uzun bir bölüm oldu, yorum okumak beni mutlu eder yapmak isterseniz tabii..
iyi okumalar 💛
+
Karnıma giren krampla birlikte kendimi gülmeye zorlarken birkaç saniye içinde şarkımız sonlanmış, ışıklar sönmüştü. Sıra halinde arka sahneye doğru geçerken acı içerisinde karnımı tuttum. Canım hala şu merdivenden düşme olayı yüzünden acıyordu.
Arkada duran diğer sanatçılara selam verdikten sonra Hojoon'un hızlıca içeri girip bizi almasını beklerken Geurin yanıma gelmiş sırtımı ovalamıştı. "Canın çok acıyor mu?"
"Çok değil," dedim yalan söyleyerek. Kimseyi benim yüzümden derde sokmak istemiyordum.
"Hojoon geldi."
Hojoon elinde yedimizin de montlarıyla geldiğinde yardım amaçlı elindekileri kızlara doğru uzattım. O da o sırada belime takmam gereken korseyi bağlamış, ardından montumu giydirmişti. "İyi misin?"
Başımla onaylarken çoktan yürümeye başlamıştı bile. "Akşam yemeğine gidiyoruz."
"Kim kim?" diye sordum ona yetişmek için hızlanmaya çalışırken. "Sen ve ben mi?"
Durduğunda suratımı sırtına çarpmış acıyla inlemiştim. "Şirket yemeği."
"Ah," diye mırıldandım yeniden yürümeye başladığında. "Tabii ya, şirket yemeği.." İçimdeki heyecan duygusunu bastırmaya çalışarak devam ettim. "Diğer grup da gelecek mi?"
Beni cevaplamamayı tercih ettiğini belirterek adımlarını daha da hızlandırdığında omuzlarımı düşürdüm. Onlar da gelecekti tabii ki, aynı şirketteydik.
Son bir haftadır her şey üst üste binmişti ve depresyona girmenin eşiğindeydim. Çıkışımızı yapmış ve beğenilmiştik, hatta hemen bir tura çıkmamızı birçok insan istiyordu. Diğer bir yandan ise başka bir kesim hala Suga ile çıkan gizemli kız üyesi kim tartışmasındaydılar. Doğrusunu söylemek gerekirse normal şartlarda böyle şeyleri umursardım ama yaşanan o geceden sonra yaptığım en mantıklı şey şirketten izin isteyip iki haftalığına kendi ailemin yanında kalmaktı. Bir haftadır yurdu ya da yurttakileri görmüyordum. Sadece kızlarla birlikte çekimler için buluşuyorduk, ardından evime bırakılıyordum.
Bugün ise yemek vardı ve ben sunbaenin karşısına çıkmak bile istemiyordum.
"Hul, gelen mesajı gördünüz mü?" Nana elindeki telefonu bana verdiğinde diğerleri de kendi telefonlarını çıkarmışlardı. "Oh, süper bir haber!"
Şirket yemeği SM Entertainment'ın Incheon'daki yeni binasında olacak, ufak bir sürprizimiz var.
Okuduğum mesaj karşısında şaşkınlığımı gizleyemeden gülmeye başladım. "Bu şaka falan mı? SM mi?"
"Şirket, SM ile kavgalı değil miydi?" diye sormuştu Hwaran elini çenesine koyup düşünürken. "Neler oluyor?"
"Kızlar," dedi Hojoon otoriter sesiyle. "Arabaya binin."
Yedimiz süt dökmüş kedi gibi seri adımlarla arabanın başında bizi bekleyen Hojoon'a doğru ilerlerken aklımda bin bir türlü soru işareti vardı. Neden oraya gidiliyordu, neden Hojoon bana hala bu kadar soğuktu ve ben nasıl sunbaenin yüzüne bakacaktım?
Geurin dağılmış saçlarını düzeltmesi için Nana'ya kendini teslim ederken Woori yorgunlukla başını cama yaslamıştı. Hwaran ve Yiseul yemek hakkında konuşuyorlardı ve Mira ise Hojoon'un gülmesi için ona ön koltukta oturmuş saçma ve asla komik olmayan şeyler anlatıyordu. Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verirken yanımda oturan Geurin'in telefonu alıp yorumları okumaktan sıkılmadığım Pann'a girdim.