Aşşağıda yemek masasında oturuyor akşam yemeğinin bitmesini bekliyordum.
"Yemeğini yemezsen bu masadan kalkmayacağız."
"Yerim yemem sana sormayacağım."
"Yemeklerini ye tabağını bitir berra."
"Yemek yemeyi biliyorum vee küçük bir çocuk değilim! "
"Evet sen 22 ben 23 yaşındayım veee yemezsek enerji alamayacağımızı 1 hafta içinde veya sonra ölebileceğimizide biliyoruz!"
"Seni ilgilendirmez!"
"BERRA YE GÜZELİM ÇILDIRTMA İNSANI!"
Sinirlenip elini masaya vurmuştu. Açıkçası tırsmıştım ama yemeyecektim banane inat değilmi.
"Berra! Yeter ye şunu yoksa akşam seni rahat bırakmam!"
Dedikten sonra pis pis sırıtmaya başladı .
"Rahat bırakmam derken?"
"Ne anlarsan güzelim. "
"Bana dokunamazsın."
"Görürüz akşama hazırlan güzelim . Akşam senin odanda kalacağîm ne dersin?"
"YETER! Sus istemiyorum sapık!"
"Hatırlatırım sapık değilim platoniğinim."
Orada kalırsam kafayı yiyecetim. Hızlı adımlarla benim mekan olan 3. Kattaki odaya gittim. Fakat kapı kırıktı burdan görebilirdi. Hiç beklemeden yan odaya geçtim . Bu odayada dal uzanıyordu ama biraz uzaktaydi. Olsun kimsenin görmesinden iyidir.
YASÎN
Saat 12.30 falandı bugün dediklerimden pişman değildim aklım hâlâ demediklerimdeydi. Çok hızlı gidiyordum ama artık vakit kaybetmek istemiyordum. Neyse bu gün rahat rahat uyusun yarın güzel bir gün geçireceğiz.
BERRA
Saat 02.30 du yasin kesin uyumuştur uyumasa beni kesin rahatsız ederdi. Pencerenin kenarına vardığımda yerden baya yüksek olduğunu farkettim . Olsun buradan kaçacaktım.
Pencereyi açtım etrafta kimse gözükmüyordu. Pencerenin bulunduğu taraf binanın arka tarafıydı. Önde büyük olasılıkla yasinin adamları duruyordu.
Ayaklarımı aşağıya doğru sarkıttım ve biraz düşündüm 'acaba biryerlerimi kırarmıyım?' Kurtulmakmı yoksa kalmakmı?
Tabiki de kurtulmak! Dala ayağımın birini koyup öbürünüde koymaya çalıştım birazdaha zorlasam olacaktı
'Hadi berra yaparsın hadiii.'
Hele şükür en sonunda yaptım. Dalın üstündeydim fakat dal heran kırılabilirdi. Zaten incecik birşeydi hemen ağacın gövdesine vardım. En az 15-20 metre yukarıdaydım.
Sakince aşağıya inmeye başladım. Evet inmiştim eğilip toprağı öpmek istedim ama vaktim yoktu. Tam gidecekken evin duvarının köşesinde duran kamerayı farkettim . Kameraya yaklaşıp
"Kafası yarık hadi good bye!" Deyip el hareketi çektim . Koşarak bahçe duvarına gittim.
"İlla jiletli tellerle çevirmek zorundamıydın!" Amaaaan yeter bee! Biyerlerime birşey olsada kaçmış olacaktım . Duvara çıktım ve jiletli tellerle boğuşmaya başldım.
AYY! bacağım. Bacağımda baya dwrin bir yarık oluştu. Bir anda gülmeye başladım .
"Şimdi bende bacağı yarık mı oluyorum?' Neyse gülmenin vakti değil . Duvardan zorda olsa atlayıp özgürlüğüme kavuştum . Fakat bacağım fena kanıyordu kan kaybından ölmezsem iyidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ KARANLIĞI RESMETMEK ~
Gizem / GerilimBu yazıyı okuyan ve geçmişte çok acı çeken kişiye sesleniyorum. GEÇMİŞİNİ SİL Kİ GELECEĞİNE YÖN VER! Hayatım sessiz ,sakin ve sıkıcıydı. Taaki karşıma karanlığım çıkasıya kadar. Başta dedim ki 'Başıma gelen bu belalar ne böyle!?' Boşuna sitem etmiş...