ÖLEBİLİR!

7.1K 477 196
                                    

Koltuktan hızla kalkıp, telefonumu aramaya başladım. Bulamayınca, Jungkook ile beraber odama çıktım. Masanın üzerinde duran telefonumu alıp geri aşağı indim. Gi hanımı arayacaktım, arayıp telefonu kulağıma götürdüm ve açmasını bekledim. Bir iki calışça açmıştı.
G: Efendim Soo Min?
S: Gi hanım, Jungkook un çok ateşi var. Ben, ben ne yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bana yardım edin.

Hepsini tek nefeste söylemiştim resmen. Derin derin nefesler alıp veriyordum.
G: Sakin ol tamam mı, ben şimdi geliyorum oraya.
S: Tamam bekliyorum.

Telefonu kapatıp kenara koydum, Jungkook un yüzüne baktım. Yüzü gayet normal duruyordu, ama neden bu kadar ateşi var ki o zaman?
Koltukta otururken yukarıdan Jimin ağlayarak geldi. Gözlerini ovuşturarak yanıma kadar geldi. Sonra da kendini popo üstü yere bırakıp ağlamaya devam etti.

Jungkook u koltuğa yatırıp hemen Jimin in yanına gidip, eğilip kucağıma aldım.
S: Ne oldu Jimin, biryerin mi acıyor ha?
J: Şok acıyoy Şoo Min!!
S: Neren acıyor, göster bakayım hadi.

Jimin ellerini kızarmış yüzünden çekip kulaklarını gösterdi. Elimi kulaklarına götürdüğüm sırada, elimi itip ağlamaya devam etti.
J: Dokunma Şoo Min, şok acıyoy.

Ne oluyor bugün herkese anlamıyorum ki?
Kapı çalınca koşarak kapıya gittim, Gi hanım gelmişti.
S: İçeri geçin lütfen.

İçeri girip Jungkook un yanına gitti. Ben de kucağımda ağlayan Jimin i sakinleştirmeye çalışıyordum. Gi hanım bana dönünce yanına gittim.
S: Ne yapacağımı bilmiyorum, veterinere mi götürsek acaba?
G: Biz birşey yapamayız, bence de veterinere götürelim hadi.

O Jungkook u kucağına alıp kapıya giderken yukarıdan Suga indi. Hadi ama, herşey şimdi olmak zorunda mı yani?
SG: Neyeye Şoo Min?
S: Biryere gitmemiz gerek, gel hadi.

Suga yanıma gelince onu da kucağıma alıp kapıya gittim.
S: Şu anahtarı alır mısın Suga?

Suga anahtarı alınca evden çıkıp kapıyı ayağımla kapatıp Gi hanımın arabasına gittim. Suga yı koltuğa bırakıp yanına oturdum. Jungkook hala uyanmamıştı, onu dizlerime yatırıp omzumda ağlayan Jimin e baktım.
G: Jimin e ne oldu Soo Min?
S: Bilmiyorum, kulaklarım acıyor diyip ağlamaya başladı.
G: Kulakları mı?
S: Evet, neden?
Kötü birşey mi bu?
G: Sanırım Jimin büyüyor Soo Min.

Büyüyor mu, kulakları...ah doğru ya. Ben nasıl anlamadım ki bunu, ama ne zaman büyüyecek ki?
S: Ne kadar sürer büyümesi?
G: Önce kulakları düşecek, sonra kuyruğu. Birkaç gün sonra da tamamen büyümüş olacak. Yani benim kedim de öyle oldu.
Senin yanına geldiğimiz zaman kuyruğu yoktu, fark etmedin mi?
S: Hayır, hiç fark etmemiştim.
G: Geldik, hadi çabuk.

Kapıyı açıp hemen arabadan indim. Gi hanım Jungkook u kucağına alırken ben de Suga yı aldım ve ilerlemeye başladık. Kapıdan içeri girdiğimizde Gi hanımı takip etmeye başladım. Bir odaya girdik, içeride önlüklü bir kadın vardı. Sanırım veterinerdi.
V(veteriner): Sorun nedir?

Jungkook u yatağa yatırırken sormuş ve bize bakmıştı. Kucağımda ağlayan Jimin i de diğer yataga yatırıp kadına baktım.
S: Jungkook un çok ateşi var, Jimin in de kulakları acıyor.
V: Tamam, önce ateşine bakalım, sonra da diğerine bakarız.

Eline aldığı  dereceyi Jungkook un kolunun altına koyup Jimin e baktı. Ellerine eldiven takıp kulaklarını inceledi. Sonra da eldivenlerini çıkarıp bize döndü.
V: Kulakları çıkacak yakında o yüzden acıyor, büyüme zamanı gelmiş. Ama diğeri...

Jungkook un kolunun altından aldığı dereceye baktı bir süre.
V: Sanırım sahibi onu bırakıp gitmiş ve bu yüzden bu kadar ateşi çıkmış.
S: E-evet doğru, ama ona ne olacak?
V: Başka birine bağlanması gerek, eğer başkasına bağlanamazsa malesef ölebilir.
S: N-nasıl ya, olmaz öyle şey!!
G: Soo Min sakin ol.
V: Dediğim gibi birine bağlanması gerek, aksi takdirde onu kaybedersiniz. Şimdi birkaç ilaç ve krem vereceğim size. Kremleri kulaklarına ve kuyruğuna süreceksiniz. İlaçlar ise diğer kedi için.
S: Ne zaman kendine gelir?
V: Bir tane iğne yapacağım ateşini düşürmek için. Yarım saat sonra kendine gelir.

İğneyi yapıp gittiğinde kucağımda uyuyan Suga yı Gi hanıma verip Jungkook un yanına oturdum. Ne yapacaktım ben şimdi, Yoora...olmaz ona güvenemem artık.
S: Ne yapmalıyım sizce?
G: Bilemiyorum gerçekten.
S: Eğer birine bağlanamazsa...o ölecek mi?

Jungkook un yüzüne elimi koyup okşamaya başladım. O daha çok küçük, Jimin de büyüyor. Göz yaşlarımı ne kadar tutmaya çalışsam da tutamıyordum bir türlü. Başka bir çözümü olmalıydı bu şeyin.

Jungkook yavaş yavaş gözlerini açarken dikkatlice onu izlemeye başladım. Gözlerini tamamen açtığında yüzündeki elimi çektim.
JK: Şoo Min?
S: E-efendim Jungkook?
JK: Neyedeyiş biş, şen neden ayıyoyşun?
S: Yok birşey, sadece sen birazcık hastalandın. Hadi eve gidelim.

Jungkook u kucağıma alacağım sırada Jimin bağırmaya başladı.
J: Şoo Min!!

Yerimden kalkıp hemen yanına gittim.
S: Ne oldu Jimin?
J: Canım acıyoy!
S: Evde krem süreceğiz zaten, sonra da geçecek. Acımayacak bundan sonra.
J: Şoo Miiinnn...

Kollarını bana doğru uzatınca kucağıma gelmek istediği anlamıştım. Jimin i kucağıma alıp yanaklarına öpücükler kondurdum. Ya Jimin Jungkook un durumunda olsaydı, ah ne yapardım ben?
Jimin e daha çok sarılıp kokusunu içime çektim. Gözüm Jungkook a kaydı, bize bakıyordu öylece.

Yanına gidip elimi yüzüne koydum ve aynı şekilde yanaklarına kocaman öpücükler bıraktım. Onu da kucağıma alıp odadan çıktım. Gi hanım da önümüde yürüyordu. Koridorda yürürken bir kadın Gi hanıma doğru yaklaşmaya başladı. Sonra önünde durup Suga yı kendi kucağına aldı.
K: Suga, heryerde seni aradım ben. Neredeydin, öldüm meraktan.

Kadın Sugayı hunharca öperken biz sadece şaşkınca onları izliyorduk. Suga yı öpmeyi bırakıp bize döndüğünde ilk kucağımdaki Jimin ve Jungkook a baktı.
S: Şey, Suga yı ben aldım. Yani çocuklar ona zarar verecekti o yüzden.
K: Çok teşekkür ederim. Onu heryerde aradım. Bir umut, belki biri buraya getirmiştir diye buraya bakmaya gelmiştim. Gerçekten çok teşekkür ederim size.
S: Önemli değil.

Suga ya baktığımda gülümseyerek kadına bakıyordu. Sanırım gerçekten onun sahibiydi.
SG: Bana baktığın işin teşekküy edeyim Şoo Min.
S: Rica ederim.
G: Gidelim mi artık?
S: Oh, gidelim. İyi günler, görüşürüz Suga.
SG: Göyüşüyüş Şoo min. Göyüşüyüş Çonguk ve Çimin.

Oradan çıkınca arabaya binip eve geldik. Yolda da Jimin için kıyafet aldık. Eğer büyürse hazırlıksız yakalnmak istemeyiz.

Gi hanıma teşekkür edip içeri girdim. Jimin ve Jungkook u salona bırakıp mutfağa gittim. Sonra içim rahat etmedi ve ikisini de alıp mutfağa getirdim. Gözümün önünde durmaları daha iyiydi.

Yemekleri yapınca masayı hazırladım. Jimin i sandalyeye oturtup Jungkook u kucağıma aldım. Jimin artık uzanabiliyordu masaya. Ama Jungkook ondan küçük olduğu için hala uzanamıyordu.

Yemeklerimizi yerken Jimin in gözleri sürekli ikimizin üzerindeydi. Yemeklerimizi yedikten sonra Jungkook un ilaçlarını alıp yanına gittim.
S: Gel bakalım Jungkook.
JK: O ney Şoo Min?
S: İlaç ve senin bunu içmen gerek.
JK: Yeden?

Tam cevap verecekken Jimin benim yerime konuştu.
J: İyiyeşmen geyek şünkü.
JK: Ben haşta deyiyim ki?
S: Jungkook içmen gerek bunları ama.
JK: Ama iştemiyoyum ki.
S: Lütfen, benim için ha lütfen?
JK: Peki.

Gülümseyerek ilaçlarını içirdim ve yanımda duran kremleri alıp Jimin e döndüm.
S: Jimin?

Jimin hemen yanıma gelip kucağıma oturmuştu. Gülümseyerek kremden biraz elime sıktım ve kulaklarının diplerine doğru sürmeye başladım. Kulaklarına sürdükten sonra Jimin i kucağımdan kaldırıp üzerindeki tişörtü çıkardım.
J: Ne yapıyoyşun Şoo Min?
S: Bunu kuyruğuna sürmem gerek Jimin. Acımaması için sürüyorum.
J: Tamam.

Arkasını dönüp tekrar kucağıma oturdu. Kremden biraz daha alıp kuyruğuna da aynı şekilde sürdüm.
S: Bitti, hala acıyor mu?
J: Hayıy geşti biye.

Daha akşam olmamıştı ve yapacak pek birşey de yoktu. Jungkook a baktım ellerini önünde bağlamış öylece oturuyordu. Yoora yı özlemiş olmalı, ama ona güvenemem ki bir daha. Ne yapsam ki acaba?

Televizyonu açıp kanalları gezmeye başladım. Jimin kucağımda elleri belimde kafası da göğsümünün üzerindeydi. Kapı çaldığında yavaşça kalkıp kapıya gittim.

Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm beden ile şaşırmıştım doğrusu. Bu nereden çıkmıştı ki şimdi?

CAT BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin