"Eğer o partiye gelmezsen sana kızıl saçlarım üzerine yemin ederim ki,annene hatta ve hatta Ateşe Barlasla elleştiğinizi söylerim."
Beni öyle bir tehdit etmişti ki resmen tüm uzuvlarım donmuştu.Üstümdeki elbiseye bir kez ve bir kez daha göz devirmeden edemedim.Bir yandan ise Nehire çok kızgındım.Ama bir yandan da bu tatlı hallerine gülmüyor değildim.
Nehir bir kez daha beni süzerek ıslık çaldı ve kafasını ben neymişim be dermişçesine sallamaya başladı.Ben ise bir an önce gitsek de dönsek derdindeydim.Göz ucuyla aynadan kendime şöyle bir göz attım.
Elbise dizlerimin bir karış üstünde biten,ateş kırmızısı ultra mini bir elbiseydi.Ayakkabı olarak da siyah stiletto giymek zorunda kalmıştım ve ben bunlarla nasıl yürüyeceğimi hiç bilmiyordum.Saçımı düzleştirip uçlarına hafif dalgalar vermişti ve makyajım ise aylaynır,rimel,göz farı ve bordo rengi bir rujdan oluşuyordu.
Vay be!
Her ne kadar söylemesi zor olsa da muazzam hatta erkeklerin gözünden bakacak olursak seksi görünüyordum.Nehire baktığımda ise siyah mini elbisesine tezat kızıl saçları enfes görünüyordu.Saçlarını dağınık topuz yapmıştı ve yüzünde duran bukleleri ona sevimli bir hava katıyordu.Ayakkabıları ise saçlarıyla uyumlu bir renkteydi ve müthiş görünüyordu.Makyajını demiyorum bile benden bir tık daha fazlaydı.Ama ona gerçekten çok yakışmıştı."Hazır mıyız,hazırız!O zaman dımtıs dımtıııs!"Nehir'in bu enerjisine bazen inanamıyordum.Bazen de kıskanmıyor değildim.Ama öyle kötü manada kıskanmak da değil yani bilirsiniz işte özenmek gibi.
"Ben hala anlamadım kim veriyor bu partiyi,nereye gidiyoruz biz,kimler olacak orada?"ben sorularımı sıralarken Nehir ise telefonuyla uğraşıyordu.
Yanıma gelerek telefonunu havaya kaldırdı ve fotoğrafımızı çekti.Kocaman gülümseyerek telefonunda uğraştı ve sonra bana dönerek söyle dermişçesine baktı.
"Unut gitsin,hadi gidelim."ben gözlerimi devirirken çoktan önden çıkmıştım bile.
Nehir'in bana yetişmek için arkamdan koşma sesini topuklularından duyuyordum.Ben daha bunlarla zor yürüyordum o nasıl oluyor da koşabiliyordu ki.Demek ki alışkındı diye düşündüm kendi kendime."Kızım yavaş ol biraz ya,partiye gitmek için bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum!"Nehir sırıtarak bana yetişti ve önüme geçerek merdivenlerden inmeye başladı.
Dışarıya çıktığımızda hava biraz soğuktu.Lanet olsun biraz mı,götüm donuyordu!
"Tatlım Kağan gelmiş,istersen bizimle gel Barlas mekandaymış düzenlemeleri felan yapıyormuş."Nehire anlamayarak baktığımda gözlerini devirerek konuşmasına devam etti.
"Partinin yapılacağı mekan Dorukhan kardeşlere ait yani bir nevi partiyi onlar düzenliyorlar ve bütün okul orada olacak."Kafamı anladım dercesine sallayarak tam arabaya yöneliyordum ki siyah bir bugatti tam önümde durarak yolumu kesti.Ben hem arabaya hem de arabadan inene şaşkınlıkla bakarken o ise kocaman sırıttı ve arabanın kapısına kolunu koyarak bana baktı.
"Şişt güzelim,gelmiyor musun?"ben Yektaya kocaman gözlerle bakarken o ise birazdan sırıtmaktan dökülecek gibi duran dişlerini sergiliyordu.Altına giydiği siyah kot pantolonu,üstündeki siyah gömleği ve saçlarının dağınıklığı onu oldukça yaşından büyük göstermişti.Arabayı demiyorum bile.
Şaşkınlığımdan sıyrılarak kafamı Nehire çevirdim ve gitmek üzere olduklarını gördüm.
"O zamaan,partide görüşürüüüz!" Nehir kafasını ön camdan çıkarmış bana el sallarken araba çoktan yol almaya başlamıştı bile.Kızıl tutamları havada uçuşurken o ise hala bana el sallıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionHayatı yalanlar üzerine kurulmuş küçük bir kız çocuğu... Etrafında olan bitenlerden habersiz sadece kendi acısını sarmaya çalışan minik bir kız.O acısını tek başına sarmaya çalışırken etrafındakilerin ona oynadığı oyundan habersizdi.Nasıl haberdar o...