Altmış sekiz gün önce...
Sayfalar eskittim gülüşlerine...
****
Belime batan parmaklarını sanki başımı kaldırmamı istiyormuş gibi iyice bastırmış bu hareketiyle bedenlerimizin arasında olan milimlik mesafede kapanmıştı. Ani bir kararla başımı kaldırdım.
Şimdi dudaklarından kaçan hızlı nefesleri benim dudaklarımdan içeriye giriyor yorgun nefesiyle soluyordum.
Sadece bir kere...
Kendimi kaybedip gözlerini kapatan ilk kişi ben oldum. Karşımdaki deve karşı bir his beslediğim hakkında bazı şüphelerim vardı. Bir sevgi olmak için çok küçük ama nefret olmaktan da oldukça uzak bir duyguydu. Sorgulayamadığım ama şuan bu adamın dudaklarını dudaklarımda hissetmek istediğimi söyleyen bir histi.
İçime gerilerden kalan titrek nefesimle birlikte çektiğim adamın nefesiyle sarhoş olmuş gibi bir hissin oturması ile sesini bir türlü bastıramadığım Byun Baekhyun bağırmaya başladı.
Dur!
Aniden açılan gözlerim ve zihnimde yükselen sesimle üstümdeki çaresizliğin dağılışı ile kalakaldım. Chanyeol de aynı benim gibi gözlerini kapatmış dudaklarıma uzanmıştı. Öyle ki dudaklarının sıcaklığını hissedebiliyordum. Aramızdaki mesafe santim bile sayılmazdı. Milim? Olabilirdi.
İki yanımda güçsüzce sallanan kollarımı Chanyeol'un belimdeki koluna koyup aşağıya indirdim. Chanyeol'a bakmıyordum. Başımı eğebildiğim kadar yere eğmiştim.
Belimden düşen eli ileri geri cansız bir varlıkmış gibi sallanırken birkaç adım geri gitmiş bir elimle inatla anlıma düşen saçlarımı geriye itip dağıttım.
"Üzgünüm."
Belki de böyle bir anda söylenebilecek en saçma sözü söylemiştim. Genelde bu tür yakınlaşmaların sonu öpüşmeyle sonlanır ve her iki tarafta birbirinin yüzüne karşı hızlı hızlı solurken sevgi sözcükleri sarf ederler. İşte sorunda tam buradaydı. Ben Chanyeol'a karşı bir sevgi beslemiyordum.
Sadece aramızdaki bu çekimin getirdiği anlık isteğim fazla yoğunlaşmıştı ve sadece bir kere kalın dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissedebilmek istemiştim.
Başımı iki yana sallayıp hızlı adımlarla seradan çıktım. Daha fazla orada durursam devi yakasından tutup kendime çekecek önce aramızdaki boy farkını kapatacak ardından da dudaklarının tadına bakacaktım. Bu düşünceyi zihnimden def etmeye çalışırken bahçede oyalanmadan kendimi önce odama sonrada banyoya attım.
Kalbimin atışları dinmemiş bir türlü nefeslerimi düzene sokamamıştım. Aceleyle sıcak suyu açıp altına girdim. Chanyeol ile bu kadar yakınlaşmanın mantıklı bir yanı olmadığı beynimin içinde dönüp dururken olduğum yerde çöküp tüm suyu sırtımın karşılamasına izin verdim.
Daha kalbimin ne dediğini bile bilmezken neredeyse devi öpüyordum. Böyle bir şey ikimizin de kalbini kırabilirdi. Ona karşı olan duygularıma bir anlam veremezken buna izin vermem adilik olurdu. Beni zorlamamıştı aksine onu öpmeyi istemiş hatta gözlerini kapatan ilk taraf ben olarak onu belki de teşvik etmiştim.
Başımı iki yana sallarken o anın gözlerimin önünden gitmesi için çabaladım ama boşunaydı. Zihnimde o anın devamını da getiriyor o kalın dudakları dudaklarımın arasında hissediyordum. Gözerimi açıp tekrar kapatıyorum ve değişen bir şey yok hatta daha fazlası var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Culaccino // Chanbaek
Fanfic"Berbat haldeyim ve yoruldum, itiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim..." Yutkunmak için birleştirdiği dudakları aralanmadan kaybolmuş bakışlarını yakaladım ve dev için yarım kalan şarkıyı tamamladım. "Bunu beni yakmaya başladığında fark ettim."...