DOĞUM GÜNÜ

21.9K 703 327
                                    

Bu hikayede Jimin in kedi halini yazacağım. Yani normal tüylü kediler gibi değil, sadece kulakları ve kuyruğu var. Kulakları ve kuruğu dışında normal bir insan gibi.

İyi okumalar❤❤

Birden çalan alarmım ile beraber sıçrayarak uyanmıştım. Yataktan sürünerek kalktıktan sonra banyoya yol aldım. Gözlerim yarı açıkken kafamı kapıya vurmamla tamamen açmıştım. Bonyoya girip sıcak bir duş alıp nemlendiricimi sürerek çıktım. Bornozumu giyinip önünü bağladım.

Bu ara da kendimi tanıtayım, adım Soo Min. Korede yaşıyorum. 20 yaşındayım ve bir kafede çalışıyorum. Bu evde tek başıma yaşıyorum, ailem mi hiç sormayın. Ben de bilmiyorum çünkü.

Saçımı da kurutup şekil verdikten sonra üzerimi giyinip hafif bir makyaj yaptım.

Telefonumu alıp aşağı indim, kahvaltı bile edemeden sırt çantamı takıp evden çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonumu alıp aşağı indim, kahvaltı bile edemeden sırt çantamı takıp evden çıktım. Geç kalmıştım ve koşmam gerekti. Aslında geç kalmam patronum için çok da önemli birşey değildi. Kendisi beni çok sever, ben de aynı şekilde onu severim. Bu arada patronum kadın.

Sonunda koşarak durağa gelmiştim, otobüs gelince hemen boş olan cam kenarına oturdum. Kafamı cama yaslayıp uyuklarken yan tarafıma biri oturdu.

Kafamı çevirip baktım, benim yaşlarımda bir kızdı. Gözüm elinde tuttuğu şeye, daha doğrusu insan ve kedi karışımı olan yaratığa kaydı. Bu yaşa gelmiş hala bunlarla mı oynuyordu?
Ayrıca o insan mı kedi mi, elleri ve ayakları insan eli ve ayağı gibi ama kedi gibi kulakları ve kuyruğu vardı. Tam önüme dönecekken o şey hareket etmeye başladı.

Gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Kız gülerek kucağında oynatmaya başladı. Kedi ile göz göze geldiğimizde hemen kafamı cama çevirdim.

Elimde hissettiğim minik parmaklarla kafamı tekrar o tarafa çevirdim. Kediyi tutan kız bana gülerek bakıyordu.
K: Sanırım sizi sevdi.

Gülümseyerek önüme döndüm, sonra da ineceğim durağı beklemeye başladım. Otobüs durunca aşağı inip yürümeye başladım.

Etrafıma bakınca herkesin elinde o kedi ve insan karışımından oluşan şeyi gördüm. Duyduğuma göre bu şey, yani kedi büyüyüp yetişkin oluyormuş. Zaten neden aldıkları belli, evde kalmışlar çözümü de bu şeyde bulmuşlar.

Ne kadar salakca birşey, boşa zaman kaybı.

Kafeye geldiğimi fark edince içeri girdim. Patronum bir masada oturmuş birşey ile ilgileniyordu. Biraz daha yanaşınca bunun o kedilerden duğunu fark ettim.
S: Günaydın Gi hanım.
Gi(patron): Ah günaydın Soo Min.

Patron ile biraz konuştuktan sonra önlüğümü takıp işe masaları silmek ile başladım. İşimi bitirince patron yanıma geldi.
Gi: Doğum günün kutlu olsun Soo Minciğim.

Bana sarıldığında daha yeni hatırlamıştım bugün doğum günüm olduğunu. Hem de sarılmasına karşılık verdim.

Ayrıldığımızda gözüm masadaki pakete çarptı. Gi hanım paketi eline alıp bana uzattı.
Gi: Bu da hediyen.
S: Ah teşekkürler.

Hediyeyi alıp tekrar sarıldım, sonra arkadan biri omzuma dokundu. Dönüp bakınca Yoora yı gördüm. Bir anda bana sarılınca sendelemiştim. Yoora benim tek arkadaşımdı. Elindeki kutuyu bana uzattı.
Y: Doğum günün kutlu olsun.
S: Teşekkürler.

Gülümseyerek elindeki kutuyu aldım Gi hamın yanımızdan ayrılınca kutuyu açıp içine baktım. Bir küçük bir de büyük çift kıyafeti vardı. Ona sorar gözler ile baktığımda, konuşmaya başladı.
Y: Bu sen ve kedin için.

Ne diyo lan bu, benim kedim mi var ki?
S: Benim kedim yok ki, ne alaka?
Y: Alırsın işte.
S: Saçmalama.
Y: Niye ben de aldım.
S: Böyle şeylere ayıracak vaktim yok.
Y: Of Soo Min ya.

Kutuyu tekrar kapatıp çantama koydum.
İşi çıkışına kadar kafeye gelen bütün  kızlarda şu kediden vardı. Neden yani, neden alıyorsunuz ki anlamıyorum.

Çantamı sırtıma takıp otobüs durağına gittim. Eve gelince çantamı kenara fırlatıp odama gittim. Hemen üzerimi değiştirip mutfağa indim.

Açtığım ramen paketini çöpe atacakken çöpün dolu olduğunu fark ettim ve çöpü bağlayıp evden çıktım. Sokağın başındaki çöp kovasına çöpü atarken kenarında bir kutu fark ettim.

Kutuya doğru yaklaşınca üzerinde  kedi resmi olduğunu gördüm. Umarım düşündüğüm şey değildir. Kutu hareket edince hemen korkarak geri çekildim. Kapağı yavaşça açılınca içinden küçük bir beden çıktı.

Minik elleri ile gözlerini ovuşturup etrafına baktı. Sonra da göz göze geldik, kutudan yavaşça çıkıp yanıma adımladı.

Ayakkabımın üzerine oturup bacağıma sarıldı. Ben şaşkınca olanları idrak etmeye çalışırken bir hıçkırık sesi duydum. Eğilip baktığımda bacağımdaki ellerini gözlerine kapatmıştı.

Onu ayağımın üzerinden alıp yere koydum.

Yavaşça eğilip minik bedenine baktım, üzerinde yere kadar değen ıslak ve kirli bir tişört vardı. Saçları sarı ve birbirine girmiş durumdaydı. İki minik kulağ8 ve bir de kuyruğu vardı.

Ona baktığımı fark edince minik ellerini yüzünden çekip bana baktı. Ağlamaktan gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Aynı şekilde kızaran burnunu çekip elleri ile yerden destek alarak ayağa kalktı.

Ellerini ayakkabıma doğru uzatarak minik minik adımlar atmaya başladı. O yaklaştıkca ben de geri geri gidiyordum. Sonra ellerini indirdi ve başını kaldırıp bana baktı.

Kendini popo üstü yere bırakıp ellerini kollarına sardı. Gözünden bir damla düşünce içim sızlamıştı sanki. Ona yaklaşıp tekrar önünde eğildim. Titriyordu, ellerini sardığı kollarına baktığımda yara ve kızarıklıklar vardı. Nasıl bu hale gelmişti ki?

Kim böylesine tatlı ve minik bir bedene bunu yapabilirdi?

Bu ikinci kitabımın ilk bölümü, umarım beğenmişsinizdir❤🙏❤

Bu arada lütfen kitabımı, ya da kitaplarımı kopyalamayın. Emek veriyoruz biz burada.

CAT BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin