Jimin i üzerimden kaldırıp yatak başlığına yaslanarak yeniden kucağıma aldım.
O kucağımda otururken ben de şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bütün bu olanlar rüya mıydı yani?
J: Ne oydu Şoo Min?Ah, Şoo Min diyor ya, kalp krizi geçireceğim şimdi yemin ederim.
S: Jimin, sen büyümemiş miydin?Parmağını dudağına koyarak düşünüyormüş gibi yaparken ben de merakla cevabını bekliyordum. Büzdüğü dudaklarından parmağını çekerek cevap verdi.
J: Hmm şanıyım hayıy. Ben büyümedim ki daha Şoo Min.
S: Ama, nasıl ya?
O kadar şeyin hepsi rüya mıydı?
J: Eyet, yani şanıyım yüya göymüşşün.Gülümseyerek bana bakarken gözlerimi biraz daha üzerinde gezdirdim. Rüya olması imkansızdı, çok gerçekçiydi bir kere. Jimin e bakarken kulaklarının ve kuyruğunun olmadığını fark ettim. Tabi ya, bir kere kaybolunca geri gelmiyormuş zaten. Sen benimle dalga geçersin ha?
Sen şimdi görürsün Jimin. Sıkıntıyla nefes verip gözlerimi yan tarafıma çevirdim. Telefonu alıp ekrana baktım ve geri kapatıp yerine koydum.
S: O zaman ben iki-üç gündür falan uyuyorum?Söylediğimi ilk başta anlamasada bir süre sonra hızlıca cevap verdi.
J: Ha, şeyy...haşta oymuştun şen o yüşden yani evet uyudun.
S: Hm anladım.
J: Şoo Min?
S: Hm?
J: Beni öpmecek mişin?
S: Hayır.Kucağıma iyice yerleşip, dudaklarını büzerek kaşlarını çattı. Bu haline gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Sen benimle oyun oynarsan ben de seninle oynarım.
J: Yeden?
S: Ah, çünkü sen büyüdün Jimin. Artık küçük değilsin.Gözlerini bir süre üzerimde gezdirdi.
J: Şevmiyoy muşun aytık beni?
S: Seviyorum, ama eskisi kadar değil.Jimin kafasını eğip mırıldanmaya başladığında dikkatle dinlemeye başladım.
J: Ama böyye oymamaşı geyekiyoydu.Yüzüme kocaman bir sırıtma yerleştirip belinden tutarak minik bedenini yatağın üzerine bıraktım. Ayağa kalktığımda bana dönmüştü.
J: Neyeye Şoo Min?
S: Jungkook un yanına, eğer sen büyümediysen o da büyümemiştir. Hem o senden küçük ve daha tatlı.
J: Öyye mi?
S: Evet, şimdi gidip yanaklarını kocaman öpücem Jungkook un.Yavaş yavaş gözleri dolmaya başlarken kafasını önüne eğdi. Sanırım biraz abarmıştım.
J: Ama bende tatyıyım...deyiy miyim ki?Minik parmakları ile oynamaya başladığında gözünden bir damla yaş aktığını gördüm.
J: Ben tatyı deyiy miyim, ben tatyıyım biy keye. Hem benim minik paymakyayım vay!Yanına doğru adımladığımda burnunu çekerek konuşmaya devam ediyordu.
J: Büyüyünce de şevmiyoyşun, küşük oydum yine şevmiyoyşun beni. Şen anca Çonguk u şev şaten.
S: Jimin, şaka yaptım.Yanına oturup minik bedenini kucağıma alıp yatak başlığına yaslandım. Kollarını belime sarıp başını göğsüme koyup ağlamaya başladı. Onu iyice sarıp saçlarına minik öpücükler bırakarak konuşmaya devam ettim.
S: Üzgünüm, gerçekten şakaydı. Ben seni her halinle seviyorum. Ağlama lütfen.Ellerini daha sıkıp hıçkırarak almaya devam etti. Ah, ne salağım. Keşke öyle demeseydim.
S: Jimin, özür dilerim. Seni gerçekten çok çok çok seviyorum. Sen dünyadaki en tatlı şeysin.Kafasını göğsümden kaldırıp kızarmış gözleri ile gözlerime baktı. Sonra da kısık sesi ile konuşmaya başladı.
J: Yayan şöyyüyoşun.
S: Hayır, yalan değil.Sesini biraz daha yükselterek konuşurken gözlerini de gözlerimden ayırmıyordu.
J: Ama Çonguk senden daha tatyı dedin.
S: Ah Jimin, şakaydı dedim ya. Ayrıca senin büyüdüğünü biliyorum.
J: Ha, neyden biyiyoşun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAT BOY
Fanfiction"Seni buldum minik şey" Minik bedenini kucağıma alıp tombul yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım. ❌Smut yok❌