•28.Bölüm•

3.4K 225 59
                                    

Kyungsoo akşama kadar odasındaki yatakta uzanmış ve arkadaşlarıyla mesajlaşmıştı.Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahat ve huzurluydu.Yaşadığını hissediyordu,yaşadığını iliklerine kadar hissediyordu Kyungsoo ve mutluydu,annesinin tedaviye başlamasından sonra ilk defa bu kadar mutluydu.Babasından uzak kalmak,onu hayatından çıkarmış olmak Kyungsoo'ya fazlasıyla iyi gelmişti.

Kyungsoo akşam yemeğine kadar odasında oyalanmış,akşam yemeği saati geldiğinde ise kahyanın gelip kendisini yemeğe çağırmasıyla üzerindeki siyah eşofmanı ve lacivert tişörtüyle birlikte aşağıya yemek salonuna inmişti.

Kyungsoo her ne kadar kendisine itiraf etmek istemese de Jongin'i göreceği için az biraz heyecanlı hissediyordu ama o bunu tedirginlik ve korku olarak nitelendirmeyi tercih ediyordu.Henüz duygularını doğru adlandıramayacak kadar toydu bu konularda.

Kyungsoo yemek salonundan içeri girdiğinde Jongin'i sabahın aksine masanın başında lacivert şort ve beyaz kolsuz bir tişört giymiş bir şekilde onu bekler halde bulmuştu.Jongin onu gördüğünde ona küçük ama güzel bir tebessüm vermişti,Kyungsoo ise onun bu hareketine karşılık sadece gözlerini kaçırmakla yetinmiş ve hızlı adımlarla yemek masasına yerleşmişti.
Sessizce servis edilen yemeklerini yemeye başladıklarında Kyungsoo biraz rahatlamış hissetmişti çünkü Jongin dün gece hakkında herhangi bir ima yapmamış ya da alttan  alttan onu iğnelemeye çalışmamıştı.Böyle davranmak pek Jonginlik değildi ve Kyungsoo onun bu davranışlarının altında bir şeyler aramaktan kendini alıkoyamıyordu.

Kyungsoo genel olarak Jongin'e güvenmiyor ve her zaman ona şüpheyle yaklaşıyordu.Yaşadıkları göz önüne alınırsa bu gayet doğru bir davranıştı.Jongin ise onun bunda haklı olduğunu bilmesine rağmen yinede bu durumdan rahatsız olmaktan kendini alamıyordu.

Masadaki sessizliği Jongin'in sesi bozmuş ve ağzından dökülen sözlerle Kyungsoo'yu büyük  bir duygu karmaşasının içine sokmuştu.

"Baban vurulmuş,babanın peşindeki adamlarım arayıp söyledi birkaç saat önce.Durumu ağırmış ve saatlerdir ameliyattaymış.Hayati tehlikesi varmış sanırım.Vuranlar ise kayıplara karışmış,polisler araştırmaya başlamışlar ama bir şey bulacaklarını sanmam.Muhtemelen babanın kumar borcu olan adamlar vurdu babanı.Zaten 3-4 gündür kaçak konumundaymış.Eve gitmiyormuş ve sürekli haraket halindeymiş,hep kalabalık ortamlarda bulunuyormuş.Sanırım böyle yaparak onlardan kurtulabileceğini ve güvende olacağını düşündü."

Jongin sözcüklerini elinden geldiğince dikkatli seçmeye özen göstermişti.Kyungsoo'nun babasını sevmediğini,hatta ondan nefret ettiğini biliyordu,ki bu konuda onu suçlayamazdı,öyle bir babayı kim sever ve isterdi ki,ama yine de onun içten içe azda olsa babasını sevdiğini ve değer verdiğini hissediyordu.Kyungsoo birinden tamamen,saf bir şekilde nefret edecek ya da ölmesini dileyip,ölümünden üzüntü duymayacak biri değildi.O sadece uzaklaşmak ve onu hayatından çıkarmak istemişti.Yaşamak ve mutlu olmak için.Bu yüzden kimse onu suçlayamaz ya da yargılayamazdı.Öyle bir babayı kimse hayatında tutmak istemezdi.

"Büyük ihtimalle yarım saat içinde polisler seni arayıp babanın durumunu sana bildireceklerdir.Ne yapmak istiyorsun Kyungsoo hastaneye gitmek ister misin ya da anneni arayıp babanın durumunu haber vermek?"

Kyungsoo Jongin'in söyledikleri karşısında donmuş hissediyordu,elinde kaşıkla öylece kalakalmıştı.Ne yapması,ne düşünmesi,ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu.Hastaneye gitmeli miydi,üzülmeli miydi babası için?Ya da ona yardım etmesini mi istemeliydi Jongin'den?Gerçekten Kyungsoo o an hiçbir şey düşünemiyor ve hiçbir şeyden emin olamıyordu.

Kyungsoo'nun donuk şaşkınlığının sonunu getiren cebinde yüksek sesle çalmaya başlayan telefonu olmuştu.Kyungsoo tutuk hareketlerle telefonunu cebinden çıkarıp eline aldığında tanımadığı bir numaranın onu aradığını görmüştü,polisler arıyor olmalıydı Jongin'in de dediği gibi.

Kyungsoo telefonu açıp yavaş hareketlerle kulağına götürdüğünde kulaklarını yumuşak bir erkek sesi doldurmuştu."İyi akşamlar,ben komiser yardımcısı Park Jimin Bay Kyungsoo,öğlen saatlerinde babanız Kang Ho talihsiz bir saldırıya uğradı.Onu haber vermek ve  karakola gelip ifadenizi vermeniz için aramıştım sizi.Bay Kyungsoo orada mısınız?"

Kyungsoo karşısındaki adamın ya da genç çocuğun,emin değildi,sorusuyla kendisine gelerek yanıtlamıştı onu."Buradayım,Bay Park.Sadece duyduklarımın şaşkınlığından dolayı tepki veremedim,üzgünüm.Babamın durumu nasıl şimdi?"

"Babanız daha ameliyattan çıkmadı ama durumu ciddi diye biliyorum.Size böyle bir haber verdiğim için üzgünüm.Suçluları bulmak için ifadenize başvurmak zorundayız bu yüzden en kısa zamanda karakola gelebilir misiniz?Daha sonrasında hastaneye babanızın yanına gidebilirsiniz?"

Komiser yardımcısı Park Jimin son cümlesini soru sorar gibi dile getirmişti.Konuşmanın başından beri Kyungsoo'ya karşı temkinli yaklaşıyordu,haberin şokuyla krize girmesinden korkuyor olmalıydı.

"Bir saat sonra karakolda olacağım Bay Park."diyerek aramayı sonlandırmıştı Kyungsoo.Şoku yavaş yavaş atlatıyordu ve ne yapacağına dair oluşan düşünceleri kafasında cirit atmaya başlamıştı.

Jongin ise büyük bir sessizlik içinde sadece Kyungsoo'yu izlemeye devam ediyordu.O konuşmadan bir şeyler söylememekte kararlıydı.Onun tepkisini üzerine çekmek istemiyordu.

"Neden bana daha önce söylemedin?"

"Seni polislerin arayacağını bilmesem hiç söylemezdim Kyungsoo.Babanla yaşadıklarını ve ona karşı az çok ne hissettiğini biliyorum.Ama her şeye rağmen bu haberi alınca üzüleceğini ve suçluluk duyacağını da biliyorum.Çünkü sen böyle birisin.Karşındaki ne kadar kötü olursa olsun sen onun başına bir şey geldiğinde tüm sana yaptıklarına rağmen onun için üzülecek birisin."

Kyungsoo Jongin'in söyledikleri karşısında sessiz kalmıştı çünkü Jongin haklıydı.O böyle biriydi.Tanıştıkları bu kısa süre zarfında Jongin onu iyi tanımıştı,hemde çok iyi tanımıştı.
Kyungsoo Jongin'in sözlerine karşılık sadece"Benimle karakola gelir misin?"demişti Jongin'e.

Jongin ise zaten onu yalnız bırakmayı düşünmediğinden hemen onaylamış ve beraberce evden çıkmışlardı.Genç çocuk arabadayken avukatını aramayı da ihmal etmemişti.Kyungsoo'yu birde polislerin zorlamasına izin vermeyecekti zaten şu an duygusal bir çöküntüdeydi küçüğü.

Y/N:Evet,neredeyse 2 haftadır falan yoktum.Büyük ihtimalle yine sırra kadem bastı bizim yazar,acaba bu sefer ne zaman geri dönecek diye düşünmüşsünüzdür.
Sizi bu kadar beklettiğim için üzgünüm sadece ilham gelmedi ve bölüm yazamadım,saçma bir hiçbir şey yapmayı istememe dönemlerimden birine  girdim🤣🤣Ama tam anlamıyla boş durmuşta sayılmam.Hikayeyi baştan sona bir daha bir düzenledim,bazı mantık hatalarını ve yazım yanlışlarını düzelttim😉Ayrıca diğer hikayelerimin birkaçına yeni kapak falan yaptım😶Sevin beni😇😇

Neyse geçen bölümde sorduğum ilk görüşte aşk sorusuna gelirsek aslında ben ilk görüşte aşka inanıyorum hatta aşıkta oldum,2 yıl boyunca platonik platonik takıldım ortalarda sonraysa bitti.Kendi içimde başladı ve bitti diyebilirim zaten çocuğun sevgilisi vardı,en son nişanlanacaklardı falan.Bu bir dramdır😂😂

Neyse daha fazla konuşmadan gideyim bari😉

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum,bol bol yorum yapın😘😘Birde mağlum Jimin geldi,hazır o gelmişken birde Yoongi gelsin ve Yoonmin çifti de ucundan konuk olsunlar mı hikâyemize?
Yeni bölümde görüşmek üzere o zamana kadar Kaisoo ile kalın🤗🤗
Hatalar varsa kusura bakmayın,kontrol etmeden yayınlıyorum😊

Tutku/KaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin