17.Bölüm

143 6 5
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR!

Kısaca bir şey söylemek istiyorum, yeni bir kitap serisini İngilizceden Türkçeye çeviriyorum. Adı 'whats Your Price' Kesinlikle bakmanızı öneririm!

İyi okumalar!

***

Caroline

"Lila mı, turkuaz mı?"

"Turkuaz."

"Bradgelina mı, Jelena mı?"

"Kolay, Bradgelina."

"Yeşil elma mı, kırmızı mı?"

"Yeşil."

"Bir elde yedi parmak mı yoksa üç tane burun deliği mi?"

"Ne-"

"Zaman kaybediyorsun," diye hatırlattım.

"Uh, şey, sanırım yedi parmak." Dedi ensesini kaşıyarak.

"Kimde yedi parmak var?" Sam, Matt'in hastane odasına girerken sordu. Sevgilisinin peşinden giren Riley bize başıyla selam verdi.

"Matt'de." Dedim zaman kaybetmeden. Sam, Matt'e kaşlarını çatarak döndüğünde arkasından Matt'e dilimi çıkardım. Gözlerini devirmekle yetindi.

"Yirmi soru oyununu oynuyorlardı." Diye açıkladı tekli koltuklarda yayılmış telefonla uğraşan Heath. Riley ikili koltuğa oturarak Sam'i de yanına çekti.

"Nasıl bir oyun bu?"

Bu soru Riley'in ağzından çıktığı an Sam'le benim kafam ona döndü.

Benimkisi heyecanla, Sam'inkisi korkuyla.

Sam araya girmeden önce ben sordum; "Oynamak ister misin?" Riley cevap vermek için ağzını açtığında Sam aceleyle elini ağzına geçirdi.

"Kesinlikle hayır." Beni susturmak amacıyla attığı bakışları gülünç buluyordum açıkçası.

"Ama-" İtiraz etmeye başlamıştım ki sözümü böldü.

"Hayır."

"Lütf-"

"Hayır."

"Ya hadi ama-"

"Sanmıyorum." Öyle kesin bir ses tonuyla konuştu ki bir daha ağzımı açmaya korktum. Noktayı koydu kısaca.

Omuzlarımı düşürerek dudaklarımı büzdüm. Kirpiklerimin arasından Riley'e baktım. "Sonra oynarız." Diye fısıldadım.

Sam sert ses tonuyla hayır dediğinde odada kıkırdamalar duyuldu.

Herkes sakinleştikten sonra Riley, Matt'e dönerek "Kendini nasıl hissediyorsun Matt?" Diye sordu.

"Gayet iyi." Gülümseyerek gözlerini odada dolaştırdı. Neşesi bütün yüzüne yansımıştı. Hepimizin onun yanında olmasının verdiği rahatlıkla yatağına iyicene yayıldı.

Riley, Matt ile konuşmaya dalmışken bende Sam'e döndüm. Matt'in başına gelen bu olay yüzünden neredeyse önüme çıkan herkese sataşmıştım. Sinirimi onlardan çıkartıyordum. Bunu farkındaydım ve onlardan özür dilemem gerektiğini biliyordum. Özellikle Sam'den. Bu süre boyunca bir çok yönden yardımcı oldu. Ben salak salak davranırken kendime gelmemi söylemişti. Ona teşekkür etmemde gerekiyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Saçlarını sağ omuzuna toplayıp sol kolunu koltuğun tepesine yasladı. Koltukta dönebildiğim kadar ona doğru döndüm.

Farklılıklar |DEVAM ETMİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin