"Keily iyi misin? Tatlım. Neden geldiğinden beri farklısın. Yoksa kardeşinin olması mı? ben...ben üzüleceğini tahmin edemedim"
Kraliçe kendini ilk kez kızına karşı mahcup hissediyordu. Ama yinede yeniden anne olma fikri onu her zamankinden fazla mutlu etmişti. Keily için mükemmel bir anne olmaya çalışmıştı. Onun yarı bir elf olması ise işi iyice zorlaştırıyordu. Diğer çocukların onu dışladığına defalarca şahit olmuş kalbi defalarca kırılmıştı. Bunu ona yaşattığı hergün için kendine lanet etmediği bir gün bile olmamıştı. Bazen o kadar üzülüyordu ki onu alıp dünyaya bile dönmeyi düşünmüştü. Ama ya Tristan... onun biricik eşi.. . Kendini en yalnız ve çaresiz hissettiği bir gece ansızın ortaya çıkan yabancı. Yalnız başına o sahile gittiği hergün için tanrıya şükrediyordu. Ölüme giderken tanrı ona yeni bir hayat bağışlamıştı. Tristan ile bir hayat.
"Babanı ilk kez o sahilde gördüğümde gerçekleşmesi imkansız bir hayal gibiydi. Tanrının bana hediyesiydi Keily. Ve sen... sen babanın bana verdiği en değerli hediyesin. Başka bir bebek asla kalbimdeki yerini alamaz. Sen ve baban benim yaşam kaynağımsınız ve şimdi bu bebek bir mucize gibi Kelly seninle o kadar acemiydim ki. Bu tanrının bana verdiği ikinci şans tatlım. Ama asla sana olan sevgim azalmayacak"
Kraliçenin her cümlesi içimi o kadar ısıtıyordu ki. Kötü bir fikri asla düşünmemiştim. Annem benim bu diyardaki tek dostumdu.
"seni paylaşmak çok zor anne"
"ah... Bebeğim benim... sen benim ışığımsın ve bu hep böyle olacak" işte benim annem böyle bir kadındı. Yüreğine koskoca bir elf diyarını sığdırabilecek kadar yüce bir kraliçeydi.
"Küçük hanım şimdi kalkıyorsun ve bu gece bu diyarın en güzel prensesi olarak o kendini begenmiş asillere gününü gösteriyoruz. Unutma sen benim kızımsın" diyen annemin zafer dolu sözleri odada yankılanırken çoktan hizmetliler odaya dolmuş oradan oraya koşturuyordu. Bir yandan saçlarımı tarayan May diğer yandan herkese emirler yağdıran annem. Tanrım bu gece gerçekten uzun olacaktı. Buna artık çok emindim.
" İşte hazırsın" gözyaşlarını silen annem gururla beni izliyordu. "ah... Bebeğim mükemmelsin. İşte benim eserim" diyen annem zafer kazanmış gibiydi.
"Hadi ama majesteleri bizide unutma" derken May odada bekleyen kızlara bakıyordu.
"Haklısın May. Tebrikler kızlar mükemmel bir iş çıkardınız" diyen annem çocuklar gibi gülümsüyor ve el çırpıyordu. Ne kadarda elf diyarının kraliçesi olsada o hala insan doktor Ashley Smith di. Çocukların sevgilisi harika doktor.
Kabul salonunda müzik çoktan başlamış eğlence sesleri odama kadar geliyordu ve ben şuan heyecandan ölüyordum. Güçlü dur Keily bu gece senin gecen.
"Hazır mısınız? Güzel bayanlar"
Odadaki heyecanı sevgili Kralımız babam Tristan ın sesi bölmüştü. Annem heyecanla babama sarılırken bende küçük bir kızken yaptığım gibi onları hayranlıkla izliyordum. Belki birgün beni de heyecanlandıran bir erkek çıkardı karşıma. Kim bilir.
Bir kolunda ben bir kolunda annem babamın kolunda kabul salonuna inen merdivenlerdeydik.
"Seninle gurur duyduğumu asla unutma Keily. Annen ve ben seninle her zaman gurur duyduk" annem gülümseyerek bana bakarken sımsıkı sarıldım o an babama. O ciddi ifadesini korurken kocaman bir öpücüğü çoktan yanağına kondurmuştum.
"Haydi eğlence başlasın" diyen annemin sesiyle babamdan ayrıldığımda ikimizde gülüyorduk.
Merdivenlerden inerken tüm salon bizi gördüğünde müzik susmuş davetliler kraliyet ailesinin önünde saygıyla eğilmişti. İşte kral Tristan ın gücü.
"Sevgili dostlarım ve diğer diyarların kudretli liderleri" tüm salon babamın sesiyle dolmuştu. Herkes susmuş babamı dinliyordu.
"Bu gece sevgili kızım Keily nin kabul töreni ve gelecekteki elf kraliçesinin takdimi için toplandık"
Herkes babamı dikkatle dinlerken gözlerim kalabalıktan çok geride tek başına duran delici bakışlarıyla beni izleyen o mavi gözlü adama takılmıştı. Nedendir bilmiyorum ama sanki tüm salon birden buz kesmiş ürpertim tüm bedenimi ele geçirmişti. İçimi kaplayan huzursuzlukla elim istemsizce kolyeme gittiğinde ansızın elf ustalarının elinden çıkan ve defalarca kırmaya çalıştığım halde asla bir çizik bile atmayı başaramadığım kolyem ellerimde tuz ve buz olduğunda babamın kocaman gözleri ilk kez korkuyla bana bakıyordu. İşte o an tüm kabul salonunu inleten uluma sesi tüylerimi diken diken ettiğinde sesin geldiği yönde hızla bana gelen dev gibi bir kurt adamı görmemle donup kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT KRALIN RUHU
Fantasy"Senin için tüm diyarları gezdim, savaştım, acı çektim prenses sadece seni bulabilmek içindi hepsi" Keily şaşkınlıkla karşısındaki mavi gözlü deve bakıyordu. "Artık bundan kaçışın yok" derken hırsla Keily sıkıştığı yerden kaldırmıştı. " Karanlığıma...