10.Bölüm

240 7 0
                                    

Samantha

"Bana da!" diye bağırdım mutfağa gitmek için filmi durdurup mutfağa doğru yürüyen Heath'in arasından. Yerime kurulmuş bir şekildeyken elbette kalkamazdım. En rahat pozisyonu bulmuştum ve bu filmin yarısına kadar sürmüştü.

"Heath! Ben de istiyorum!" diye bağırdı Caroline da benim gibi koltuğa kurulmuş bir şekilde. Heath'in gırtlağından gelen onaylama sesini duyduğunda mutfağa çevirdiği başını önüne çevirdi.

"Sen eksik kal." Dedim sitem ederek. Cümlem büyük ölçüde alay içeriyordu ve elbette Caroline bunu anlamıştı. Kıkırdamasını tutamayarak kafasını bana çevirdi.

"Sadece bir cam," Gözlerinin kenarlarını kırıştıracak şekilde gülümseyerek bana bakıyordu. Gözlerimi kısarak ona baktım ve tek kasımı kaldırdım.

"Kuşların kırdığı camdan mı bahsediyoruz?"

"Ne yaparsın, senin benim kadar zeki yaratıklar değiller." Dedi kafasını sağa sola sallayarak.

Burnumdan derin bir nefes vererek kafamı Steven'a çevirdim. "Şu bir iki gün Heath'lerin odasında kalacaksın değil mi?" Steven konuşmak için ağzını açtı ama Caroline'in sesi onu engelledi.

"Neden?" kafamı tekrar Caroline'a çevirdim.

"Cami kırılmış bir odada kalabileceğimizi düşünmedin herhalde, değil mi?" Heath elindeki tepsiyle yanımıza geldi ve tepsiyi sehpaya bıraktı. "Ayrıca hava çok soğuk." Dedim bana uzattığı sıcak kupayı kavrayarak.

"Ben odada kalacağız sanıyordum." Heath ikinci kupayı Caroline'a uzattı ve üçüncüyü Steven'a vererek dördüncüyü kendine aldı.

"Sen kalabilirsin, Çar." Dedim ağzımın yanacağını bilsem de kahveden bir yudum almaya çalışarak. Kafamı tekrar Steven'a çevirdiğimde asıl izin almamız gereken kişilerin Heath ve Matt olduğunu fark edip kafamı onlara çevirdim. Gözüm ikisi arasında gelip giderken yavaşça gülümsedim. "Çocuklar, Steven'i odanıza alıyorsunuz, değil mi?"

Heath, kupasını dudağına yaklaştırıp, neredeyse bir yudum bile sayılamayacak kadar az bir kahveyi midesine indirdikten sonra kafasını bana çevirdi. "Ben bu akşam evde olmayacağım." Kupasını uzanarak sehpaya bıraktı ve Steven'a döndü. "Yani, dostum, istediğin gibi kalabilirsin." Elbette o cami sözde bir kuş tarafından kırılmış olan odada kalmayacağım için mutluydum ama az önce Heath'in film bittikten sonra özel bir davete gider gibi giyinip, parfüm banyosu yapıp bir kızın evine gideceğini öğrendiğim için, duygu değişikliği yaşıyordum.

"Nereye gidiyorsun?" Hadi ama, herhalde 'Hangi kızın yanına gidiyorsun?' diye soramazdım. Yeniden salak bir tartışma başlatmam hiç akıllıca gelmiyordu, Heath'le kavga etmek en çok sınırımı bozan seydi, ben haklı olsam veya ben ona bağırsam bile kırılıyordum çünkü hep kendini savunuyordu ve birimiz ortamı terk edip gidiyorduk.

"Amelia'nın evine gideceğim."

Bütün konuşma boyunca ağzından tek kelime bile çıkmayan Matt, bu cümleyi duyduktan sonra kafasını Heath'e çevirdi ve gözlerini uçan bir inek görmüş gibi açtı. "Hangi Amelia?" dedi cümlesinden sonra ağzını kapatamayarak.

"Evet, dostum! Heath Ross, Amelia Lexe'in evine gidiyor! Doğru tahmin!" cümlesinin sonuna doğru ses tonunu yükseltti ve oturduğu tekli koltuktan tam kalkmadan Matt'e doğru eğilip bir beşlik çaktı.

"Ah, dostum, sonunda! Hiç ümit yok gibi görünüyordu." Dedi Matt tüm heyecanı konuşmasından anlaşılır bir şekilde.

"Benim cazibeme hangi kız dayanabilir acaba söyleyebilir misin?"

Farklılıklar |DEVAM ETMİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin