3.Bölüm: " DEĞER "

2.2K 245 76
                                    

Yeni bölüm. Beğeneceğinizi düşünüyorum. O güzel oy ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum ve sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.

°•°Bölüm Şarkısı
》Sezen Aksu:Yaralı

🌺

▪ Lara Bella WATSON ▪

Yağan yağmur damlaları düşüyordu tek tek... Derinlerden bir sızı 'yanıyoruz, her gün kırılıp, paramparça oluyoruz' diyordu. Düşen yağmur damlaları, aktığı yeri yakıyor, darma duman ediyordu. Acıyorduk! Her gün kırılıp, paramparça oluyorduk... Her defasında bir kere daha toplanıp, topladığımız yerden tekrar dağılıyorduk!

Derin bir nefes alıp kapı aralığından gördüğüm şeyleri sindirmeye çalışıyordum. Kanayan gözlerim gördükleriyle kan revan içinde kalmış, her yer kızıllığa boyanmıştı. Hande denen kaltak Egemen'e bir şeyler derken bir yandan da Egemen'in kolunu tutuyordu. Yakınlardı, birbirlerine ruhsal olarak olmasa da bedensel olarak çok yakınlardı! Dedikleri buradan anlaşılmasada, Egemen dediklerine çarpık bir şekilde gülüyordu, ve bu gülüş, arkasında pis şeyler barındırıyordu. Beni yakacak şeyler... En sonun da Hande çantasını kanepeye atarak hızla Egemen'in dudaklarına yapıştı. Ben olduğum yer de şok içinde kalırken elimi ağzıma kapatıp acıyla soludum.

Ilk önce nefesim kesildi!

Sonra, kalbimde bir yerlerde bir şeyler daha koptu!

Sonunda ise, ona olan sevgim bir kül gibi sönüp gitti.

Egemen'in Hande'ye karşılık vermesiyle daha da igrençleşmeye başlamışlardı. Egemen elini Hande'nin kalçaların da gezdiriken Hande de kollarını onun boynuna dolamıştı. Egemen Hande'yi kucağına almasıyla Hande'nin kıçını zor kapatan eteği iyice açılarak, büyük kalçalarını ortaya sermişti. Egemen hızla merdivenlere yönelirken kapıyı biraz daha kendime çektim. Midem bulanıyordu, eğer gözümün önünde biraz daha bu şeylere devam ederlerse kusabilirdim. Onlar hâlâ öpüşmeye devam ederlerken Egemen'in odasına girmeleriyle kapının serçe kapanma sesi duyuldu. Onları gördüğümü biliyordu, dahası hala devam ediyordu! Bu bir yönden ikaz gibiydi! Bana yapılan sus ikazı!

Ben de kapıyı yavaşça kapatarak yatağa doğru adımladım. Dizlerim de sanki derman kalmamıştı. Sadece kalbimin acıdığını, büyük bir güllenin oraya oturduğu hissediyordum! Vücudum sanki saatlerce ayakta kalmış gibi yorgunluk çökerken, canımdan can gitmişti...

Yatağın kenar yere oturup dizlerimi karnıma çekerek sıkıca sarıldım. Gözlerimden yaşlar ardı ardınca akarken kendime engel olamıyordum. Yıllardır tuttuğum şeyler içimde bir yanar dağ gibi patlıyordu. Kalbim acıyordu, sanki nefes alamıyordum, biri boğazıma çökmüş yutkunmama bile engel oluyordu.

Tam tamına beş senedir onun yaptığı her şeye göz yumup, kabullenmiştim. Kızlarla birlikte olmasına, soğukluğuna, beni kendinen gizlemesine, kaçmasına... Her şeyi kabullenmiştim. Ama bu yaptığı o kadar ağırdı ki, benim katlandığım şeyleri gözümün önünde yapması, resmen beni yok saymıştı!

Önüme gelen saç tutamını elimle geriye doğru savunduğum da, yanaklarımdan elime bulaşan ıslıklık beni şoke etmişti. Suyu çekilmiş ırmak toprakları yarılmış, filizlenen çiçeklerin kurumuştu, dahası bir çınar daha yapraklarını büyük bir hicranla dökmüştü. Ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtığında tekradan elimle ağzımı kapatarak hıçkırıklarımı bastırdım. Aradan geçen dakikalar içerisinde gelen seslerle yüzümü buruşturarak kafamı, dizlerimin arasına yasladım. Yan odadan gelen inlemeler, şehvetle çıkan yüz kızartan sözler, acı ve zevk dolu çığlıklar... Lanet olsun ki hâlâ susmuyorlardı. Ve ben bu iğrenç şeylere şahit olmak zorunda kalıyordum.

ŞEBEFRUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin