"Üzgünüm Park Chanyeol sen böyle bir piçi sevdin işte..."
Yirmi altı gün önce
***
Hayatımda yok olup giden şeylerin haddi hesabı yokken benim bu adama sarılıp uyumam ne kadar doğruydu? Elimi sürdüğüm her şey bir bir yok olup giderken böylesine huzurlu hissetmem nasıl mümkün olabiliyordu? Onu hak etmediğime öylesine eminken nasıl onun sevgisiyle böylesine sarmalanabiliyordum?
Dünkü ağlayışımın bana hediye olarak sunduğu şiş ve ağrıyan gözlerimle uyandığımda aklımdan geçenler tam olarak bunlardı. Özlediğim öyle çok şey vardı ki geçmişimde yok olup giden.
Başımı iki yana sallayıp yatakta biraz daha Chanyeol'a sokuldum. İçimdeki huzursuzluğu hissetmişçesine kolları etrafımda sıkılaşırken uykusunun arasında bir şeyler mırıldandı. Bu haliyle oldukça savunmasız aptal bir dev gibi görünmekle kalmayıp hafif aralık duran ağzı ve yarı açık gözeriyle fazlasıyla sevimli görünüyordu. Ve sanırım benim bu görüntüye zaafım vardı.
Başımı boyun girintisine gömüp kokusunu defalarca içime çektiğim sırada tekrar tekrar mırıldanarak uyandı.
"Günaydın sevgilim."
Bakışlarımı kaldırıp baktığımda başını hafifçe aşağıya eğmiş bana bakıyordu. Uykudan henüz arınmamış gözleri hafif şişmişti. Bu halini bir tabloya hapsedip evimin en güzel köşesine yerleştirmek ve karşısında ömrümü tüketmek istiyordum.
"Günaydın, sevgilim."
Cevabımla gülümseyip bana tekrar sarılmış ve yüzümün boynunda dinlemesine izin vermişti. Ama bir şeyler içimi kemiriyordu. Bir türlü rahat bir nefes alamıyor sürekli istemsiz bir şekilde iç çekip duruyordum. Huzursuzca kıpırdanışlarım sonunda onu da rahatsız etmiş olacak ki biraz geri çekilip yüzüme baktı.
"Baekhyun sen iyi misin?"
Omuz silkip ona biraz daha sokuldum. Bu savunmasız halimi fırsat bilmiş olacak ki ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde beni altına alarak yatakta omuzlarımın iki yanına koyduğu dirsekleriyle üstümde yükseldi.
Vücudu vücuduma hafifçe dokunuyor ağırlığının çoğunu dirsekleriyle taşıyordu ki bu o koca elleri saçlarımla buluşana kadar sürmüştü. Şimdi kendimi altında eziliyormuş gibi hissetmem gereken ağırlığıyla tüm vücudumu uyarıyordu ama ben bu durumdan hiç rahatsız değildim.
"Birkaç gündür tuhaf davranıyorsun."
Kaşlarımı kaldırıp hafifçe sırttım. Parmaklarım arsızca tişörtünün açıkta bıraktığı kısımlarda dolaşıyordu.
"Öyle miyim? Hiç fark etmedim."
Üstümdeki devin kaşları çatılırken saçlarımla sevişen parmakları duraksamıştı.
"Bir sorun var Baekhyun"
Başımı iki yana sallarken biraz tereddüt etmiş olmalıyım ki Chanyeol ani bir hareketle üzerimden kalkıp beni de kendisi gibi oturur pozisyona getirdi.
"Sorun ne Baek?"
İsmimi kısaltarak seslenmesine dudağımın kenarıyla gülümserken kucağıma düşen parmaklarımla pek de hoş olmayan yersiz bir bakışma içerisine girmiştik.
Omuz silktim.
Zamana ihtiyacım vardı. Onunla hemen şuanda canımı sıkan bu konuyu konuşursam neler olur kestiremiyordum. Bir ay sonra gidiyorum diyemezdim. Habersizce çıkıp gidemezdim de ama henüz erkendi. Ya da benim cesaretim yoktu onu hayal kırıklığına uğratmaya, yıkmaya ve bunları görmeye, işitmeye cesaretim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Culaccino // Chanbaek
Fanfic"Berbat haldeyim ve yoruldum, itiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim..." Yutkunmak için birleştirdiği dudakları aralanmadan kaybolmuş bakışlarını yakaladım ve dev için yarım kalan şarkıyı tamamladım. "Bunu beni yakmaya başladığında fark ettim."...