelerimin bir kaçını ölmeden önce ulaşabileceğiniz yerlere koyacağım. Kendi çocuklarınıza okuyun. Çok sevinirim. İkimizin olan çocuğa okumak için yazdığım hikayeleri, başka bir kadından olan çocuklarınıza okumanızda bir zarar yok. Kırılmayacağımı bilin. Sizin bir parçanız olan çocuklarınız, benim de çocuğum sayılır. Sizin canınızdan çok sevdiğiniz insanlar, benimde koruduğum insanlardır, merak etmeyin.
Tekrar tekrar aynı şeyleri yazdığımı düşünmüyorsunuz umarım. Çünkü bir sevda hissi üzerine, bütün kalbimi yazıyorum size. Ama biliyorum tekrar tekrar sizi sevdiğimi yazmamam gerektiğini. Haklısınız da zaten. Sadece bundan emin olmanızı istiyorum. Tek bir tereddüt insan hayatında her şeye sebep olabilir çünkü. Biliyorum. Sizin için ölüyorum demek istemiyorum. Sizin bir suçunuz yok Nokta Bey.
Ben sadece sizi her daim görmek için sadece göğe çıkıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRGÜL
Chick-LitBak şimdi, sen bir noktasın. Her zaman nerede bitireceğini biliyorsun. Ne söylemen gerektiğini, tekrar başlayacak yeni bir cümlenin ne olduğunu bilebiliyorsun. Ben, virgülüm. Cümleyi bitiremiyor, sadece nerede durulması gerektiğini belirtiyorum. Ben...