-1-

188K 4.9K 467
                                    

Değerli arkadaşım Betül Alperen'e ithafen.
Doğum günün kutlu olsun hanımeli çiçeği, iyi ki varsın.

Menekşe mavisi gözleri dakikalardır tavanda dolaşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Menekşe mavisi gözleri dakikalardır tavanda dolaşıyordu. Öyle ki senelerdir aynı odada olmasına rağmen tam baktığı noktada duran küçük çatlağı yeni fark etmişti. Pek ilginç bir keşif olduğu söylenemezdi doğrusu. İşin aslında yatağına sere serpe ne yapacağına karar vermek, eğlenceli bir şeyler düşünmek için uzanmıştı. Mardin'den döneli iki gün olmuştu. Yaz tatilinin sonuydu. Sıkıcı dersler ve eğlence yoksunu arkadaşlarına kavuştuğu için çok mutlu olduğu söylenemezdi. Son iki günü ise bunlarla tıka basa dolu geçmişti. Hayatının en son ne zaman bu kadar renksiz ve ritimsiz kaldığını hatırlamıyordu Hale. Beşikteyken falan olmalıydı.

"Of!" İç çekerek doğruldu. Yataktan inip odanın ortasında volta atmaya başladı. Tavandaki çatlağa biraz daha bakarsa hipnotize olacaktı ve bu genç yaşında böyle şeyler yaşamak istemezdi.

Gözleri saatte, elleri eşofmanının cebinde bir ileri bir geri yürürken bir kahramana ihtiyacı olduğuna karar vermişti. Onu kurtaracak birine. Tercihen yakışıklı, kaslı ve esmer bir adam çok iyi olurdu. Bir anda çıkıp gelir, Hale'yi bu sıkıntı yumağında büyük bir cesaretle kurtarır, ardından genç kadın da ona nasıl eğlenileceğini öğretirdi.

"Allah'ım, lütfen, lütfen, lütfen," diye mırıldandı. "Bir kahramana ihtiyacı-"

Daha isteğini belirtip duasını tamamlamamıştı ki aniden çalan telefon dudaklarının hayretle aralanıp sözünün yarım kalmasına sebep oldu. Heyecanla ellerini açıp "Teşekkür ederim!" diye haykırdıktan sonra, kim bilir ne zaman yatağının üstüne fırlattığı telefonuna sarıldı. Arayan kişinin ismi yazmıyordu ve ekranda tanımadığı bir numara vardı. Hale bunu hiç ama hiç umursamadan telefona cevap verdi.

"Alo?"

"Alo, Hale?" Telefonun karşısından gelen ses tanıdık ve etkileyici bir erkek sesiydi. Tam olarak Hale'nin aklındaki yakışıklı kahramana fiziksel olarak uymasa da genç kadın şikâyet edecek değildi.

"Buğra? Sen misin?" diye sordu genişçe sırıtırken. Bu kadar neşeli olmasa muhtemelen tanıdığını hemen belli etmez ve çocuğu dakikalarca uğraştırırdı ama iyi gününe denk gelmişti. Ya da daha doğrusu sıkıcı bir güne...

"Evet," dedi genç adam. "Bakıyorum da hemen tanıdın?" Sesindeki bariz umut ve sevinç az kalsın Hale'nin gözlerini devirmesine sebep olacaktı.

"Kuvvetli bir hafızam var." Gerçekten havalı bir adam ona bu açıklamayı yaptırmazdı.

Buğra kıkırdadı. "Hiç kuşkusuz." Sonra derin bir nefes alıp sordu. "Önemli bir işin var mı?"

"Hmm..." diye mırıldandı Hale. Birkaç saniye düşünüyormuş gibi yaparak bekledi. "Yok sanırım."

Buğra bir kere daha coşkuyla "Şanslı günümdeyim o zaman," dedi. "Yalının karşısında, arabadayım. Hazırlanıp gelmen için sana on beş dakika veriyorum!"

Mor BulutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin