Kırk bir gün önce
Ben yalnızca sana aşığım...
** Bölümde smut var. Rahatsız olacaklar lütfen hikaye içindeki uyarımdan sonrasını okumayın fakat bölümün tamamını da öylece geçmeyin, bir şeyler kaçırabilirsiniz**
Attığım her adımda omuzlarımda ki yük ağırlaşıyor çöken bedenimin altında ezilen ruhumda bana yalvarıyordu. Kelimelerim birbirleriyle anlaşmışcasına zihnimin içinde rahatsız edici çığlıklarıyla dolanıyor çelimsiz düşüncelerimi uykularından uyandırıyordu. Öyle büyük bir olay değildi aslında bunlar. Benim içimde her zaman büyük bir kargaşa baş gösterirdi.
Yeni alınan botlarıyla etrafta dolanan küçük bir oğlan çocuğu oluvermiştim bir anda önümde biriken yağmur suyuna zıpladığımda. Ellerim ceplerimde yüzümde siyah bir maske ve başımda yine siyah şapkamla Chanyeolun bana birkaç beden büyük gelen kırmızı kabanıyla tam bir tezatlık içinde üstüme sıçrayan damlalara bakıyordum.
Bir an üzerimdeki çamurlu su damlaları kadar anlamsız gelmişti hayatım. Dolandırdığım insanları hatırladığım zamanlarda vicdan azabı çekmeyen ruhum şimdilerde bir miktar kıvranıyordu. Üzgündü belki de.
Annemin ölümüne neden olduklarını düşünerek hepsini yok etmeye ant içtiğim uyuşturucu mafyaları şimdilerde gözüme değersiz geliyordu. Oysaki her biri ne kadar önem arz ederdi benim için. Çünkü karşıma çıkanlarından birisi annemin katili olabilirdi. Minik ama kirli kalbim böyle düşünürdü çoğu zaman.
Başımı iki yana sallarken yolun karşısında ellerindeki pankartları yukarı aşağıya sallayarak bağıran küçük denilemeyecek bir topluluk gördüm. Ayaklarımı, yavaş yavaş içeriye sızmaya başlayan çamurlu sudan kurtarıp tepkili topluluğa yaklaştım. Pankartın birinde Gerçek suçlu aynı zamanda azılı bir katil! Yazıyordu. Diğerinde Gerçek suçluyu bulun! yazıyordu.
İnsanlar üzerinde bir etki bırakmış olmak beni memnun etse de sonuçta bütün o suçları işleyen benim, masum insanlar tarafından savunulduğumu görmek rahatsız etmişti.
İyi bir kişiliğim hiç olmamıştı. Hep fevri dilim vardı. Vicdanım ise pek yoklamazdı beni son zamanlar hariç. Hayat yüzüme gülmekten çok küfreder, beni yerden yere vururdu. Bense hiç iyi bir insan olmamıştım. Bunları düşünürken aklıma Chanyeol geldikçe canım yanıyordu. Ona bakarken bile bencil davranıyordum. Onun iyi kalbinde bana yer açması bile bir mucizeydi. Aramızdaki çekimi düşününce yüzümde beliren gülümsemeye engel olamamıştım. Yıllar yılı ilk defa bu denli sevgi dolu hissediyordum. Dengelerimi bozan bir devim vardı ve kalbim bundan öyle memnundu ki her an kendini unutup o devin kollarında yaşamaya devam edebilirdi ki bu arsız ruhumun kabullenmekte oldukça zorlanacağı bir durumdu.
Maskenin içinde kaybolup giden sıcak nefeslerim eşliğinde gerçek suçlunun bulunması için protesto yapan topluluğun yanından ayrılırken kendileri bu şekilde yormalarına değmeyecek birisi olduğumu sayıklıyordum kendi kendime.
Değmezdim.
Sahilin olduğu kısma yaklaşırken yavaş ve sahipsiz adımlarım hızlanmış kumlu yolları arşınlamak için can çekişmeye başlamışlardı. Bu halim içimdekine komik gelmiş olsa gerek o çıktığı ağacın tepesinde bana katıla katıla gülerken ben karşımdaki bankta oturan adamı görmemle içimdekinin ayağını kaydırmış ve düşmesine neden olmuştum.
Siyahlar içinde giyinmiş olan adam elinde tuttuğu gazeteyi kafasına kadar kaldırmıştı ve gördüğüm haber başlığı nefeslerim sıklaşmasına neden olmuş gözlerim olağan dışı bir şekilde açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Culaccino // Chanbaek
Hayran Kurgu"Berbat haldeyim ve yoruldum, itiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim..." Yutkunmak için birleştirdiği dudakları aralanmadan kaybolmuş bakışlarını yakaladım ve dev için yarım kalan şarkıyı tamamladım. "Bunu beni yakmaya başladığında fark ettim."...