Pratik odasında dört bir yanımı saran aynalara baktım. Kendimi uzun süredir incelemediğimin farkına varıyordum ve sanki bu ben değil gibiydim. Daha güleç, salak ve saf kız değildim, elbette Woori'den yediğim kazıktan dolayı böyle düşünüyordum.
Pratik yapmaktan dağılan saçlarımı yeniden toplamak için tokamı çıkardığımda dün gece sunbaenin ellerini saçlarımda gezdirdiği an gelmişti ve utanmıştım. Oysa dün sadece çorba içmiştim fakat alkol alsaydım o kadar rahat olamazdım herhalde.
"Hadi," dedim kendimi gazlarken. "Daha sıkı çalış, Maria!"
Şarkıyı değiştireceğim sırada telefonuma gelen bildirim sesiyle koşarak telefonumun yanına gitmiş, Do Hojoon'dan geldiğini gördüğüm mesajı korkuyla açmıştım.
Çocuklar bugün ikiniz dışarıya çıkacaksınız, hazırlanın.
Ardından gelen mesaj canımı sıkmıştı.
Maria, yüzün gözükecek. Odanda seni makyöz bekliyor olacak, ne yapıyorsan odana geri dön.
Yüreğimin ağzıma geldiğini hissettim, suratım gözükemezdi. Bu daha çok erkendi! Daha çıkış yapmamıştık!
Telefonumdan Do Hojoon'u aramaya başladım, o sırada aceleyle bana denileni yapıp odama geri dönüyordum fakat deli herif telefonlarımı açmamakta ısrarcıydı.
Odamın kapısını tıklattım, makyöz unni kapıyı açtığında suratımı rahatsızca incelemişti. Ona selam verip içeri girdim.
"Sana ne yapabilirim, bilmiyorum."
"O kadar çirkin değilimdir," dedim üzülerek.
Başını iki yana salladı. "Güzel olduğun için demiştim zaten." Yanıma gelip suratımı inceleyip bir kusur ya da bir eksiklik, fazlalık aradı. En sonunda ortak fikrimizce olan göz makyajında karar kıldığımızda kendimi ona bırakmıştım. Her ihtimale karşı dışarıya maskeyle çıkabilirdim.
"Bunu anlayabiliyor musunuz? Tüm yaşananların ceremesini Maria çeksin fakat gelgelelim tüm bunların sorumlusu olan Woori özür dilemesin. Böyle bir şey olabilir mi ama?"
Diğer gözüme geçtiğinde ara verdi. "Ona özür dileyecek fırsatı verdin mi?"
Başımla onaylayacağım sırada durdum. "Hayır, aslında ondan kaçtım."
Gülümseyerek makyajıma devam etti. "Onunla yalnız kalmayı dene."
•
"Maria, maskeni tak."
Arabadan ineceğim sırada Yoongi sunbae kolumdan tutup koltuğa bıraktığım maskemi bana uzatmıştı.
Aynadan Do Hojoon'la göz göze geldiğimde bakışlarını kaçırdı. Bu ona göre takabilirsin demek oluyordu. Bu yüzden toz pembe maskemi yüzüme yerleştirdim ve kendime güven verircesine arabadan indim.
"Şimdilik burada kimse yok," dedim getirildiğimiz cafenin içerisine bakarak. "Sunbae, sen maskeni çıkarmayacak mısın?"
"Sadece sen maskeyle dolaşırsan bunun reklam olduğunu düşünebilirler." Dediği şey mantıklı geldiğinde başımı salladım. "Maria."