Askerlerin sert adımları müzenin içinde hafifçe yankılanmaya başladı. Yiğit'in yüzündeki şok ve korku ifadesi çabucak öfkeye dönüştü ve ateş saçan gözlerle Işıl ve Meriç'e baktı. "Bizi nasıl buldular?" Aynı şaşkınlık diğerlerinde de olacaktı ki, telaşla etrafa bakınıyorlardı.
Yiğit hızlıca zemin kattaki eserlere baktı. Burada mermer mezar, steril cam kaplarda, takılar, sikkeler ve buna benzer tarz da eserler vardı fakat maskeye benzeyen bir şey yoktu. Hemen eserlerin yanında boş bir steril cam duruyordu. Genç kadın tiz bir sesle, "Yiğit, gitmeliyiz!" dedi.
Yiğit, "Bana bir saniye verin," dedikten sonra boş cam kabın yanına gitti. Hades'in maskesi yazıyordu fakat camın içi boştu. Sanki bu kap buraya yeni konmuştu ve eserin gelmesini bekliyorlardı. Sağında duran afişe baktı.
Kısa bir süre önce kaçak kazılardan çıkartılan maskenin gizemli biri tarafından müzeye hibe edildiğini gördü ve maske bir saat içinde müzede olacak. Yiğit öfkeli şekilde Bir güvenlikçi bunu nasıl bilemez! Diye içinden geçirdi.
Meriç etrafına bakındıktan sonra "Yiğit, gitmemiz lazım!" Yiğit başını onaylarcasına salladıktan sonra "Maske bir saat içinde müzede olacakmış. Müzeden çıkıp o araçtan maskeyi almamız gerek!" dedi. Işıl, "İlk önce buradan çıkalım!" dedi. Yiğit başını sallayıp "Ön kapıdan çıkmamız, zor gibi görünüyor, bir üst katta çıkıp arka penceresinden çıkmalıyız," dedi. Işıl korkmuş bir şekilde, "Camdan mı atlayacağız!" dedikten sonra Yiğit'e baktı. Yiğit'in şaka yapar ya da taviz verecek bir tavrı olmadığını görünce cevabını almıştı. Yiğit, "Acele edin, Barbaros bizi bulmadan buradan çıkmalıyız!" dedikten sonra hızlıca üst katın merdivenine yöneldi.
Hızlıca merdivenlere doğru yürümeye başladılar. Saniyeler içinde üst kata çıktılar. Yiğit cama doğru döndü. Turistler etrafta dolaşıyorlardı ve etrafta bir kaos havası vardı.
Yiğit seçenekleri değerlendirdi fakat atlamaktan başka bir çare olmadığını görebiliyordu. Yiğit dakikalar önce içeri girmek için kullandıkları müze kapısından şimdi ser bakışlarla etrafı tarayan askerleri gördü. Bir tanesinin arabanın içinde Işıl'ın evinden kaçarken kendilerine ateş eden kaslı ve yapılı ajan olduğunu fark etti. Meriç da görmüş olacaktı ki "Barbaros! Bizi buldu!" diye seslendi. Işıl'ın güzel yüzü camdan gelen zayıf gelen ışıkla hafif aydınlanmıştı.
Genç kadın cesaretini toplayıp "Herhalde atlamaktan başka bir çaremiz kalmadı? Dedikten sonra camı açtı. Yiğit acı bir gülümsemeyle, "İlk önce kim atlamak ister?" dedi.
Bir teklif gelmeyince "Pekâlâ, İlk ben atıyorum," dedi. Genç kadın telaşlı bir şekilde cesur adama bakıyordu. Merdivenden ayak sesleri yükselmeye başlamıştı. Meriç tedirgin bir şekilde "Yapalım bu işi!" dedi.
Yiğit dönüp Genç kadının mercan yeşili gözlerine baktı ve kendini boşluğa bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK KOKUSU [KİTAP OLDU]
AdventureTEK BİR GÖKKUZGUN'UN ÖTÜŞÜYLE HER ŞEY DEĞİŞTİ Derin bir nefes veriyorum ve sokağın kokusunu yavaşça içime çekip etrafı süzüyorum. Dışarıda tenha bir sessizliğin olduğunu görüyorum. Sokak lambalarının cızırtısı kulağımı tırmalıyor. İçimde oluşan k...