CAT BOY

SÜRPRİZ

Kedilerin satıldığı yere gelmiştik. Etrafta biraz göz gezdirdim. Az ileride çit gibi bir şey vardı içinde de yavru kediler ve onlara bakarak seçim yapmaya çalışan insanlar. Tabi bu biraz zor, çünkü hepsi birbirinden tatalı kedilerdi. İlk başta bu kedileri pek sevmiyordum, Jimin hayatıma dahil olana kadar.

Kedilerin yanlarına doğru ilerlerken köşede duran beden e takıldı gözüm. Tanıdık geliyordu gözüme ama çıkaramadım. Jimin in seslenmesi ile gözlerimi adamın üzerinden çektim.
J: Şoo Min bak!!

Kucağımda tepinen Jimine baktım. Hem gülümsüyor hem de parmağı ile ilerideki kedileri gösteriyordu.
S: Gördüm Jimin.
J: Yanyayına gideyim mi?
S: Olur, ama önce senin işini halletmemiz gerek.
J: Tamam.
D: Soo Min gel.

Dae ile konuşan adamın yanına gidip konuşmalarına dahil oldum.
D: Bu kedi, yani Jimin sabah küçüldü ve daha sonra büyüyemedi. Biz de buraya geldik.
K.b(kedi bakıcısı): Anladım.

Adam bir süre bana ve Jimin e baktıktan sonra konuşmaya devam etti.
K.b: Bu normal bir şeydir. Yani bir kere küçülürse iki üç gün eski haline dönmesi mümkün değildir. Zaten bunu kedilerin uyarı kısmına yazmıştık.

Jimin bir süre boş boş bakmış ardından da vücudunu kontrol etmeye başlamıştı. Kolunun altına bakarken kaşlarını çatmıştı.
J: Ama neye yaşdınış?

Hepimiz Jimin in lafı ile gülmeye başladık. Jimin ise hala vücuduna bakıyordu. Ah, çok saf gerçekten.
K.b: Öyle değil, sizin kutularınız var. O kutuların içinde ve dışında da yazıyor bunlar.
J: Hmm, anyadım.
S: Peki o zaman, teşekkür ederiz.
K.b: Rica ederim, bir sorun olursa tekrar gelebilirsiniz.
S: Tabi, iyi günler.

Adamın yanından ayrılırken Dae kolumu tutup beni durdurmuş ve birazdan geleceğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı. Biz de Jimin ile beraber kedilerin olduğu kısıma doğru ilerlemeye başladık. Çitlerin önündeki koltuğa ilerlerken etrafa bakıyordum.
J: Şoo Minnn?
S: Hm?
J: Yanyayına gidebiyiy miyim?
S: Olmaz Jimin.
J: Yeden?
S: Seni sahipsiz sanıp alırlarsa ne olacak, ne yaparım ben o zaman?
J: Hm, peki.

Jimin ile kenardaki koltuğa geçip Dae yi beklemeye başladık.

DAE DEN
Soo Min in yanından ayrılıp tekrar az önceki adamın yanına geldim. Aklıma takılan bağzı soruları sormam lazımdı. Adamın yanına gelince elimle omzuna dokunuo bana dönmesini sağladım.
K.b: Buyrun?
D: Şey ben bir şey sormaya gelmiştim de.
K.b: Tabi.
D: Aa, şey bu kediler birine bağlanmadan yaşayabilirler mi?
K.b: Hayır, birine bağlandıktan sonra eğer ayrılırsa o kişiden hasta olur. Eğer bir kişiye kız-erkek fark etmez birine bağlanması gerek. Eğer bağlanmazsa hastalığı ilerlemeye devam eder ve malesef ölebilirler.

Demek öyle, o zaman...bit dakika ya kız-erkek fark etmez mi?

Bakıcıya anlamayan gözlerle bakmaya başladığımda yeniden açıklamaya başladı. Hemen lafını kesip aklımdaki soruyu sordum.
D: Yani, kız-erkek fark etmez öyle mi?
K.b: Evet, onlar kendileri seçemezler. Kim onlara iyi davranırsa o kişiye bağlanırlar.
D: Peki, kediler...kediler birbirine bağlanabilir mi?
K.b: Bunu biz de bilemiyoruz, daha önce öyle bir şey olmadı. Ama olabilir de. Yani kesin bir şey söyleyemem.
D: Anladım teşekkürler.

Adamın yanından hızla ayrılıp Jungkook u aramaya başladım. Belki de başka birine bağlandı ve bu kişi erkek bile olabilir. Acaba kafedeki garsonlardan birine mi bağlandı?

Etrafa bakarak ilerlerken Soo Min ve Jimin i görmüştüm. Ama Jungkook yanlarında değildi. Biz buraya gelince de yanımızdan ayrılmıştı zaten.

Etrafa bakmaya devam ederken gözlerim iki kişi üzerinde takılı kalmıştı. Jungkook değil mi o, yanındaki kim?

SOO MİN DEN
Jimin ile hala kedilere bakıyorduk, ne Dae gelmişti ne de Jungkook.
Nerdeydi bunlar?

Jimin i kucağımdan indirip etrafa baktım. Dae yi gördüğümde Jimin i yeniden kucağıma almak için eğildiğim ama ellerim boşluk ile buluşmuştu.
J: Şoo Minnn!

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Jimin ile göz göze gelmiştik. Ama o bir kızın kucağındaydı.

Hızla yanlarına gidip Jimin i kızın kucağından aldım. Jimin de korkuyla kollarını boynuma sardı.
K: Şey o benim kedim.
S: Üzgünüm ama o benim.
K: Ama-
S: O satılık değil, yanlışlıkla aralarına karışmış olmalı. Değil mi Jimin?

Kafamı Jimine çevirdiğimde titreyerek cevap vermişti.
J: Eyet.
K: Oh, anladım. Özür dilerim.
S: Sorun değil.

Jimin i iyice kucaklayıp kızın yanından ayrılırken Dae nin olduğu tarafa ilerlemeye başladım.
S: Neden yanımdan ayrıldın Jimin?
J: Ben şadece...kediyey iye oynamak iştemiştim.
S: Lütfen bir daha yanımdan ayrılma Jimin.
J: Öşüy diyeyim Şoo Min, biy daha yapmam.

Jimine gülümseyip yürümeye devam ettim. Dae nin yanına geldiğimizde biraz daha yaklaşıp karşısına geçtim. Ama bana bakmıyordu, gözleri arkamdaydı. Tereddütle arkamı dönüp ne olduğuna baktım, Jungkook u görmüştüm...yanında da o çocuk, kimdi bu?
Jungkook neden onun yanında, nereden tanıyorlar birbirlerini?

Geri Dae ye döndüğümde göz göze gelmemizle biraz irkilip iki adım geri gittim. Dae nin gözleri arkaya kayarken elimi önünde salladım.
S: Dae?
D: Hm?
S: İyi misin?
D: İyiyim.
S: Emin misin?
D: Evet, iyiyin. Jungkook u arıyordum, buldum zaten.
S: Hm peki o zaman gidelim mi?
D: Olur.

Bir süre gözlerine bakmaya devam ettim. Bana ne var dermiş gibi baktığında kafamı iki yana sallayıp konuşmaya başladım.
S: Jungkook u çağırmayacak mısın?
D: Ha, ah unuttum.
S: Tamam, çağır da gidelim artık.
D: Tamam.

Yanımızdan ayrılırken biz de çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Arabanın yanına gelince Jimin i arabanın üzerine oturtup dizlerinden tutarak ayakta beklemeye başladım. Dae ve Jungkook da geldikten sonra Dae arabanın kilidini açmış bizde arabaya binmiştik.
___

Eve geldiğimizde herzamanki gibi herkes bir yere dağıldı. Dae odasına, Jungkook dışarı, Jimin de mutfağa gitti. Ne yaptığına dair hiç bir fikrim yok. Sürpriz deyip durdu sadece.
J: Şoo Minnn!
S: Efendim Jimin?
J: Göşyeyini kapat.
S: Neden?
J: Şüpyüş Şoo Min!
S: Peki.

Oturduğum koltuğa biraz daha yaslanıp gözlerimi kapatarak Jimin in yapacağı sürprizi beklemeye başladım. Ne yaptı acaba?

Bu bölümü dün atacaktım ama internet çekmiyordu. O yüzden atamadım. Akşam bir bölüm daha atacağım.

Bu arada bölüm biraz saçma olmuş olabilir, özür dilerim🙏🙏

Dae erkek değil kız.