Kahvaltıdan sonra hepimiz evden çıkmıştık. Dae ve Jungkook kafeye giderken biz de Jimin ile birlikte şirkete gidiyorduk. Umarım bir sorun çıkarmazlar diye umarak geldiğimiz yere baltım. Taksiden kucağımda Jimin ile inip koca şirkete doğru ilerlemeye başladım.
İçeri girip asansöre bindik, Jimin in söylediği kata basıp beklemeye başladık. Asansör iki kat sonra durduğunda içeri bir iki kadın girmişti. Asansörün kapıları yeniden kapanırken derin bir nefes aldım.
J: Şoo Min, koykuyoyum ben.Jimin ellerini omzuma koyup yüzlerimizi eşitlediğinde asansördeki diğer kadınlara baktım. Sonra da Jimine döndüm.
S: Neden?
J: Ya beni bıyakmaşşa?
S: Bir şey olmaz Jimin, ben buradayım.
J: Peki.Yanağımdan öpüp başını omzuma yasladığında ben de saçlarına öpücükler bıraktım. Asansör sonunda durduğunda inip karşımızdaki yönetmenin odasına ilerlemeye başladım. Kapıda yazan yazıya baktım bor süre. Sonra kafamı iki yana sallayarak kucağımdaki minik bedene baktım.
Jimin bana sıkı sıkı sarılmıştı. Sanki onu bırakacakmışın gibi sıkıyordu bedenimi.
Kapıyı tıklayıp içeriden ses gelmesini bekledim. İçeriden gir komutunu duyunca kapıyı açıp içeri girdim. Jimin dudaklarını boynuma bastırırken kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Koltukta bize bakan Rita ile göz göze geldiğimizde sinirlenmiştim.
Bu kızı görmek bile sinirlerimi bozuyordu. Gözlerimi ondan çekip elindeki kağıtları inceleyen adama baktım.
Ne, şaka mı bu?
Gözlerim kocaman açılmış karşımdaki adama bakarken kafasını kaldırıp göz teması kurmamızı sağladı. Biraz öyle durduktan sonra onun da gözleri benim gibi açılmıştı. Daha önce buraya gelmiştim, ama nasıl karşılaşmamıştık?
Adam yerinden kalkıp yanımıza doğru adımlarken gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
M: Soo Min?Yanıma gelip kolumu tutarken Jimin ve Rita bizi şaşkınlıkla izliyorlardı.
S: Min amca, gerçekten sen misin?
M: Ah, Soo Min ne kadar büyümüşsün böyle.
R: Siz tanışıyor musunuz?Gözlerim saniyelik Ritaya kaymış ardından yeniden Min amcaya bakmıştım.
M: Ah, şöyle geçin lütfen.Eğilip gülümsedikten sonra Rita nın karşısında bulunan tekli koltuğa oturdum. Jimin i de düzgün bir şekilde kucağıma oturttum.
M: Şu an çok şaşkınım gerçekten.
S: Ben de Min amca.
M: Nasılsın kızım, uzun zaman oldu.
S: Evet, iyiyim Min amca sen?
M: Ben de iyiyim saol, ee hangi rüzgar attı seni buraya?
Teşekkür etmem gerek sanırım o rüzgara.Gülümseyerek kucağımda bir bana bir Min amcaya Jimin i işaret ettim.
S: Ben Jimin için geldim.
M: Jimin mi?Bir süre kucağımdaki minik bedene baktı.
M: Ah doğru, bir an şaşırdım. Jimin i ilk defa böyle görüyorum. Konuşalım o zaman.
S: Tamam, Jimin burada çalışmak istemiyor.
R: Neden?
J: Şenin yüşünden!!
R: Ben mi?
J: Eyet!!Jimin i susturup konuşmaya devam ettim.
S: Jimin rahatsız oluyor. Yani Rita onu rahatsız ediyor.
M: Ne tür bir rahatsızlık bu?
J: Beni bıyakmıyoy, neyeye gitşem peşimde oyuyoy.Min amca gülümseyerek Jimin i dinlerken ben de Rita karısına bakıyordum.
M: Peki anladım, ama biz bir anlaşma yaptık.
S: İptal edemez miyiz?
M: Malesef, anlaşmaları ben hazırlamıyorum. Buranın da bir sahibi var.
S: Hm, hiçbir şey yapamaz mısın Min amca lütfen?
M: Üzgünüm kızım, ama benim elimden bir şey gelmez.
S: Peki buranın sahibi kim?
R: Babam.Yine sohbete dahil olan Rita ya baktım. Bu kız kaşınıyor.
S: Komik değilsin.
R: Komiklik olsun diye söylemedim zaten, buranın sahibi babam. İnanmıyorsan sor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAT BOY
Fanfiction"Seni buldum minik şey" Minik bedenini kucağıma alıp tombul yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım. ❌Smut yok❌