• s e k i z i n c i •

6.3K 489 179
                                    

"Hey Maria, orada oturmuş n'apıyorsun?" Geurin karşı koltukta tırnaklarını boyamayı bitirdikten sonra bana dönmüş, onu izlediğimi fark etmişti. "Nasıl bu kadar güzel olduğumu anlamaya mı çalışıyorsun?"

"Grubun yüzü Yiseul, ondan güzel olamazsın," dedi Mira patavatsızca.

İkisi laf dalaşına girdiğinde gözlerimi kapatıp sessiz olmalarını diledim. Bugün Do Hojoon, Yoongi sunbaeyle bizi bir yere götüreceğini söylemiş, bu sefer dediklerine uymamız gerektiğini sıkıca tembih etmişti.

"Ben gidiyorum," diye mırıldandım yanımdaki Nana'ya. Başıyla onayladığında kızların arasından sessizce ayrıldım.

Sabahtan beri kendimi iyi hissetmediğim için Nana ve Yiseul beni hazırlamışlardı. Yani tek yapacağım şey gideceğimiz saati beklemekti.

Zemin kata doğru inerken yolda ne sunbaeyi ne de Woori'yi görmek istiyordum. Nedensizce sunbaeyle bu kadar yakınlaşmamız beni rahatsız etmişti. Bunun doğru olmadığını düşünmeye başlamıştım.

Ayrıca sosyal medyadan sayısı az diyemeyeceğim hayranlar beni bulup sürekli mesaj yolluyorlardı. Yüzümü görseler kim bilir ne olurdu.

"Maria, arabaya geç." Do Hojoon sanki beni bekliyormuşçasına merdivenin başında arabasının anahtarıyla duruyordu. "Seni bekliyoruz, telefonuna bakmaz mısın hiç?"

Cebimde duran telefonu çıkartıp gelen mesajları gördüm, ardından tam da gitmemiz gereken saatin geldiğini.

"Üzgünüm," dedim bana verdiği maskeyi yüzüme yerleştirirken. "Nereye gidiyoruz?"

Omuzlarıma ellerini koyup arkamdan beni itekleyerek hızlı olmamı belirttiğinde ağlamak istedim. Tek istediğim şevkatti ve ben aptal bir oyunun parçası olduğum için yatıp dinlenemiyordum bile.

"Gideceğiniz yer bu sefer bir plaj."

"Plaj mı?" diye bağırdım. "Kasım ayındayız!"

Beni tam olarak tınlamadığını, ellerini çekip telefonuyla ilgilenmeye başladığında anlamıştım. Bu adam tam bir ruh hastasıydı.

"Bin şuna." Arabaya geldiğimizde kapımı açma zahmetinde bulunmuş, beni sunbaeyle yalnız bırakmıştı.

Yoongi sunbae'nin karşısına geçip ters yolculuk yapacağımız için üzerine kusmamayı diledim.

Maskemi çıkartıp kulaklıklarımı kulağıma yerleştirirken ayıp olmaması için hafifçe eğilerek karşımda durup gözlerini benden ayırmayan adama selam vermiştim.

Müziklerimden 5 Seconds of Summer'dan Valantine açtığımda gözlerimi kapattım. Sadece bu güzel şarkı eşliğinde uyumak ve uyandığımda daha iyi hissetmek istiyordum.

Ancak tabii ki öyle bir şey olmadı.

Gözlerimi şarkının ortasında kulaklıklarımın benden kopmasıyla açmış, bakışlarımı benden izinsiz kulaklığımı takan sunbaeye çevirmiştim.

"Sunbae, onları alabilir miyim?"

Tek kulaklığı çıkarırken telefonumun ekranına baktı. "Bizden başka grup dinlediğini bilmiyordum."

Kaşlarım havalandı. "Sizin grubunuzu dinlemiyorum."

Kulağından kulaklığımı çekip telefonumla birlikte cebime sıkıştırdıktan sonra kollarımı göğüs hizzamda bağlayıp dışarıya bakmaya çalıştım. Fakat aptal siyah cam film saçmalığı yüzünden gördüğüm tek şey sunbaenin yansımasıydı.

"Do Hojoon-ssi," diye bağırdım ön tarafa doğru. "Lütfen daha hızlı gidin."

Bu havada plaja gideceğimize inanamıyordum. Ne yapacaktık, el ele tutuşup suda mı koşturacaktık?

ave maria ❀ yoongi    ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin