KEİLY
Bugün uzun zamandır ilk kez huzur içinde uyanmıştım. Aleck iki gün içinde yola çıkabileceğimizi söylediğinde gerçekten dediğini yapmıştı. Ertesi gün şifacılar dikkatli olmamız koşuluyla yolculuğa izin vermişlerdi tabi baş şifacı da bizimle gelecekti. Aleck hiç bir şeyi şansa bırakmıyordu. Bu yönüyle kabul etmekte zorlansamda o çok iyi bir baba olacaktı.
Lisa nın yardımıyla hazırlanmıştım. Büyüyen karnım hareketimi kısıtlıyordu. Bunun normal olup olmadığına emin değildim. Bir bebek bu kadar iri olamazdı. Kız veya erkek olduğunu öğrenemiyorduk. Şifacı cadının dediğine göre bebeği koruyan güçlü bir kalkan var gibiymiş. Bunu da elf genlerime bağlıyorlardı. Neyse ki bunun önemi yoktu yeter ki sağlıklı olsun.
"hazırsan inelim Keily. Aleck ve askerler seni bekliyor." Aleck istenmediği topraklara kesinlikle tek gitmeyecekti. Güvenliğimiz için herşeyi yapmıştı. Seçkin bir asker birliği ve bir kaç savaşçı cadıyı da götürecekti. Sandra dan sonra kesinlikle cadılardan hoşlanmıyordum. Ama buna mecburduk.
Ona ne kadar kızgın olsamda zarar gördüğünü düşününce kalbimde bir sızı oluşuyordu. Kabul etmek istemesemde ona karşı hissettiğim duygulara engel olamıyordum. Ve şimdide bebeğimiz sanki bizi birbirimize yaklaştırıyordu."bekletmeyelim o zaman. Biran evvel gitmek istiyorum. Ailemi çok özledim." heyecandan içim kıpır kıpırdı. Lisa nın yardımıyla bahçeye indiğimde askerler portaldan henüz geçiyordu. Biz ve cadılar kalmıştık. Aleck onlara ne yapmalarını söylerken beni görmüştü. Cadılar da bir bir portaldan geçtiğinde sadece ikimiz kalmıştık.
" hazır mısın?" başımla onayladığımda portala adım atmıştık. Elimi sımsıkı tutuyordu. Ve gerçekten gergindi. Renk renk ışıklar kaybolduğunda sonunda evimdeydim. Elf diyarında.
Saray bıraktığımdan farklıydı. Yenilenmişti. Elf askerler etrafımızı sarmıştı biranda. . Tabi kurt savaşçılar ve cadılar tamamen bizi çembere almış uzak tutuyorlardı onları.
"çekilin önümden kokmuş kurtlar!!" bu kesinlikle Mary nin çığlığıydı. Aleck in işaretiyle koşarak boynuma atılmıştı.
"tanrım seni çok özledim. Ve keily seni bıraktığımda tek kişiydin ve şuan üç bu bir mucize" derken üç mü demişti. Yani şuan ikiz miydi bebeklerim. Aleck te şaşkındı.
"ikiz mi" mary garip garip bakıyordu.
"tabi bilmiyordun. Elf bebekleri sadece elf şifacılar görebilir tabi sen nerden bileceksin ve tabi bu.." derken Aleck e ters ters bakıyordu.
"bilmiyorduk. Annem ve babam..." derken gözlerim onları arıyordu.
"kraliçe doğum yaptı. Bir prensimiz oldu" derken elfler saygıyla eğilmişlerdi. Demek bir erkek. Saraya doğru koşarcasına yürürken çok heyecanlanmıştım.
"kızım" babamı sonunda sarayın Kapısında gördüğümde bana sımsıkı sarıldı. O kadar özlemiştim ki.
"annem o iyi mi"
"ikiside iyi seni bekliyor. Yataga bağlamak zorunda kalmak üzereyim onu." koridorda ilerlerken annemin öfkeli sesini işitiyordum. Gerçekten kızgındı.
"tristan nerdesin. Bunu ödeteceğim sana. Hemen Keily görmek istiyorum" onu yatakta gördüğümde o kadar mutlu olmuştum ki.
"burdayım anne" beni gördüğünde şaşkınlıkla karnıma bakarken ikimizde ağlıyorduk. Hızla ona sarıldım. O ise saçlarımı öpüyordu.
"seni çok özledim bebeğim"
"bende anne."
"sen hamilesin. Yoksa o kurt bozuntusu" derken korkuyla bakıyordu.
"seni adi herif kızıma bunu nasıl yaparsın" diyen annem bir kaplan misali Aleck in üzerine atlayacaktı.
"sakin ol anne zorla değil. Biz... İsteyerek.." derken utançtan ölecektim. Aleck ise gülümsüyordu. Onu korumam hoşuna gitmişti. Onu savunmuştum. Kollarıyla beni sardığında içim huzur dolmuştu. Sessizce kulağıma eğilerek teşekkür etmişti.
"sakin ol sevgilim. Hem torunlarımızı da üzüyorsun" babam hemen araya girdiğinde ona minnettar olmuştum. Küçük prensin sesini duyduğumda gözüm beşiğe iliştiğinde onu gördüm o kadar güzeldi ki.
,"çok güzel"
"aynı senin gibi meleğim. Senin bebekliğine benziyor " derken babam gülümsüyordu. Mutlulardı. Annem ve babam artık iyilerdi.
Küçük prensle biraz vakit geçirdikten sonra dinlenmek için odama çekilmiştim. Tabi Aleck ile. Bir saniye yanımdan ayrılmıyordu.
"demek ikizsiniz" derken farkında olmadan konuşuyordum. Aleck ise hayranlıkla izliyordu. Bakışlarını gördüğüm de utanmıştım.
"beni çok mutlu ettin. Bir evlat için asırlarca bekledim ve sen iki tane verdin bana. Sen benim mucizemsin." derken o kadar mutluydu ki.
"şey... Onlar birer mucize benim içinde ." ne diyeceğimi bilemiyordum.
"ama yine de sana olan öfkem geçmiş değil Aleck."
"birgün oda geçicek sevgilim." bu adam gerçekten inatçıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT KRALIN RUHU
Fantasy"Senin için tüm diyarları gezdim, savaştım, acı çektim prenses sadece seni bulabilmek içindi hepsi" Keily şaşkınlıkla karşısındaki mavi gözlü deve bakıyordu. "Artık bundan kaçışın yok" derken hırsla Keily sıkıştığı yerden kaldırmıştı. " Karanlığıma...