öncelikle şunu söylemeliyim ki bir kadının başına gelebilecek en kötü şeyi bugün yaşadım ve moralim oldukça bozuk. bu nedenle bu bölümü düzeltmeden, ekleme yapmadan atmak durumundayım. otuzuncu bölümü final yapacağım, iyi okumalar.
+
-bir hafta sonra-
Super Junior ile olan şovumuzdan sonra birlikte arka sahneye geçerken Yoongi sunbae kalabalıkta bileğimden tutup "Sahnede çok iyiydin," demişti. Etrafımı yoklayıp kararan ışıklardan sonra beni kendisine çekmesine izin verdim. Terimi almak için bir bezle ufak dokunuşlarla alnımı silerken yorulmamdan dolayı hızlı nefes alıp veriyordum.
İşi bitince yanındaki diğer grup üyelerine dönüp Hoseok sunbaeye bezi verdi. "Birazdan sahneye ben çıkacağım, çıkışta beni bekle." Başımı sallayıp onayladığımda gülümsedi. "Donghae'den uzak dur."
Beni son bir kez daha uyardıktan sonra bana el sallamış ardından hızlı adımlarla sahneye doğru gitmişti. Derin bir nefes verip Yiseul ile olan kulisimize doğru gitmeyi amaçlarken az ötede, duvara yaslanmış altı kızı görmüştüm. Onlara yaklaştığımda ise bu grubun (G)I-DLE olduğunu anlamıştım.
Beni fark ettiklerinde eğildiler, ben de onlara doğru eğildim ve her ne kadar onlara karşı -özellikle Soyeon'a- bir antipati beslesem de selamlaşmış olduk.
"Merhaba," dedim hepsini sırayla süzerken. En sonunda gözüm birisinin elinde tuttuğu pastayı fark ettiğinde gülümsedim. "Doğum günü mü?" Soyeon aynı şekilde gülümseyerek başını salladığında onun doğum günü olduğunu anladım. "Doğum gününüz kutlu olsun."
"Teşekkür ederim," demişti mutlulukla. "Maria-ssi."
"Bana Maria diyebilirsin," dedim şaşkınlıkla. Şirkette bana bu şekilde seslenen kimse yoktu çünkü. "Aynı yaştayız."
İsmini bilmediğim ama en az Yiseul kadar güzel olduğunu düşündüğüm kız, "BTS ile aynı şirkettesin, haberleri çıkan.. değil mi?"
Gerildiğimi hissettim, aklıma netizenlerin sunbae ve Soyeon arasındaki saçma yorumları geldi ve bu yüzden suratımı astım. "Yoongi oppayla haberleri çıkan kız mı?" diye sordum yeniden sırıtarak. "Ah, evet."
"Biz BTS'in hayranıyız," demişti Soyeon. "Onları bekliyorduk, tanışmak için."
"Öyle mi?" dedim.
"Soyeon Namjoon sunbaenin hayranı, doğum günü olduğu için bu fırsatı kaçırmak istemedi," demişti Çinli olduğunu düşündüğüm kız.
Birden gruplarıyla ilgili tüm kötü düşüncelerim duyduğum bu cümleyle yok olmuştu, kendimden utandım ve mahcup bir ifadeyle bakışlarımı kaçırdım. "Gitsem iyi olur, görüşürüz," dedim onlara son defa eğilirken.
Yanlarından ayrılıp elimle kafama vurdum, gerçekten aptal hissediyordum. Son günlerde bana neler olduğunu bilmiyordum ayrıca sunbae ve benim işlerimin yoğunluğundan dolayı onunla bir türlü konuşamıyordum. Neyse ki bugün bu haftaki şovlar bitiyordu ve onunla bu gece konuşmayı düşünüyordum, terasta.
•
Music Bank'in sonunda BTS ödülü almış, çıkışta ise grubumuzdan sadece ben ve Yiseul olduğu için onların arabalarıyla yurda dönmüştük. Yoongi sunbae kulağıma bu akşam beni bir yere götürmek istediğini ve hemen hazırlanmam gerektiğini söylemişti bu yüzden oldukça gerilmiştim.
Giyinmek için Woori'nin odasına gidiyordum çünkü beni en iyi o giydirebilirdi. Ayrıca onunla artık daha sık vakit geçirmeliydim, benim yüzümden aramız açılmıştı.
