•20.Bölüm•

3.9K 253 35
                                    

Kyungsoo'yu gözünü açtığında karşılayan ilk şey beyaz bir tavan ve tavanda asılı olan,büyük altın renkli bir avize olmuştu.Bir süre boş boş tavana bakan çocuğun aklına da yaşadıkları yavaş yavaş doluşuyordu.Babasının ondan para istemesi,dövmesi,annesini ve kendisini öldürmekle tehdit etmesi,Jongin'i araması ve ondan yardım istemesi...

O babası olacak şerefsiz herif ona hiç yapmam dediği şeyi yaptırmıştı,Jongin'i aratmış ve ondan yardım istetmişti.Kyungsoo'yu hiç olmak istemediği bir konuma sokmuştu.Bu aramanın ve Jongin'e sığınmış olmanın ne anlama geldiğinin fazlasıyla farkındaydı Kyungsoo ki Jongin'in de bunun farkında olduğunu biliyordu.O bizzat belirtmese de Jongin'in teklifini kabul etmişti.Süresi belirsiz bir süre Jongin'in küçük oyuncağı olmayı ve onun üzerinde istediği her şeyi yapmasını kabul etmişti.Çünkü başka bir çıkış yolu yoktu,babasından kurtulmasının,annesinin iyi ve rahat bir hayat yaşamasının başka hiçbir yolu yoktu.Jongin onu ve annesini babasından koruyabilirdi,dediği gibi ona hayallerinde bile yer bulamayacak kadar lüks ve güzel bir hayat yaşatabilirdi,tek yapması gereken ona ve dokunuşlarına katlanmak ve ses çıkarmamaktı.Kyungsoo bunu yapabilirdi,annesi için bunu yapmak zorundaydı.Kararını çoktan vermişti ve kimin ne düşüneceği umrunda bile değildi.Belki bunu yaptığı için,rahat bir hayat için Jongin'in küçük oyuncağı olmayı kabul ettiği için Luhan ve gerçeği er ya da geç bir şekilde öğrenecek olan annesi ondan nefret edecekti ama Kyungsoo'nun bulabildiği tek çıkış yolu buydu.Bundan başka seçeneği ya da umudu yoktu,onun için başka açık olan hiçbir kapı yoktu.

Kapının yavaşça açılması Kyungsoo'nun düşüncelerine ve tavanla bakışmasına son vermişti.Kyungsoo yavaşça başını kapıya doğru çevirdiğinde elinde ilaçlarla içeri giren kahyayı görmüş ve ona küçük bir tebessüm vermişti.

Kahya onu uyanık görünce bir an şaşırsa da bunu belli etmeyerek ona aynı şekilde gülümsemiş ve elindeki ilaçları  yatağının yanına bıraktıktan sonra sakince konuşmaya başlamıştı.

"Günaydın Kyungsoo Bey.Kendinizi nasıl hissediyorsunuz şu an?Ağrınız var mı?Doktor birkaç gün yaralarınızdan dolayı canınızın acıyacağını söylemişti.Yemek yedikten sonra ilaçlarınızı içtiğiniz vakit kendinizi daha iyi hissedeceksinizdir muhtemelen."

Kyungsoo kahyanın nefessizce konuşmasına karşın birkaç saniye şaşkınlıkla ona bakıp kalmıştı.

"Benimle saygılı konuşmanıza gerek yok efendim,lütfen bunu yapmayın asıl yaşınızdan dolayı  benim sizinle saygılı konuşmam gerekiyor.Ayrıca ağrım var ama  dayanılmayacak derecede değil  ,yemeğimi yiyip ilaçlarımı içince bir şeyim kalmayacaktır.Bana dün gece neler olduğunu anlatabilir misiniz lütfen?"

"Dün gece Jongin Beyi aradığınızda bende yanındaydım,sizin aramanızdan sonra fazlasıyla telaşlandı,evden korumaları da alarak hızlıca çıktı.Evde kimse olmadığı için ve sizde baygın olduğunuz için evin kapısını kırıp içeri girdik ve sizi odanızda baygın bir halde bulduk,küçük bey halinizi görünce bir hayli telaşlandı ve sizi kucaklayıp hemen hastaneye götürdü,doktor tehlikeli bir durum olmadığını ilaçların etkisiyle sabaha kadar uyuyacağınızı söylediğinde ise sizi eve getirdi.Uzun süre yanınızda kaldıktan sonra uyandığınızda hemen haber vermemi söyleyerek yanınızdan ayrıldı."

Kyungsoo kahyayı başını sallayarak onaylamıştı,yaşlı adam da ona selam verdikten sonra odadan ayrılmıştı.

İşte Kyungsoo şimdi zor kısıma gelmişti,Jonginle yüzleşmek, onun o kendini beğenmiş haline ve zafer kazanmış yüz ifadesine katlanmak zorundaydı.

Kyungsoo ne kadar kabul etmek istemese de Jongin kazanmıştı,Jongin gibi birinin karşısında ne kadar şansı olabilirdi ki zaten,ona ne kadar direnebilirdi?Zaten başından beri bir gün ona karşı yenileceği belliydi.Sonucu başından belli olan bir savaştı bu,Kyungsoo bunu şimdi fark ediyordu.

Aradan yaklaşık 5-10 dakika geçmişti ki bulunduğu odanın kapısı yine hızla açılmış ve bu sefer içeri Jongin girmişti.

Jongin hızla yürüyerek yatakta oturan Kyungsoo'nun yanına oturmuş ve onun elini tuttuktan sonra inceler gözlerini ona dikip konuşmaya başlamıştı.

"Nasılsın,iyi misin,ağrın falan var mı,doktor çağırmamı ister misin?"

"Hayır,hayır doktor falan çağırma,iyiyim ben.İlaçlarımı içince daha da iyi olacağım."

Kyungsoo şaşkınlıkla yanıtlamıştı Jongin'in sorularını.Onun bu telaşlı haline karşılık bir hayli şaşkındı genç çocuk.Jongin'in bu telaşlı halini de anlamlandırabilmiş değildi gerçi,okulda o ve arkadaşları kendisini buna benzer bir hale hatta belki de bundan daha kötü bir hale sokmuşlardı ama o zaman hiçte endişeli gibi değildi,dahası o halinden zevk alıyordu.

"Jongin dün akşam beni umursayıp geldiğin için ve yaptıkların için teşekkür ederim.Umursamayıp gelmeye de bilirdin."

"Evet,gelmeyebilirdim ama çok zor bir durumda olmasan beni aramazdın biliyorum.Başka bir çıkış yolun olmadığı için beni aradın ve benim geleceğimi içten içe biliyordun."

Kyungsoo Jongin'in sözlerine karşılık sessiz kalmayı seçmişti.Çünkü Jongin haklıydı,içten içe Jongin'in geleceğini biliyordu.

"Sana her zaman gelirim Kyungsoo,sen çağırmasan bile gelirim,biliyorsun."

Kyungsoo Jongin'in gözlerinin içine bakarak söylediği sözlerden dolayı utandığını ve tedirgin olduğunu hissediyordu,bu yüzden istemsizce gözlerini Jongin'den kaçırarak ellerine dikmişti.Elbette Jongin'in dikkatli gözlerinden kaçmayan bu hareket onun yüzünde büyük bir gülümsemenin oluşmasına neden olmuştu.Utangaç Kyungsoo nedense  fazlasıyla hoşuna gidiyordu son zamanlarda esmer çocuğun.

Y/N: Evet,sonunda yeni bölümle karşınızdayım umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur,elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım 😊

Yeni bölüm için kesin bir şey söyleyemem ama 3-4 güne yeni bölümü yayınlarım büyük ihtimalle.Ya da yayınlamaya çalışacağım mı demeliyim?

Yorumlarınızı bekliyorum^^
Yeni bölüme kadar hoşçakalın😇😇

Tutku/KaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin