ÇOK GEÇ!!

9.9K 581 393
                                    

Gece su içmek için uyandığımda birinin burun çekme sesini duydum. Yataktan çıkıp odanın ışığını açtım. Jimin üzerindeki battaniyeyi kafasına kadar çekmişti. Usulca yanaşıp battaniyeyi aşağı indirdim.

Jiminin kızarmış gözleri ile karşılaşınca biraz endişelendim, neden ağladı ki?

Hemen battaniyeyi üzerinden atıp onu kucağıma aldım.
S: Ne oldu Jimin?
J: Ben kayanyıktan koykuyoyum.
S: Neden bana söylemedin ki?
J: Şeyy, kızaysın diye.

Burnunu tekrar çekip nefesini düzene sokmaya çalıştı.
S: Neden kızayım ki...o zaman şöyle yapalım ışık açık kalsın ha olur mu?
J: Oyuy.

Jimini geri yatağına yatırıp su içmeye aşağı indim. Sonra odama çıktım, yatağıma girip Jimin e baktım. O da benden tarafa dönmüş bana bakıyordu. Gözleri hala kızarık ve şişikti. Üzerimi örtüp gözlerimi kapattım.

Jimin in hala beni izlediğini hissedebiliyordum. Odada sadece onun burun çekme sesleri duyuluyordu. Yine ağlıyor muydu yoksa?

Gözlerimi biraz açtığımda gözleri yavaş yavaş kapanıyordu Jimin in. Sıkıntılı bir nefes verip sessizce yataktan çıktım.

Jimin in yanına gidip onu uyandırmamaya dikkat ederek kucağıma aldım. Yatağa doğru ilerlerken Jimin e bakıyordum. Dikkatlice yatağa yatırıp ben de yanına uzandım.

Hemen kollarını belime dolayıp başını göğsüme koydu. Bacağının birini de belime attı. Bu şirin hallerine sadece gülümsemiştim. Kollarımı ona sarıp gözlerimi kapattım. Tabi çeneme değen tüylü kulakları ile uyumak biraz zor olacaktı.

Sabah gözlerimi açtığımda üzerimdeki beden dikkatimi çekti ilk. Jimin üzerimde uyuyordu. Elimi telefonuma götürüp saate baktım, ah çok geç kalmışım. Hemen Yoora ya mesaj attım. Birkaç dakika sonra cevap verdi.
Y: Bugün tatil Soo!!
S: Ah unutmuşum üzgünüm, uyandırdığım için özür dilerim.

Mesajıma cevap vermeyince uyuduğunu anladım. Jimin i yavaşça üzerimden kaldırmaya çalıştım. Elleri ile tişörtümü tutmuş bırakmıyordu. Ellerini tutup çekmeye çalıştım. Gözlerini açıp bana baktı.
J: Şoo Min?
S: Ah, günaydın Jimin.

Jimin tişörtümdeki ellerini çekince onu yanıma yatırıp ayağa kalktım.
S: Ben kahvaltı hazırlayacağım sen biraz daha uyu tamam mı?
J: Peki.

Üzerini örtüp odadan çıktım. Mutfağa girip dün toplamadığım masayı toplayıp kahvaltılıkları masaya dizmeye başladım. 

Jimin için ocağa süt koyup ısınmasını bekledim. O sırada merdivenlerden aşağı doğru inen minik bedene baktım. Merdivenlerin kenarından tutup tek tek iniyordu.

Merdivenleri inmeyi bitirince kafasını kaldırıp bana baktı. Sonra gülümseyerek yanıma geldi. Salondan minder alıp sandalyenin üzerine koydum. Jimin i de minderin üzerine oturttum. Sonra sütünü bardağa koyup önüne bıraktım. Başka bir tabağa da kurabiye koyup masaya koydum.

Sandalyeye oturup Jimin e baktım. Sonra yemeye başladım. Jimin den hiç ses çıkmıyordu. Ona baktığımda o da bana bakıyordu. Neden yemiyor, beğenmedi mi acaba?
S: Jimin neden yemiyorsun?
J: Koyayyım acıyoy.

Koyyayım?
Tekrar Jimin e bakınca kolunu tuttuğunu fark ettim. Ah demek kollarım diyormuş.
S: Çok mu acıyor?
J: Hıhı.

Ah tabi kolları yara, krem sürmeyi de unuttum. Jimin in gözleri dolmaya başlamıştı. Belinden tutup kucağıma oturttum. Dünki gibi tek elim ile onu tutum diğer elim ile de yemek yedirmeye başladım.
J: Şen de yeşene Şoo Min.

Ah ben bu çocuğu yiyeceğim kahvaltı yerine. Neden bu kadar tatlı olmak zorunda ki?

Kahvaltı bitince Jimin i masanın üzerine oturtup masayı toplamaya başladım. O sırada zil çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda Yoora vardı. Kafamı biraz daha eğince yerdeki minik kedi çocuğu fark ettim.
Y: Almayacak mısın bizi içeri?
S: Oh, tabi gelin.

CAT BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin