BÖLÜM 10

2.6K 137 3
                                    

Kolumu tutan eline bakmaya başlamıştım.Oraya baktığımı görünce hızlıca elini kolumdan çekti.Sınıfa doğru baktığımda herkes susmuş bizi izliyordu.Bir bu eksikti.Daha sonra Barana bakmaya başladığım da cevap bekler bir şekilde bana bakıyordu.Gözlerinin ne kadar güzel olduğundan daha önce bahsetmiş miydim?

“Tamam konuşalım.”

Gözlerine baktığımda gözlerinin içi parlamıştı.Gülümseyerek kapıyı açtı ve çıkmamı bekledi.Orada durup mal mal bakmaya devam edersem o da benim aptal olduğumu düşünecekti.Kapıdan dışarı çıktığımda hemen arkamdan gelip bana yetişti ve yan yana yürümeye devam ettik.

Tam tuvaletin önünden geçerken kapı açılmaya başlamıştı.Eyvah ya oradan Mina çıkarsa.Bir şeyler yapmam gerekiyordu.

“Baran benim bir tuvalete gitmem gerekiyor.Beni burada bekler misin?.”dedim gülümsemeye çalışarak.Biranda endişeli bir şekilde söylediğim için o da şaşırmıştı.Daha sonra gülümseyerek

“Tamam.”dedi.Bu çocuk gülümserken o kadar tatlı oluyordu ki…

Tuvaletin kapısını hızlıca itip içeri girdim.Tam da tahmin ettiğim gibi Minaydı.Elinde kovalarla dışarı çıkmaya çalışıyordu.Tam bağıracağı sırada elimle ağzını kapattım ve “sessiz ol.”diye fısıldadım.Surat ifadesi gerçekten çok komikti.Elimi ağzından çektikten sonra konuşmaya başladı.

“Ne oldu?Ne işin var senin burada?”

“Baranla tam tuvaletin önünden geçerken sen kapıyı açmaya başladın.Seni görmesin diye ona beni burada beklemesini söyledim.”

Mina;”Ucuz kurtulmuşuz desene.”

“Evet.Ben şimdi onun yanına gideyim.Sen biraz bekle öyle çık.”

Mina;”Tamam.İyi şanslar.”ona gülümseyerek dışarı çıktım.Duvara yaslanmış beni bekliyordu.Uzaktan acaip derece de havalı duruyordu.

Baran;”Yemekhaneye gidelim konuşurken bir şeyler içeriz.”

“Olur.”dedim.Neden bu kadar yakın yürümek zorundaydık.Utancımdan kafamı bile kaldıramıyordum.Allahım nolur şu işi hayırlısıyla yapıp kurtulayım.Şuanlık başka bir şey istemiyordum.Yemekhaneye geldiğimizde bir masaya oturup konuşmaya başladık.

Baran;”Ada ben dün için çok üzgünüm.”dedi gözlerimin içine bakarak.

“Sen bir şey yapmadın Baran.Özür dilemene gerek yok.”

Baran;”Biliyorum ama dün sana oturup manyak gibi bakmasaydım bunlar başına gelmezdi.Dün sana bakmamın sebebi seni daha önce bir yerde gördüğümü düşündüm.Gerçe hala da düşünüyorum ama çıkartamıyorum.”

“Daha önce beni görmen imkansız.Nerdeyse son 10 yıldır Türkiye de değilim.Belki de beni birine benzetiyorsun.”

Baran;”Belki de.”dedi gülümseyerek.O sırada telefonundan bildirim sesi geldi.Cebinden çıkartarak artık ne geldiyse bakmaya başladı.Lütfen onu masanın üstüne koy.Lütfenn…

Baran;”Neyse ben sana içecek bir şey alayım.Ne istersin?”

“Herhangi soğuk bir şey olabilir.”dedim gülümseyerek.Elindeki telefonu masanın üzerine bırakarak ayağa kalkıp içeceği almaya gitti.Allahım sana şükürler olsun.Bugün kesinlikle şansım vardı.Hızlıca telefonu alıp çantaya koydum.Umarım fark etmemiştir.İçeceği alıp yanıma geldiğinde gülümseyerek teşekkür ettim.

Baran;”Şimdi aramızda bir sorun yok değil mi?”

“Hayır yok”dedim kekeleyerek.Ahh telefonu alınca bütün özgüvenim uçup gitmişti.Telefonu almadan önce bütün amacım telefonu almak olduğu için onunla rahatça konuşabilmiştim.

Baran;”Şimdiye kadar biraz soğuk davrandığın için bana kızgın olduğunu düşünüyordum.”        

“Hayır öyle bir şey yok.Ben herkese öyle davranıyorum.Neyse benim kalkmam lazım.”dedim.Daha fazla rezil olmak istemiyordum.Gittikçe daha da kekeliyordum.Eminim kızarıyordum da.Tam arkamı dönmüş yürümeye başlamıştım ki “Ada”diye seslendi.Kesin anladı telefonunun bende olduğunu.Napcaktım şimdi.Off.Bir de bugün şanslı olduğumu söylüyordum.Zorla arkamı dönüp ona bakmaya başladım.

“Sonra görüşürüz değil mi?”dedi gülümseyerek.Ohh anlamamıştı.Sözümü geri alıyorum bugün kesinlikle şanslı günümdeydim.

“Evet görüşürüz.”dedim.İlk defa ona karşı dişlerimi göstererek gülümsemiştim.Şuan o kadar mutluydum ki gidip ona sarılabilirdim bile.Arkamı dönüp hızlıca yürümeye başladım.Minayla çatı katında buluşacaktık.Saate baktığımda zilin çalmasına 10 dakika vardı.Çatı katına çıktığımda Mina oturmuş beni bekliyordu.Beni görünce hemen ayağa kalkıp yanıma geldi.

Mina;”Naptın alabildin mi telefonu?”

“Evet aldım.”dedim gülerek.Hemen çantamdan telefonu çıkartıp Rüzgarın numarasını bulup “Öğle arasında biyoloji laboratuarına gel.Konuşmamız gereken çok önemli bir konu var.”diye mesaj attık.Sonra aşağı inip kapağın tam altına telefonu bıraktım.Evet her şey yolunda gidiyordu.

“Kızlar naptı acaba bütün okula mesaj attı mı?”dedim.

Mina;”Kızlarla konuştum bütün okula mesaj atmışlar.” O sırada Alya ve Çisil içeri girdi.Zilin çalmasına daha 4 dakika vardı.Kızlar herkese numaralarını gizleyip mesaj atmışlardı.Böylece bunu yapanı asla bulamayacaklardı.

“Heyy siz dersten nasıl erken çıkıp gelebildiniz?”dedim.

Alya;”Bir yolunu bulup çıktık.Zaten dersimizdeki hocada böyle her şeye izin veren bir hoca.”

Hepimiz gülümseyerek yerlerimizi aldık.Zil çalmıştı.Yavaş yavaş herkes buraya gelmeye başlamıştı.Hadi bakalım şimdiye kadar her şey yolunda gitmişti.Nerdeyse bütün okul gelmişti ama hiçbiri yerdeki cep telefonunu fark etmemişti.Sonunda Rüzgar gelip yerdeki cep telefonunu aldı.Üstten bakıldığında kahverengi saçları o kadar parlıyordu ki.Kızlarla birbirimize bakıp işaret verdik.Bütün suyu başından aşağı dökmeye başladık.Okuldaki herkes kahkaha atıp “ooo”luyorlardı.

Kızlarla birbirimize bakıp gülümsemeye başladık.Tam ayağı kalkıp kaçacağımız sırada aşağıdaki kişinin kafasını kaldırıp bize bakmasıyla hepimiz bir anda “hiııhh”dedik

 Eyvahhh!!! İşte şimdi bitmiştik…


YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin