ÖZÜR

4.3K 398 97
                                    

Ben hala şaşkınlıkla karşımda bana masum masum bakan minik bedene bakarken bana doğru bir adım atmıştı.

Ben de istemeden bir adım geri attığımda kafasını kaldırıp dolu gözlerini gözlerime dikmişti.

O an aklıma o gün geldi.
İlk karşılaşmamız da böyle olmuştu.

Flashback

Açtığım ramen paketini çöpe atacakken çöpün dolu olduğunu fark ettim ve çöpü bağlayıp evden çıktım. Sokağın başındaki çöp kovasına çöpü atarken kenarında bir kutu fark ettim.

Kutuya doğru yaklaşınca üzerinde  kedi resmi olduğunu gördüm. Umarım düşündüğüm şey değildir. Kutu hareket edince hemen korkarak geri çekildim. Kapağı yavaşça açılınca içinden küçük bir beden çıktı.

Minik elleri ile gözlerini ovuşturup etrafına baktı. Sonra da göz göze geldik, kutudan yavaşça çıkıp yanıma adımladı.

Flashback Son

Sokağı aydınlatan sokak lambasının ışığında parlayan göz yaşlarını minik elleri ile silip yeniden bana doğru bir adım atmış ve ayakkabımın üzerine oturmuştu. Çıplak ayaklarını da birbirine sarmıştı.

Ah hadi ama...

Kollarını bacağıma sarıp sıkıca tutunmuştu. Hafif eğilip buz gibi olmuş olan kollarını tuttum ve bacağımdan ayırmaya çalıştım. O kadar sıkı tutunmuştu ki tutkal gibi bırakmıyordu.

Ben onu çektikçe bacağıma daha da sıkı tutunuyordu. Sonunda pes edip bıraktığımda kafasını tekrar kaldırıp yüzüme baktı.
S: Jimin bırak lütfen.
J: Oymaş!!

Kafasını iki yana sallayarak bağırmaya başladı.
J: Oymaş Şoo Min, bıyakmam şeni biy daha!!
S: Jimin, bırak hadi.

Tekrar kollarını tuttum ve o daha sarılamadan hemen bacağımdan ayırdım.
Yeniden bir adım geri gittim.
S: Jimin neden buradasın ve...
bu haldesin?

Daha öğlen gitmişti, şimdi geri geliyor. Ama haline bakın.
J: Şoo Miiinnn!

Birden elleri ile yüzünü kapatarak ağlamaya başladı. Ben daha ne olduğunu anlamadan kendini popo üstü ıslak yere bırakıp ağlamaya devam etti.

Ah, kafayı yiyeceğim!!
O kız...yoksa bir şey mi yaptı?
Yok ya ne yapabilir ki, ama Jimin neden bu halde?

Jimin hala ağlarken hemen eğilip ıslak ve neredeyse buz tutmuş bedenini kucağıma aldım. Soğuk kollarını hemen boynuma sarıp başını da boynuma gömdü.

Ben de tek elim ile onu tutarken diğer elim ile saçlarını okşamaya başladım. Rüzgar eserken arkamı dönüp eve doğru ilerledim. Kapının önüne geldiğimizde zile basıp beklemeye başladım.
Dae kapıyı açınca hemen içeri girdim.

Salona geldiğimizde Jungkook ve diğerlerini gördüm. Jimin bir an başını kaldırıp onlara bakmış, daha sonra da hıçkırarak yeniden boynuma gömülmüştü.
Jk: Çimin!!

Merdivenlerden çıkarken Jungkook da peşimize takılmıştı.
Jk: Çimin?
Şoo Min, ne oydu Çimin e?
S: Jungkook sen aşağı in, biz birazdan geleceğiz tamam mı?
Jk: Peki.

Odanın kapısını kapatacakken Dae engel olup içeri girdi.
D: Ne oldu?
S: Bilmiyorum, çöp atarken kutunun içinden çıktı.
D: Anlamadım, ne kutusu?
S: Dae şimdi konuşmayalım lütfen.
D:Ah, tamam.

Dae de gittiğinde kapıyı kapatıp Jimin ile beraber yatağın üzerine oturdum. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp Jimin i kendimden ayırdım. Ağlaması iç çekişlere dönerken kızarmış yüzünü elleri ile gizlemeye çalışıyordu.

Ellerini de yüzünden çekip elimi yanağına koyup okşadım. Elimi geri çekip kollarını tuttum.
J: Ş-Şoo Min?
S: Hm?
J: Ş-şen başka kedi mi ay-

Daha sözünü tamamlayamadan yeniden ağlamaya başladı. Hıçkırıklar içinde ağlarken minik bedenini kollarım arasına alıp sıkıca sarıldım. Elleri ile tişörtümü sıkıca tutup başını göğsüme koydu.

Namjoon ve diğerlerini onun yerine aldığımı sandı sanırım.

Dolan gözlerimden yaşlar akarken daha sıkı sardım kollarımı. Benden geri ayrılıp göz yaşlarına aldırmadan konuşmaya başladı.
J: Şoo Min, ö-öşüy diyeyim. Öşüy diyeyim, geyşekten böyye koşaman öşüy diyeyim!

Kollarını iki yana açtı ve konuşmaya devam etti.
J: Bu kaday koşaman oyuyoy. Ama ben böyye daha şok koşaman öşüy diyeyim. Koyyayım bu kaday koşaman yapıyoy şadece.

Ben nasıl böyle bir tatlılığın kalbini kırdım?

Hala yüzüme bakarken kızarmış burnunu çekip kollarını iki yanına düşürmüştü.
J: A-affetin mi beni Şoo Min?
S:...
J: Yetmedi mi, daha mı koşaman yapayım?
Ama koyayyım kışa ve küşük. O kaday aşabiyiyoyum...

Dudakları büzerek kafasını aşağı eğip parmakları ile oynamaya başladı.
J: Büyüyünce daha şok koşaman yapşam affedey mişin?

Kızarmış burnunu yeniden çekip kucağıma iyice yerleşti ve elimi minik elleri arasına aldı.
J: Hm, affedey mişin?
S: Jimin, özür dileme. Senin değil benim özür dilemem gerekir. Sana küçükken doğru düzgün bir şey öğretmedim. Benim suçum.

Yüzüme iyice yaklaşıp ellerini yanaklarıma koydu ve gözlerini kocaman açarak merakla sordu.
J: Peki beni affetin mi?

Ben de ellerimi beline yerleştirip yanaklarına kocaman öpücükler bıraktım. Kenarda duran peçete kutusundan da bir tane peçete çıkarıp minik kızarmış burnunu silip gülümsedim.
S: Tabiki, sen de beni affet.
J: Ben şana şaten küşmedim ki hiş.
S: Peki Jimin ne oldu, yani neden bu haldesin?
J: Şonya anyatşam?
S: Peki, o zamaannn...
J: Banyoooo!!

Gülümseyerek yüzünün her yerine öpücükler bıraktım. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim, kapıyı kapatıp küvetin yanına gittim. Jimin i küvetin kenarına bırakıp musluğu açtım.

Jimin in tişörtünün eteklerinden tutup kaldırırken ellerimi tutup engel oldu.
S: Ne oldu?
J: Şey, utanıyoyum ben yapayım. Şen bakma ama tamam mı?
S: Tamam.

Gülerek arkamı dönüp beklemeye başladım.
J: Bakabiyiyşin.

Arkamı dönüp baktığımda çoktan küçük bedenini küvetin içine bırakmıştı. Dizlerimin üzerinde durup suyu kapattım ve küvetin içine kokulu sabun döktüm. Kenardan da şampuan alıp elime sıktım. Saçlarını köpürtmeye başladım. Jimin i iyice yıkadıktan sonra gözlerimi kapatıp küvetten çıkardım.

Duş kabinine gidip suyu açtım. Jimin e bakmadan seslendim.
S: Jimin buraya gir ve iyice durulan tamam mı?
J: Tamam.

Banyoda yankılanan pıtı pıtı ayak seslerini duyunca içim böyle yumuş yumuş oldu.

Jimin in kolu bacağıma değince yanımdan geçtiğini anlamıştım. Bacağımdan tutunarak duş kabinine girmiş ve girdiği anda kıkırdamaya başlamıştı.

Gözlerimi açıp aşağı bakmadan konuşmaya başladım.
S: Ne oldu Jimin?
J: Bu şey şok güşey, gıdıkyanıyoyum.

Bir yandan gülerken bir yandan da durulanmaya devam ediyordu. Sonunda durulanması bitmiş ve ben de suyu kapatmıştım.

Arkamı dönüp askılıkta asılı olan Jimin ve Jungkook için aldığımız iki bornozdan Jimin in olanını aldım. Geri gelip gözlerimi kapatarak eğilip Jimin e verdim.
S: Bunu giyin Jimin.
J: Tamam Şoo Min

Elimdeki bornozu alıp giyinmiş ve yeniden bacağımdan tutunarak duş kabininden çıkmıştı. Tekrar banyoda çıplak ayak sesleri yankılanırken kapıya doğru gitmişti.
S: Sen odaya git, ben birazdan geliyorum.

Kapıyı açıp çıkmasını bekledim. Kafasını kaldırıp bir süre yüzüme baktı. Sonra da gülümseyerek banyodan çıktı.

CAT BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin