Bölüm11-İyi Olabileyim

5.4K 265 8
                                    

Yüreğim ağır yaralıydı.
Ve her geçen gün yüreğimin yangını geçmek yerine daha da alevleniyordu.Fakat artık hissizleşmiştim,duygularım yok olmuştu.Sadece bir yürek yangını vardı içimde.

Kimse kimseyi anlamıyordu,anlayamazdı da zaten.Bir insan bir insanın ne yaşadığını anlaması için aynı şeyleri yaşaması lazımdı.Kimse kimseyi gerçek anlamda anlayamazdı.

Annem hep bana seni anlıyorum derdi fakat anlamıyordu,anlayamazdı biliyordum.Bir insan karşısındakinin hislerini nasıl hissedemezse anlayamazdı da.Babam öldükten sonra ise annem beni gerçek anlamda çok iyi anlamıştı,işte bundan emindim.Çünkü bazı geceler annemle sarılır,sabahlara kadar ağlardık.

Ben hiçbir zaman anneme kızmadım,evlenmesine bile karşı çıkmadım.Çünkü hayat devam ediyordu ve annemin de mutlu olmaya hakkı vardı.
Zaten mutluluğu da en çok anneler haketmez miydi?
Ama bu son yaptığı beni fazlasıyla öfkelendirmişti hatta bir yanım ona kırgındı.Kabullenmiştim artık,ben o adamla evlenecektim.Yine annemin istediği olacaktı.Ben zaten Aren öldükten sonra herkesin kullanabileceği bir kukla olmuştum ve bunu umursamıyordum.Çünkü ruhum Arenle birlikte toprağın altına gömülmüştü.Bedenim ise insanların elinde bir kuklaydı ve insanlar o kuklayı kullanmaktan hiç çekinmiyorlardı.

Barlas,o kötü biriydi artık bundan emin olmuştum.Başlarda belli etmesem de yakışıklılığından etkilenmiştim.Fakat beni tehdit ederken o kadar acımasızca davranıyordu ki bu ondan nefret etmemi sağlamıştı.Onu gördüğüm yerde boğasım geliyordu.

"Hadi Su acele et,çocuk aşağıda seni bekliyor ağaç oldu!"annemin dediklerine gözlerimi devirdim.
Çok da umrumdaydı sanki!

Lacivert spor ayakkabılarımı ayağıma geçirerek odamdan çıktım ve anneme tip tip bakarak merdivenlerden indim.

"Bakma bana öyle,ya da bak yeter ki Barlas oğluma öyle bakma!"annemi ve dediklerini takmayarak merdivenin son basamağını da inerek lacivert kapşonlu hırkamı aldım ve kapıyı hala konuşmaya devam eden annemin suratına çarptım.

Gözlerimi kapatarak başımı ovuşturdum ve derin bir nefes çektim içime.Başım ağrıyordu artık.
Bu olanlardan,annemin dırdırından!
Gözlerimi açmamla burnumun dibinde olan bir çift gözle karşılaşmam bir oldu.İrkilerek geri çekilmemle sırtımı kapıya çarpmam bir oldu.Yüzünü yüzüme eğerek dikkatle gözlerimin içine baktı.Ben ise şaşkınlıkla ona bakmaya devam ediyordum.
Hangi ara dibime girmişti ki bu!

"Gidelim." kolumdan tutarak beni arabaya doğru sürükledi.
Arabaya bindiğimizde ikimizden de çıt çıkmıyordu.
Çıkmasın da zaten!
Zaten Barlas karşısındaki konuşmadan konuşmuyordu.Anladığım kadarıyla konuşmayı pek sevmiyordu.
Fakat Aren öyle değildi.O çok neşeliydi.Bir kere o gülünce gamzeleri çıkıyordu.Aren bana sürekli gülümsüyordu ve ben her gün gamzelerine dokunuyordum sonra da kendi kendime kıkırdıyordum.
Aren ise hafif bir tebessümle beni izliyordu,hissediyordum her seferinde bakışlarını.

Arabanın ani bir fren yapmasıyla son anda torpidoya tutundum ve sinirle Barlasa baktım.

"Ne yapıyorsun sen ya!"öfkeyle bağırdım ve gözlerimi sinirden çenesi kasılmış Barlasa diktim.

"O ses tonunu ayarla." Barlas'ın kısık ve tehditkar ses tonu beni daha çok çileden çıkarırken susmadım,susmayacaktım.

"Ayarlamazsam ne olur ha söylesene ne olur!"diye bağırdım ve sinirle ayağımı arabanın kapısına geçirdim.
Bir anda ensemdeki saçlarımdan kavramasıyla acıyla yüzümü buruşturdum ve kendimi ondan çekmeye çalıştım.Fakat bu canımı daha çok yaktı.

"Ses tonunu da seni de sikerim ve inan bana bundan büyük bir zevk alırım!"dudaklarını kulağıma sürterek fısıldadıkları gözlerimin dolmasını sağladı.
Bir eliyle saçlarımı tek omzumda topladı.Kafasını eğerek dudaklarını boynuma bastırmasıyla dudaklarımı ısırdım.Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken çırpınarak ondan uzaklaşmaya çalıştım.Beni daha çok çekerek sırtımı göğsüne yapıştırdı.Boynumu emmesiyle hıçkırığıma engel olamadım ve kendimi ondan uzaklaştırmaya çalıştım.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin