2.Bölüm: " ŞEYTAN VE MELEK "

3.4K 258 79
                                    

Uzun zaman oldu ha gençler. Ama bende o uzun zaman değsin diye uzun bir bölüm yazdım. Epey de bir düzenlemeye uğraştım... Ve de şimdi karşınızdayım.

Ilk önce bu bölümü çok ama çok sevdiğim, hikayelerini severek okuduğum, bana çok şey katan yazarıma itaf ediyorum.

🍒 Emine TAVUZ. 🍒

Seviliyorsunuz...

Neysecim, fazla söze gerek yok.

Başlayabilirsiniz..

Lara Bella WATSON

Herkesin bir hikayesi vardı... Herkesin çektiği bir acı... Duyduğu bir özlem, hissettiği bir kırgınlık... Kimisi ailesinden yakınır, kimisi sevdiğim dediği kişiden... Kimisi hayatının eksiklerinden feryat eder, kimisi hayatında ki fazlalıklardan... Herkesin içinde, kuytu bir yerlerde alıp veremediği bir şey vardı. Her zaman vardı ama sadece sebebler farklıydı...

İçime çektiğim havanın bile bana fazla geldiğini hissedenlerdendim ben. Bazen yaşamanın bile bir fazlalık olduğunu düşünür, ölüm için boşa zaman harcadığımızı düşünürdüm. Bir bebeğin doğumu, belirli bir yaşa geldiğinde okula başlaması, yıllarca okuyup bir yerlere gelme çabası... Hayatının en güzel zamanlarını masa başında geçirmesi... Hiçte akıllıca bir şey değildi bence. Okuma karşıtı bir insan değildim ama, yine de bazı şeyler oldukça saçma geliyordu. Mesela birini beğenmek, ilgi duymak, sevmek... Oda saçma geliyordu bana ama, galiba bu durum doğanın yazısız bir kanunu falan olmalıydı...

Kuruyan dudaklarımı ıslatarak, derin bir nefesi çiğerlerime çekerek, kendimi uyanmaya zorladım. Odaya giren güneş ışıklarının, kipriklarimin arasına kadar girip, gözlerimi yakmasıyla yavaşça gözlerimi açtım. Uyanmak, ya da bu yataktan kalmak ve okula gitmek istemiyordum...İnsanların arkamda bıraktığı konuşmaları işitmek, o pis insanların yüzünü görmek istemiyordum. Biliyordum ki, bu dünyada kimse göründüğü gibi değildi... İnsanlar sürekli işine geldiği gibi davranıyor, karşısında ki insanı çıkarları için kullanıyordu. Bu yüzden, bir zamanlar çok sevdiğim okulumu artık sevmiyordum. O okula gitmek, insanların o iğrenç suratlarına bakmak... İstemiyordum.

Derin bir nefes alarak yataktan kalkmak için bedenime sert bir komut vererek, doğrulaya çalıştım. Üstüdeki pikeyi atarak oturur pozisyona geldim. Yavaş hareketlerle yataktan kalkıp banyoya adımladım ve günlük rutin işleri gördükten sonra dağılmış saçlarımı topladım.

Ne kadar iğrenç bir gün olsada bugün de mecburdum o okula gitmeye... İstanbul Marmara Üniversitesi Psikoloji bölümü, 4. sınıf öğrencisi! Yıllardır kendi psikolojimi düzeltememişken bide!! Ne büyük ironi...

Saate baktığımda 7.21 geçiyordu. Okul için ders programına baktığımda bugün beş tane dersimin olduğunu gördüm. Dersimin başlamasına daha iki saat olduğunu için kendimi hemen duşa attım. Sıcak suyu açıp içine girdiğimde sıcak su tenimi yaksada beni çok rahatlatıyordu. Sıcak suyu seviyordum, beni rahatlatıyor, bedenimi gevşetiyordu. Yaklaşık bir saat kadar duşta kaldıktan sonra beyaz havluyu bedenime sarıp banyodan çıktım. Omuzlarıma dökülen, kısa saçlarıma da küçük beyaz havluyu sarıp, bedenimi de havluyla kuruladıktan sonra siyah iç çamaşırlarını giydim.

Aynanın karşısına geçip üstümde ki havluyu yere atıp sadece iç çamaşırlı çıplak bedenime baktım. Bir an içimde bir şeylerin acıdığını hissettim. Bu karşımda ki beden ben olamazdım! Ben ne ara gelmiştim ki bu hale?! Ne ara kendimi bu kadar boşlamıştım!? Bu, o lise zamanlarında ki Watson ailesinin çılgın kızı mıydım!? O herkesin kıskanarak baktığı kız mıydım!? Bu ben miydim!?

ŞEBEFRUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin