Öte-Gezegen Vxonya 1 - Kehanetin Yankısı

[30.2] Sita Taşı'nın Bedeli

              Okumaya başlamadan önce yıldızı parlatmayı unutmayın.

              Oy ve özellikle paragraf yorumları oldukça motive edici oluyor, okudukça verdiğiniz tepkileri okumak isterim. 🥰

                                                  Keyifli okumalar!

                                        🌸☀️🍁❄️

Rudi hırçın suların ortasında son sürat yüzerken Karsel'i sıkı sıkı tutmuştu, yüzmesini engellese de umursamıyor bütün gücüyle yüzüyordu. Bir süre hırçın su ve yorgunluğuyla savaşarak yüzdükten sonra durup kendini suyun akışına bıraktı ve sesli bir şekilde büyülü bir şeyler söyledi: "Dum tavi set pses set ad uatagus erp antagus metonem uarede mesper dum sropi srope."

İkisi de suyun derinliklerine doğru süzülürlerken birden dibe doğru çekilmeye başladılar. Sanki görünmez bir el onları yakalamış hızlı bir şekilde çekiyor gibiydi. Yeterince dibe indiklerinde etraflarını su baloncukları sardı. Yavaş yavaş dönen baloncuklar girdaba dönüşerek ikisini de içine çekti.

Görüntü değişmişti.

Rudi ve kucağında Karsel sudan çıkmışlar, ıslak bir şekilde küçük bir kara parçasının üzerinde duruyorlardı. Karşılarında büyük taşlardan örülme duvar vardı. Rudi tekrar büyülü bir şeyler söyleyerek duvara doğru yaklaştı: "Olecum non munima nattum iqu stran arem runcrut."

Taşlar sağa, sola, yukarı, aşağı doğru karışık bir biçimde birbirlerinden ayrılıp ortasında yuvarlak bir geçit oluşturunca Rudi hızla içinden geçti, kaybedecek daha fazla vakit yoktu. İlge'nin okuduğu koruma büyüleri Karsel'i hayatta tutmuştu ancak zaman hızla ilerliyordu.

Geçidin sonunda muhteşem bir doğa manzarası vardı. Sudan oluşan rengarenk çiçeklerin göz alıcı güzelliğinin üzerinde ahenkle dans eden su kelebekler, mavinin en güzel tonunu içinde barındıran tertemiz nehir ve nehrin içindeki kayaların üstünde oturan xtalar... Her şey çok güzel görünüyordu ama güzelliğin içinde korkunç bir kasvet gizliydi. Urtol Ovuasha'nın güzelliğini gölgeleyememişti ancak üzerine hastalık gibi kasvet yaymıştı.

Rudi telaşla xtalara doğru koşmaya başlayınca xtalar tedirgin olmuşlardı, güzelliklerinden beklenmeyecek kadar hırçınlığa büründüler. Rudi sakince Karsel'i yere bırakıp ellerini suçlu gibi havaya kaldırdı. "Yardımınıza ihtiyacım var."

Su yeşili saçlara sahip olan xta Rudi'ye doğru yaklaşırken göz ucuyla Karsel'e baktı. "Sana neden yardım edelim?"

Rudi üzgün bir şekilde kafasını yere eğdi. "Karsel..." Parmağıyla gösterip devam etti: "O meşhur kehaneti gerçekleştirmek için gelen kızlardan biri ve bizim ülkemiz için savaşırken bu hâle geldi." Bakışlarını xtaya çevirdi. "Sence de ona bir borcumuz yok mu?"

Xta keskin bakışlarını Rudi'nin üzerinde gezdirdikten sonra Karsel'e çevirdi. Hiçbir şey söylemeden yaklaşıp solgun tenine dokundu, buz gibiydi. Dudaklarını düz bir çizgi hâline getirerek kafasını iki yana salladı. "Onun için çok geç."

Rudi'nin konuşmasına fırsat vermeden Karsel'i kucaklayıp nehre soktu. "Ama yine de Drevi Nehri'nin şifalı suyunu denemeyi hak ediyor."

Bakışlarını cevap bekler gibi Rudi'ye çevirdiğinde Rudi kafasını aşağı yukarı salladı. Xta gülümseyerek arkadaşça bir tavıra büründü. "Bu arada ben Anata."

"Ben de Rudi." diye aynı gülümsemeyle karşılık verdi Rudi.

Karsel suyun altında dururken onun bölgesindeki su ışıl ışıl parlıyordu. Rudi ve xtalar bir süre onun uyanıp sudan çıkmasını beklediler ama hiçbir şey olmadı, Karsel bir türlü uyanmıyordu. Başında bekleyen Anata üzgün ifadeyle onu sudan çıkarıp çimlerin üzerine yatırdı. Ellerini üzerine getirip konuşmak için ağzını açtığında Rudi hızla elini yakaladı. "Ne yapıyorsun?!"

Anata kaşlarını çatarak elini geri çekti. "Onu toz hâline geti-"

Rudi hızla sözünü kesti: "Hayır getirmeyeceksin!"

Anata sakince Rudi'nin yanına yaklaştı. "Bak, ne kadar üzgün olduğunu anlayabiliyorum ama bu kız için yapılabilecek bir şey kalmamış, Vxonya'ya karışmalı."

Rudi Anata'yı sinirle ittirerek, "Hayır dedim sana!" diye haykırdı.

Bu yaptığı delilikti, xtalar sinirlendiğinde çok vahşi olurlardı. Ama Rudi de kızlardan inatçılığı ve korkmamayı öğrenmişti. Karsel'in toz olmasına her ne olursa olsun izin veremezdi.

Anata burunlarından soluyan diğer xtaları elini kaldırarak durdurdu. Rudi anlayışlı xtaya denk gelmişti. "Sence ne yapmalıyız?" diye sordu Anata, sakince.

"Sita taşı," diye cevapladı Rudi. "Ona lazım olan bu."

Anata kafasını iki yana salladı. "Bak-"

Rudi hızla sözünü kesti: "Sita taşı ona iyi gelecek!"

Anata Rudi'nin kararlı tavrına karşılık bir iki adım geri çekilip eliyle nehri gösterdi. "Peki git ve taşı al, biz onu Galen'e götüreceğiz."

Rudi kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra nehre ilerledi. Anata Karsel'i kucağına aldıktan sonra bir şey hatırlar gibi durup Rudi'ye döndü. "Ama seni uyarmalıyım..." diye seslendi arkasından. Rudi vakit kaybetmemek için dinlemeden, hızla suya daldı.

Suyun içinde gözden kaybolduktan sonra sığlaşan bölgede hardala yakın, altın sarısı kumların olduğu karaya çıktı. Ovuasha'ya açılan geçidin olduğu yere çok benziyordu. Tek fark, kocaman taşlardan oluşan duvar yerine porselen gibi beyaz, kristalden tacı ve kanatları olan heykelin olmasıydı.

Heykelin kalbinin orada sita taşını gören Rudi hızla yaklaşıp taşı almak için elini uzattı ama heykel bir anda canlanıp kolunu tutarak onu durdurdu. Sivri tırnakları Rudi'nin koluna geçmiş sızar gibi kanını akıtmıştı. Heykel donuk gözlerini Rudi'ye dikti. "Bir can alır bir can veririm. Kabul ediyor musun?"

Rudi ne bir korku belirtisi gösterdi ne de bakışlarını kaçırdı.

"Ediyorum."

                            🌸☀️🍁❄️

              Bölüm sonu.

          Bir sonraki bölümde görüşürüz. 🙋