düzeltmeye vaktim olmadı, yorum görmek beni sevindirirr
iyi okumalar 💛
+
Sunbaenin gittikçe iyiye giden durumu sonrasında evine gitmesine karar kılınmıştı, tüm BTS üyeleri de onun yanında olacaktı tabii ki. Diğer kızlar ise yurda dönerken ben ve Yiseul şu Super Junior projesi için SM binasına gidiyorduk. Gitmeyi hiç istemiyordum çünkü ne bu işte bir gönlüm vardı ne de sunbaeyi bu şekilde bırakmak istiyordum.
Bizi hastaneden alan Heeji unni asık suratımı gördüğünden beri habire espriler yapıyor, ardından bu projenin bizim grubumuz için iyi bir gelecek vaat ettiğinden bahsediyordu. Fakat o ne derse desin aklım Donghae sunbaenin bana dediklerindeydi.
"Hayatım biraz gevşe, hem o insanlar yıllardır bu piyasadalar. Onlarla bir işbirliği yapmak herkesin harcı değil." Heeji unni dikiz aynasından bana baktığında kızarmış gözlerimi aynadan yeni fark etmiş, ufak bir çığlık atmıştım. "Ne oldu?"
Yiseul'ı kolundan sarsıp dudaklarımı büzdüm. "Gözlüklerini bana ver, ben daha kötü gözüküyorum." Bana öylece bakıp önüne döndüğünde kaşlarımı çattım. "Yah, Hong Yiseul!"
"Senin kadar ben de ağladım Maria, gözlüklerini alsaydın."
"Seninle konuşmayacağım!"
"İyi!"
"İyi!"
"Kızlar," diye seslendi Heeji unni. "Suratınızı sallamayın, kayıt yerine geldik. İki saat sonra sizi buradan alacağım, tamam mı?" Aynı anda başımızı salladığımızda bize gülümsemiş ve iyi şans dilemişti.
Arabadan inerken utanç içerisinde yere bakıyordum, gerçekten normalden daha makyajsız ve bakımsız duruyordum. Ayrıca grubumuzun yüzü Yiseul'dı ve ben onun yanında ekstra çirkin duruyordum. Kapıda bizi bekleyen iki kişi bizi süzüp suratlarını buruşturduğunda onlara neden bu halde olduğumuzu açıklamak istiyordum ama bunu kimse bilmemeliydi.
"Merhaba," demişti ikisi de aynı anda. "Kayıt odası için hemen ilerideki koridordan gideceğiz."
Yiseul heyecanla az önceki tartışmamızı unutmuş gibi koluma girdiğinde gülmeden edemedim. "Teşekkürler, biz buluruz."
İkimiz de hızlı ama yorgun adımlarla onların tarif ettiği yere doğru giderken olabildiğince yere bakmaya çalışıyorduk, keşke imkanımız olsaydı da bir duş alabilseydik.
Dedikleri odayı bulup içeri girdiğimizde SM yapımcılarından birkaç kişi ve görmek istemediğim Donghae sunbaeyi görmüştüm.
"Maria?" demişti şaşkınlıkla. "İyi gözükmüyorsun."
Eğilip hepsine selam verirken Yiseul dirseğiyle karnımı dürtmüştü. Onlara ne olduğunu anlatmamıştım.
"Bizim biraz acelemiz var," dedim gülmeye çalışarak. "Kayıt işlerine başlayabilir miyiz?"
"Yiseul'ı kayda alın, ben Maria'yla biraz oturmak istiyorum." Gözlerimi büyütüp ona öylece bakakalmıştım, bu da neydi şimdi? "Gel Maria, şöyle otur." Yapımcılar Yiseul ile stüdyoya girerken sunbaenin dediği gibi yapıp istemeye istemeye koltuklara oturmuştum. "N'oldu?"
Ona bir şey anlatmak istemiyordum, o sadece eskiden hayran olduğum şimdiyse sadece birkaç defa görüp kibirli olduğunu düşündüğüm birisiydi. Ona neden hesap verecektim ki?
Düşündüklerimi bakışlarımdan anlamış gibi yüzündeki gülümseme yavaşça silinirken ona hayran kalmamak için kendimi zorluyordum, çok yakışıklıydı. "Beni sevmiyorsun, değil mi?"
