Dae bana şaşkınca bakarken ben de aklımda planımı geliştirmeye çalışıyordum.
S: Evet, bence gayet güzel bir fikir. Sence nasıl?Dae bana bir süre daha öyle baktıktan sonra ağzını açmış ve konuşmak için nefes alıp vermişti. Hadi ama bu kadar zorlayan şey ne?
D: Soo Min, b-ben yapamam ki.
S: Yaparsın, Dae lütfen.
D: Jimin olsaydı tamam derdim ama-
S: Hey, Jimin benim o bana bağlı!!Yoksa bu Jimin e mi göz dikti?
D: Sakin ol o anlamda demedim, sadece Jungkook biraz soğuk sanki?
S: Öğlen sarılıyordunuz ama?Dae ye sorar gözler ile bakarken kendince bahaneler uydurmaya çalışıyordu.
S: Lütfen Dae, Jungkook un hayatı sana bağlı.
D: Ya bağlanmazsa bana, o zaman ne olacak?
S: Onu o zaman düşünürüz.Dae biraz daha düşündükten sonra bıkkınca bir nefes verdi.
D: Tamam o zaman, kabul ediyorum.
S: Çok teşekkür ederim.Dae ye kocaman sarılıp bir çok kez teşekkür ettim. Sonra da film açıp tabaktaki abur cuburları yemeye başladık.
Dae arada bir düşünür gibi oluyordu. Biliyorum ona zor geliyor, ama Jungkook için yapmak zorundayız. Ona zarar gelsin istemiyorum.
Aslında ilk başlarda kendime bağlamayı düşünmüştüm ama Jimin ne olurdu o zaman?
Jungkook bana bağlanırsa ikisine birden bakamam ve Jimin zarar görebilir. Tam zamanında geldin Dae.
Yavaştan uykumuz gelmeye başlamıştı, Dae nin de gözler gidiyordu arada bir. Filmin sonlarına gelirken esnemekten ağzım büyümüştü resmen. Dae nin kafası arkaya düşünce yerdeki kumandayı alıp televizyonu kapattım. Film de bitmişti zaten. Yerden kalkıp tabakları mutfağa götürdüm. Masanın üzerine bırakıp geri salona geldim.
Dae yi omzundan dürtüp uyandırmaya çalıştım. Birkaç dürtme sonunda uyanmış ve çarpa çarpa odasına gitmişti. Ben de arkasından gülerek kendi odama çıktım.
Kapıyı sessizce açıp içeri girdim. Jungkook ve Jimin birbirlerine sarılmış uyuyorlardı. Gülümseyerek yanlarına gittim. Yatağa girip üzerimizi örttüm ve gözlerimi kapattım.Sabah telefonun alarm sesi ile gözlerimi açtım. Yerimden kalkacağım sırada üzerimde uyuyan Jimin i fark ettim. Jungkook Dae nin odasına gitmişti gece.
Jimin kollarını iki yanıma sarmış başını göğsümün üzerine koymuştu. Yatkta biraz dikleşip oturur pozisyona geçtim. Jimin i de biraz daha üzerime çektim.
Dudaklarını şapırdatarak ellerini göğsüme koydu. Minik ellerini tutup birer öpücük bıraktım. Dün çok ağlamıştı, bir daha o şekilde görmek istemiyordum. Çünkü onu öyle ağlarken görünce canım çok acımıştı.
Telefonun alarmı tekrar çalmaya başlayınca hemen elime alıp kapattım. Geri koyacağım sırada aklıma bu anı ölümsüzleştirmek geldi. Hemen kamerayı açıp birkaç fotoğraf çektim. Jimin de büyüyecekti zaten yakında. Hala fotoğraf çekmeye devam ederken Jimin gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı.
Gözlerini ovuşturup kafasını kaldırıp bana baktı.
S: Günaydın Jimin.Gülümseyerek ona bakarken o da aynı şekilde gülümseyerek bana bakmış ve uzanıp tek elini yanağıma koyup diğer yanağıma minik bir öpücük bırakmıştı.
J: Günaydın Şoo Min.Ben öylece ona bakarken bu sefer elimi tutmuş ve bana sıkıca sarılmıştı. Yüzüne dikkatlice baktığımda kızardığını gördüm.
S: Jimin, kalkmam gerek benim.Kafasını kaldırıp dudaklarını büzerek bakmaya başladı.
J: Yeden?
S: Jimin yapma şöyle lütfen.
J: Naşıy?
S: Bak hala yapıyor.Sonunda kendimi tutamayıp Jimin i havaya kaldırıp tombul yanaklarını öpmeye başladım. O kıkırdarken ben de yüzünün her yerini öpüyordum. Sonra yatağa yatırıp gıdıklamaya başladım. Minik elleri ile engel olmaya çalışırken kahkahalara boğulmuştu.
J: Şoo Min, yapma yütfen. Şok gıdıkyanıyoyum.Gülerek tekrar yanaklarına öpücükler bıraktım. Yüzüne baktım, kızarmış bir şekilde hala gülmeye devam ediyordu.
S: Ah, çok yoruldum. Artık kalkmam gerek ama.
J: Yaaa Şoo Miinnn...
S: Yapma şöyle Jimin, işe geç kalacağım yoksa.
J: Ben de geyeyim mi?Gözlerini kocaman açıp gülümseyerek bana bakmaya başladı. Ah, ne desem ki?
Bu tatlılığa nasıl karşı gelinir ki?Ama olmaz, ya birden büyürse ne yaparım ben o zaman?
S: Jimin, tatlılığını kullanarak beni kandıramazsın. Üzgünüm ama olmaz.
J: Ben tatyı mıyım ki?Ah şimdi bayılacağım, yeter bu kadar tatlılık bence.
S: Hemde çok tatlısın ve dayanamıyorum bu haline.
J: O şaman hep böyye oyucam. Beni daha şok şeveyşin değiy mi?
S: Ben seni her türlü, her şekilde severim Jimin. Sen her zaman tatlısın.
J: Ben de şeni şeviyoyum, şen de şok tatyışın.Yataktan sonunda çıkabilmiştim, banyoya gidip küvetin suyunu açtım. Sonra geri odaya gelip dolabın karşısına geçtim.
J: Banyo mu yapacakşın?
S: Evet Jimin.
J: Ben de geyeyim mi?
S: Gel Jimin gel.Jimin yataktan zıplayıp banyoya doğru minik adımlarla koşmaya başladı. Ben de onu izliyordum. Ayakta zor duruyordu, bir sağa bir sola savruluyordu.
Gülerek birkaç kıyafet alıp kenara koydum. Sonra dolaptan bir yarım atlet ve kısa bir şort çıkardım. Onları giyinip banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde Jimin in çoktan üzerini çıkarmış olduğunu gördüm. O da beni görünce hemen küvetin içine girmişti.
J: Gey Şoo Min.Eli ile gelmemi işaret ederken kıyafetlerimi kenara koyup yanına gittim. Küvetin içinde köpükler vardı.
J: Ben yaptım, beyendinmi Şoo Min?Bütün sabunlardan dökmüştü sanırım, karışıktı ama kokusu çok güzeldi. Jimin i küvetten çıkarıp kucağıma alıp tekrar küvetin içine girdim. Kenarda duran Jimin ve Jungkook için aldığım özel şampuanı aldım. Elime biraz sıkıp Jimin in saçlarını köpürtmeye başladım. Kulaklarına dikkat ederken saçlarını iyice yıkadım.
J: Ben de şenin şaçyayıyını yıkamak iştiyoyum.
S: Pekiii.Kendi şampuanımı alıp Jimin e döndüm. Minik ellerini birleştirip avuç içlerini açmıştı. Minik avuç içerine şampuandan biraz sıkıp geri yerine bıraktım. Jimin bacaklarıma oturup şampuanı saçlarıma sürmeye başladı. Saçımın uçlarına kadar sürdüğünde saçlarımı koklayıp bana baktı.
J: Şok güşey kokuyoy.Saçlarımı iyice köpürttüğünde ben de onu iyice yıkadım. Sonra kucağıma alıp ayağa kalktım.
J: Ne oydu?
S: Durulanmamız gerek.
J: Ben oyada yıkanıyoydum ama?
S: Şimdi biraz büyüdüğün için artık orda durulanamazsın Jimin.
J: Hmm, peki.Banyo kabinin içine girip suyu açtım. Üzerimizdeki köpükler akarken Jimin gülmeye başladı.
S: Ne oldu?
J: Gıdıkyanıyoyum.Jimin i iyice duruladıktan sonra havluya sarıp kabinin dışına bıraktım. Kabini kapatırken Jimin elini koymuştu.
Hemen kapağı geri açıp önünde eğildim. Elini tutup birşey olup olmadığına baktım.
S: Birşey oldu mu Jimin, acıyor mu?
J: Biyşey oymadı, yeden beni bıyaktın?
S: Ah, şey...benim de durulanmam gerek.
J: Az önce duyuyandık ya?
S: Ama benim kıyafetlerim olduğu için durulanamadım ben.Ah ne diyorum küçücük çocuğa böyle?
J: Çıkayt o şaman.
S: Tamam sen git çıkaracağım ben.
J: Iıı yeden?Ne diyeyim ki şimdi ben sana Jimin?
J: Şen de mi utanıyoyşun yokşa?
S: Ah, evet. Hadi sen git şimdi. Ben de birazdan geleceğim taman mı?
J: Tamam Şoo Min.Jimin havluya daha çok sarılıp çıpalk ayaklarını yere sürte sürte banyodan çıkmıştı. Ben de suyu tekrar açıp üzerimdekileri kenra çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAT BOY
Fanfiction"Seni buldum minik şey" Minik bedenini kucağıma alıp tombul yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım. ❌Smut yok❌