ŞEBEFRUZ

"-Kesit"

Merhaba Şefruz'lar.

Uzun zaman oldu, beklettim. Biliyorum ama size bi' kesitle geldim. Yeni bölümü yazıyorum, onu beklerken bununla idare etmebiliriz diye düşündüm. İnşallah beğenirsiniz.❤

●

▪ Mira Lendaa WATSON ▪

Sıcacık bir yuva hayalim vardı. Küçüklükten beri hayal ettiğim, duyumsadığım bir özlem vardı!

Birde..

Yıllardır hayalini kurduğum adam vardı.

Sonunda gerçeğine kavuştuğum!

İçimde ki bütün yangınların sebebide oydu, içimde ki yangınları söndüren ayazda!

" Niye öyle bakıyorsun, bebeğim? "

Derin bir iç çekerek kafamı göğsüne bastırdım.

" Dalmışım sadece.. "

Elini saçlarımın arasında gezdirmeye başladığında, içimde oluşan huzurla uyuyacağımı düşündüm ama içtiğim onca kahveden sonra uyuyabileceğimi hiç sanmıyordum.

" Canım? "

Çağatay'ın uykulu sesini duyduğumda kafamı kaldırarak yüzüne baktım.

" Efendim, "

" Benim uykum geldi. "

Yerimde hafifçe doğrularak yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

" İyi uykular aşkım. "

Yüzünde oluşan o sıcacık gülümsemeyle elleri arasına yüzümü alarak yanaklarımı sıkarak dudaklarımı öne doğru büzdü.

" Öyle iyi geceler öpücüğümü verilir kız! "

Kaşlarımı çatarak ona kötü kötü baktım.

" Çağatay yaa! "

Yüzümü yüzüne yaklaştırmaya başladığında bakışları da dudaklarıma düşmüştü! Büyük bir heyecanla gelen öpücüğü beklerken, beni yanıltarak dudaklarım yerine burnumun ucuna bir öpücük kondurdu. Beklentiyle ona bakarken, o kendini geri çekerek yatağa uzandı.

" İyi uykular aşkım. "

" A-ama? "

Bir an yüzünde anlamadığım bir ifade oluşurken, derince yutkunarak bana sırtını döndü!

" Yorgunum güzelim, lütfen! "

Bir an şaşkınlıkla bakakaldım! Yine aynı şeyi yapıyordu! Ama, bu yaptığı saçmalıktan başka bir şey değildi!

Derin bir nefes alarak kendimi odadan dışarı attım. Hadi uyusundu bensiz nasıl uyuyabiliyorsa!

Sinirle tıslayarak mutfağa girdim. Dolaptan küçük bir şişe bira çıkararak raftan indirdigim büyük cam parmağın içine boşalttım. Buzluğu açarak içine birkaç buz parçası attım. Zaten uykum yoktu, zihnimin biraz uyuşmasından da bir sorun olmazdı.

Bardağı alarak kendimi salona, küçük terasın önünde ki tekli koltuğa oturarak öne doğru kaydım. Üstümde sabahtan kalma ince penye, siyah bir şort vardı. Hemen onun üstünde kırmızı atletim vardı. İç çamaşırı giyme gereği duymamıştım. Zaten oldukça zayıf ve oldukça küçük göğüslere sahiptim.

İçtiğim soğuk içkiden bir yudum daha alarak merdivenlerden gelen ayak sesini yok saydım.

Bazı şeyler üst üste geliyordu. Ama bu yaptığı bana büyük haksızlıktı.