Elimi uzatıyorum karanlığa, bak yok oluyorum iyice. Bugün çekmeceme yeni bir mektup eklendi. Ellerimi yıkadım ve akıp giden koyu suya baktım, sigara her yere işlemeye devam ediyordu. Sizi özledim yine her zaman ki gibi Nokta Bey. Ama artık sanırım sizi sevmeyeceğim.
Çekmecede mektup koyacak yer kalmadı, akacak gözyaşım da yok, çok özür dilerim. Bir an başka bir çekmeceyi boşaltıp orada devam edesim geldi. Ama devam edemiyorum çünkü sigaram bitti. Bu son kağıt israf edilen ve bu son mürekkep kalem batırılan. Bu son nefesler ve bu son iç çekiş. Son hayallerime girişiniz ve son çıkışınız. Gözlerinizi kapatın Nokta Bey, kafanız hafifçe sola yattı, görebiliyorum.
Siz beni hissedebiliyor musunuz? Keşke bunları okuyabilseniz. Sizi çok sevdim ama sizin yüzünüzden ölmedim. Beni ben öldürdüm ve hepsi benim suçumdu Nokta Bey. Hayatta değer adı verilen şeyin nasıl kullanılması gerektiğini ben farklı öğrendim, belki de öğrenemedim. En eğer verdiğim şey hep siz oldunuz. Belki sizi her beladan kurtaramadım, belki sizi ezecek bir arabanın önüne atlayamam, belki bir kurşunu sizin yerinize ben yiyemem. Size bir çiçek alamam. En sevdiğiniz çikolatayı buluşmadan önce alıp size getiremem. Parmağımla parmağınızın ucuna dokunamamak beni yıllardır kahrediyor. Gözlerinizin içinde yüzümü göremiyorum.
Kokunuzu hatırlamıyorum, duyduğum tek koku sigara ve ter Nokta Bey. Aldığım tek tat gözyaşlarımın tuzlu tadı. Hiç ölmedim. Ama ölmenin ne demek olduğunu biliyorum, ölüyorum.
Bazen gözlerim yanıyor, fark ettim ki kırpmayı unutuyorum. Ellerim titriyor, parmaklarımın arasında sarsılan sigaranın hafif esintiyle harlanmasını izliyorum. Tek harlanan oymuşcasına, gülümsüyorum. Dudaklarımı artık birbirinden ayırmak eskisinden daha zor. Kendi sesimi unuttum ama sizinkini hatırlıyorum Nokta Bey. İyi ki gerçekte duymuyorum, nefesim kesilir, gözyaşlarımı tutamam, biliyorum. Sevmenin ne demek olduğunu maalesef çok geç öğrendim.
Annem ve babamı hiç sevememişim, sevgiyi hissedince fark ettim. Hiç seni seviyorum demediğimi fark ettim. Özledim demediğimi. Çünkü kimseyi özlemedim, özlemin ne olduğunu da çok geç öğrendim. Sizden.
Ben gidiyorum Nokta Bey. Gittiğim yere gelir misiniz bilmem, öyle bir yer var mı bilmem. Şimdi onları öğrenme vaktim geldi. Gelseniz bile orada da kavuşamayız ya, onu gitmeden biliyorum. Siz bu çekmeceyi görür müsünüz, görseniz de bu mektuba kadar okur musunuz bilmem. İzlenebilirse izleyeceğim, omzunuzda oturup kulağınızın arkasındaki saçlarınızla oynayacağım. Yazdığım yazıları sizle okuyup ne güzel yazmışım deyip gururlanacağım. Sevgimi çok beğeneceğim. Sizi de çok özleyeceğim ama en azından dokunacağım ruhumla, bir umut.
Kendinize iyi bakın Nokta Bey. Çünkü bu cümleye virgül konmaz.
x
Bazı şeyleri değiştiremezsiniz. Çünkü geç kalmaktan çok, aklınıza bile gelmediğinden değiştiremezsiniz. Nokta olduğumu bilmiyordum, okumadan önce. Kimin hayatında nasıl bir iz, nasıl bir yara bıraktığınızı tahmin etmeniz zor. Sizin yüzünüzden nelerden vazgeçtiğini bilemiyorsunuz. Virgül hayatından vazgeçmiş, yıllar sonra öğreniyorum. Yıllardır omzumda oturan meleğin birini artık tanıyorum.
Onu onun kadar hiç sevmedim ama onun bu beni bu kadar sevdiğini fark etmediğim için kendimi ne kadar sevdiğimi de bilemiyorum.
Lisedeki her arkadaşınızın mesleğini eline alıp yurt dışına çıktığını ya da aile kurduğunu sanıyorsunuz. Hatta belki bu it kopuk olacak bile diyebiliyorsunuz. Ama ölmüş, intihar etmiş olma ihtimalini aklınıza hiç getirmiyorsunuz. Hele sizin yüzünüzden intihar ettiğini hiç.
Virgülün önemini anlıyorsunuz cümledeki. Bütün cümlelerime bir anlam getirecek artık, biliyorum. Yazdığı şeylerin düzensizliği titrek ellerini hissettiriyor. Ara sıra dağılmış mürekkep yüzünden okunmayan kelimeler gözyaşlarını hala canlı tutuyor. Virgül fark etmeden kendinden yaşayan parçalar bırakmış. Belki de bilerek, belki farkında olmadan. Nokta olarak farkında olmadan, iyilik kötülük ayırtmaksızın çok fazla karar alabiliyoruz.
Kulağımın arkasındaki ellerini hissediyorum. Gitmen hoş değil Virgül.
Ama gittiğin halde kalmayı çok güzel beceriyorsun. Beni sevdiğini, sigaradan daha çok sevdiğini biliyorum. Giderek kendine iyilik yaptın farkındayım, keşke seni daha önce bulsaydım. Ama giderek beni de üzmemeyi başarabildin Virgül. Kendini bana gösterdin ve nefesim kesilene kadar virgülün önemini insanlara anlatacağımı bile bile, sevgin için.
Ben, de, sevginin, ne, olduğunu, bildiğimi, sanırdım, virgülvirgülvirgülvirgül,,,,
Seni görene kadar,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRGÜL
ChickLitBak şimdi, sen bir noktasın. Her zaman nerede bitireceğini biliyorsun. Ne söylemen gerektiğini, tekrar başlayacak yeni bir cümlenin ne olduğunu bilebiliyorsun. Ben, virgülüm. Cümleyi bitiremiyor, sadece nerede durulması gerektiğini belirtiyorum. Ben...