O Gün
"... Beceremedim de sevgilim..."
~~~
"Hazır mısın?"
Yixing evden çıkmadan önce son bir kez yüzüme bakarak neler düşündüğümü anlamaya çalışıyordu ama ben yılların verdiği alışkanlıkla kalbimde baş gösteren fırtınayı, avuç içlerimin terlemesine neden olan o gerginliği saklamayı becerebiliyordum. Saklayamasaydım da görebilseydin keşke acı çekiyorum Yixing.
Derin bir nefes alıp verdim ve başımı aşağı yukarı salladım.
Üç gün önce ben sahildeki gizli evden ayrılıp Yixing'in yanına geldiğimde o da Luhan ile birlikte yaşadığı evden ayrılmış ve ücra bir köşede eski binalardan birinde bir apartman dairesi kiralamıştık.
Çok fazla zamanımız yoktu zaten. Ev çok temiz olmasa da burayı yalnızca üç gün kullanacaktık. Şimdide buradan ayrılma vaktiydi. Sırtımızdaki çantalarla evden çıkarken zihnimin her yanını dolduran devi düşünmemeye çalışıyordum.
Geçen üç günde kalbim de aynı bu apartman dairesi gibi rutubet kokmaya başlamış, sancılarıysa giderek artmıştı. Evin kirli duvarlarıyla oldukça yakınlaşmış, ağlayacak gücüm kalmadığından belki de bilmiyorum gözlerimden tek bir damla akmamış sadece bomboş oturmuştum.
"Gri saçlar, ortalamanın üzerinde boy, sanılanın aksine sosyal bir kişilik ve dengesiz bir herif arıyoruz."
Yanımda yürüyen arkadaşımın sesiyle kendime gelirken bugün huy edinmeye karar verdiğim gibi bir kez daha iç çektim.
Zordu.
Öyle zordu ki burayı terk ederken kalbimi geride bırakmak. Her gün devimi düşünüp de ona dokunamamak. Her gün sinirini çıkardığı akmış pembe saçlarını düzene sokarken kucağında oturamamak, ardından onu öpücüklere boğamamak...
Öyle zordu ki, artık her nefesim anılarımıza inen hançerler gibiydi. Zihnimde her yerde kan vardı ve ben gözlerimi kapatmak istemiyordum.
Başımı tekrar aşağı yukarı sallayarak benden bir tepki bekleyen Yixing'i onayladım. Eğer bugün bu işi başarabilirsek gece Kore'den ayrılacağız. Sahte pasaportlarımız ve bizim adımıza hazırlanmış sahte ölüm haberlerinin yayınlanması tek bir söze bakıyordu ve bunu düşünmek beni daha da geriyordu.
"Bizi tehdit eden herif orada olacak bundan eminsin değil mi?"
"Evet, onunla iletişime geçtim. Orada olacağını söyledi." Onu dinlediğimi belirten bir baş sallaması daha göndermiştim.
"Asper?" Yan bir bakış eşliğinde beni asıl tedirgin eden soruyu sordum.
"Kafenin önünde buluşacağız sen içeride yazarla buluştuğunda hemen arkanda olacağız."
Bir süre terk edilmiş sokaklardan sessizce yürüdük. Attığımız her adımın sesi yosunların süslediği duvarlarda yankılanıyordu
"Gerginim."
Bulunduğumuz dar sokaktan çıkmamıza çok az bir mesafe kala Yixing önüme geçerek beni durdurdu. Ona bakmak yerine başımı kaldırıp uzun binaların arasında bir hayalmiş gibi görünen gökyüzüne baktım.
"Rahatla B. Bu son işimiz olacak. O yüzden eğlenmene bak."
Eğlenmek? Bakışlarımı ona indirip ciddi misin sen diye sormaya hazırlanıyordum ki seri hareketlerle cebinden siyah kemikli bir gözlük çıkarıp yüzüme yaklaştırdı ve gözlüğün kusursuzca burnumla buluşmasına izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Culaccino // Chanbaek
Fanfiction"Berbat haldeyim ve yoruldum, itiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim..." Yutkunmak için birleştirdiği dudakları aralanmadan kaybolmuş bakışlarını yakaladım ve dev için yarım kalan şarkıyı tamamladım. "Bunu beni yakmaya başladığında fark ettim."...