''Uyan'' bu Ho Seok'un kaçıncı seslenişiydi gerçekten bilmiyordum. Her seslenişinde kendimi yatağa daha çok gömüyor, yorgana sarılıyor, bölünen uykuma tutunmaya çalışıyordum. Ama o durmadan seslenmeye devam ediyordu.
Bu sefer bağırdı ''Ji Min!''
Saçlarım dahi gözükmeyecek şekilde sokulduğum örtünün altından mırıldandım ''Ne?''
''Kalk!''
''Uyumak istiyorum'' halen mırıldanıyordum. Duyduğundan bile şüpheliydim.
''Akşam oldu zaten. Yeteri kadar uyudun''
''Akşam olmuş işte. Uyanıp ne yapacağım? Sabaha kadar uyuyayım'' içerikli cümlemin ardından oflayışını duydum. Odadaki neredeyse tüm havayı soluduktan sonra dışarı bıraktığı oflayış oldukça derindi ve uzun sürmüştü. Bu süre zarfında gittiğini ve beni uyku ile baş başa bıraktığını düşündüm ama havaya kaldırıldığımda fikrim bir anda değişiverdi.
Üstümdeki örtüyü güçlüce çekip yatağın kenarına fırlatan Ho Seok hızla beni kucağına almış, yürümeye başlamıştı bile. Kaldırıldığım için düşecek olmanın verdiği hisle ona tutunmuş, hem başımın altını hem bacaklarımı saran ve düşmemi engelleyen kollarına rağmen boynuna sarılmıştım.
Her adım attığında diz kapağımın arka tarafından tuttuğu bacaklarım sallanıyor, ona tutunma isteğim giderek artıyordu. Gözlerim yarım açık olduğu için nereye gittiğini göremiyordum ama bana bakmayıp yalnızca gittiği yöne baktığını görebiliyordum.
''Temizlenmemiz lazım'' dedi ilerlemeye devam ederken.
''Ne?''
''Yatak örtüsünü falan değiştireceğim sen ise o sırada banyo yapacaksın''
Gözlerimi açmaya çalışırken sordum ''Niye?''
''Kirlendik çünkü''
''Ne alak-'' diyerek soru sormaya devam edecekken bir anda bırakıldım. Ho Seok'un kollarından ayrılıp soğuk su ile buluştuğumda nefesimin kesilmesine engel olamadım. O kadar ani bir şekilde bırakmıştı ki beni, kucağından ayrılmamla küvete düşmem arasında neredeyse hiç zaman farkı yoktu.
Düşüşümle beraber oluşturduğum su sesleri kesilince ''Güzelce temizlen'' diyen Ho Seok beni bıraktığı kollarını çapraz bir şekilde göğsünde birleştirmişti.
Soğuk su sayesinde tamamen ayıldığım için bağırdım ''Öleceğimi sandım! Salak mısın nesin?''
''Salak olan sensin. Ben bu ilişkideki akıllı olan tarafım''
Sinirliydim ve bu yüzden hiç düşünmeden içinde bulunduğum küvetteki suyun bir kısmını avuçlarıma doldurup ona yönlendirdim. Avuçlarımdan çıkıp Ho Seok'a doğru harekete geçen suların çoğu ona ulaşmadan küvetin beton kısmına, fayanslara ve kenardaki havlulara sıçramış olsa bile Ho Seok'a ulaşanlar onu ürpertmek için yeter hatta artardı bile.
''Nasılmış soğuk su?'' bağırıyordum.
Vücudu halen gerginliğini korurken o da bağırmaya geçiş yaptı ''Çıldırtmak mı istiyorsun beni? Uyan diye yaptım. Kaç milyon kere seslenmeme rağmen uyanmadın. Ne yapsaydım?'' ıslanan kumaş parçalarına bakıyordu ''Isıtamıyorsun sanki suyu. Merak etme evimde sıcak su var!''
Soğuk sudan çıkıp beton kısma oturmayı reddetmemin nedeni çırılçıplak oluşumdan fazlası değildi. Ho Seok alt tarafına havlu sarmıştı ama ben uykuya daldığımız andaki gibiydim. Vücudumu örten hiçbir kumaş parçası yoktu. Bu nedenle suyun içinde kalmayı tercih ediyordum.