12.Bölüm: " BELİRSİZLİK "

1.1K 52 32
                                    

Selam...

Ben geldim. O kadar uzun bir bölüm olmasa da, bu bölüm de bazı konulara açıklık getirdiğimi düşünüyorum. İlk defa Kaan'ın ağzından yazdım. Beğeneceğinizi umuyorum. Yorumlarınızı bekliyorum! Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere..

Bölüm şarkısı: Sancak - Cesaretim Yok

Kendinize güzel bakın.

🌹

▪ KAAN PAKSOY ▪

Önümde, saatlerdir açık olan ekrandan meftunu olduğum kadına bakarken derin bir iç çekmeden edemedim. Ne de güzeldi o öyle! Beline kadar uzanan sarı saçları, her daim büyük bir ışıltıyla bakan yeşil gözleri, her işe sokmaya bayıldığı o okkalı burnu.. Benim için var olan bu kadın, neden benim olamıyordu? Neden bana ait olmayı kabul etmiyordu! Neden bana bir şans vermiyordu!

Yeliz.

Yeliz Adıgüzel'im.

Tanıştığımız ilk günden beri ben kendimi ona adamış bir adamdım.

Gerek bedenen, gerekse ruhen..

Ama o bunu kabul etmiyordu! Ne bedenimi, ne ruhumu. Bizim olamayacağımı bana açık bir dille söylesede, ben bunu kabul etmiyordum. Zaten iki sözle vazgeçecek kadar basit değildi benim ona sevgim. Sürekli kavga ediyorduk belki, sürekli tartışıyor, çoğu zaman birbirimizden kaçıyorduk ama, her defasında soluğu birbirimizin yanında alıyorduk! Her başımız sıkıştığında, ne zaman nefes almaya ihtiyaç duyduğumuzda birbirimizin oluyorduk.

" Kaan Bey! "

Açık kapı aralığından bana bakan asistan, daldığım düşünceler içinden çıkarırken derin bir nefes koyvermeden edemedim.

" Evet? "

" Eğer bir isteğiniz yoksa çıkabilir miyim? "

Masanın üzerinden duran telefona bakışlarım düşerken saatin epey geç olduğunu anladım.

" Tabi çık sen.. "

Başıyla onaylayarak kapıdan çıkan kadınla yine kendimle baş başa kalmıştım. Ama artık o düşünceler arasında kalmak istemiyordum. Çünkü çok yorulmuştum bugün. Babam neredeyse bütün işleri bana bırakmış elini ayağını çekmişti! Asıl merkez binanın başına beni geçirmiş, kendi Avrupa da hem tatil yapıyor, hemde beni izliyordu. Keyfi yerindeydi peder beyin!

Ceketimi alarak kendimi dışarı attım. Egemen'in yanına giderek kafa dağıtabilirdim. Hızlı adımlarla arabaya binerek aynı hızla şirketten uzaklaştım. Egemen'nin her zaman ki gibi evde, pinekleyerek içtiğini biliyordum. Bu gidişle alkolik olacaktı! Gündüzleri işten başını kaldırmıyor, akşamları ise çoğu zaman evde, bazı zamanlarda barda içerek geçiriyordu gününü. Rutin haline gelmişti resmen bu hali! Lara gittikten sonra daha da içine kapanır olmuştu. Biliyordum, ikisi içinde böylesi daha iyiydi ama, Egemen ona yaptığı haksızlıklar yüzünden kendini affetmiyordu!

Affetmemeliydi de!

Sırf kendini Lara'dan uzak tutmak için yapmadığı şerefsilik kalmamıştı. Bir tek Lara'yı değil, çevresinde ki bütün insanları kırarak kendinden soğutmuştu. Bilmiyordu, bu gidişle çevresinde kimse kalmayacaktı.

Hah, o da zaten bunu istiyordu ya!

Yalnız başına kalmak!

Yalnız ölmek..

ŞEBEFRUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin