•27.Bölüm•

3.7K 227 40
                                    

Dün gece epey geç bir vakitte uyuyan Kyungsoo sabahleyin alarmın lanet sesiyle uyanmıştı ama yataktan kalkmak için kılını dahi kıpırdatmıyor,sanki çok ilginç bir şeymiş gibi tavana bakmaya devam ediyordu ama gördüğü tavan değildi,dün gecenin görüntüleriydi.Kyungsoo hem utanıyordu hem de fazlasıyla şaşkındı.Jonginle dudakları birbirinden nefessiz kaldıklarında ayrılmış,nefes nefese ve şaşkınlıkla birbirlerine bakmaya başlamışlardı,Jongin karşılık vermesinden dolayı şaşkındı büyük ihtimalle,Kyungsoo kısa süren şaşkınlık anından sonra kendine gelerek Jongin'i itip hızla eve doğru tabir-i caizse ayakları totosuna vura vura koşmaya başlamıştı,en son duyduğu ise Jongin'in attığı yüksek sesli kahkahasıydı.Kyungsoo utançla deve kuşu gibi başını kuma gömmek istiyor ve uzun bir süre hatta ömür boyu Jongin'i görmek istemiyordu ama istediğinin akla mantığa yatkın tek bir yanı olmadığından istemeye istemeye de olsa yatağından kalkmış önce lavaboya giderek sonra ise kıyafetlerini giyinerek okula gitmek için hazırlanmıştı.

Kyungsoo aşağı inip yemek salonundan içeri girdiğinde diğer sabahların aksine Jongin'i kahvaltı masasında onu bekler bir halde bulmamıştı.Bu duruma şaşırsa da rahatladığını inkar edemezdi ama aynı zamanda Jongin'in nerede olduğunu,uyuyup uyumadığını ya da okula gidip gitmediğini de merak ediyordu.Ama bu aniden kendisinde oluşan Jongin merakının herhangi bir açıklamasını da bulamıyordu.Kyungsoo Jongin'i merak etmemeliydi her zamanki gibi onu umursamamalıydı,yapması gereken buydu.

Kyungsoo düşünceler eşliğinde verimsiz bir kahvaltı yapıp evden çıktığında onu siyah lüks bir araba ve bir şoför karşılamıştı.Anlaşılan bugün onu okula Jongin götürmeyecekti,bunun kendisini rahatlaması gerekiyordu ama hala bir miktar huzursuz hissetmekten kendini alıkoyamıyordu.

Kyungsoo okula geldiklerinde şoföre iyi günler dileyip arabadan indiğinde şoför sadece çıkışta gelip onu alacağını,beklemesi gerektiğini söylemişti.Kyungsoo ise patronu gibi kaba olan adamı umursamayarak sınıfına gitmeye başlamıştı.Ama neredeyse bütün okulun gözü üzerindeyken bunu yapmak pekte rahatlatıcı ve kolay değildi.Evet,insanlar ona yaklaşmıyordu ya da zarar verecek herhangi bir şey yapmıyorlardı ama gözlerini ona dikip fısıldaşmaktanda geri durmuyorlardı.

Kyungsoo kendini sınıfından içeri atabildiğinde az da olsa rahatlamaktan kendini alamamıştı.Sınıfta pek fazla kişi yoktu,kendi arkadaşları,Sehun ve Kris ,birkaçta gözlüklü,en ön sırada  oturan adlarını bilmediği öğrenci vardı.Jongin büyük ihtimalle bugün okula gelmeyecekti,muhtemelen akşamdan kalma olduğu için uyanamamıştı ya da başı ağrıdığı için okula gelmek istememişti.En azından Kyungsoo'nun tahminleri bu yöndeydi,gelmemesinin bambaşka bir nedeni de olabilirdi sonuçta.

Kyungsoo gidip Luhan'ın yanına oturduğunda arkadaşlarına "Günaydın!"diyerek hepsini selâmlamıştı.Arkadaşları da ona aynı şekilde hep bir ağızdan karşılık vermişlerdi.Sonrasında ise onların konuşmalarını dinlemeye başlamış ve ara ara konuşmalara katılmaktan başka da bir şey yapmamıştı öğretmen gelene kadar.

"Minseok bugün kuzenin ve arkadaşı okula gelecek değil mi?"

"Ah,evet Tao bugün gelecekler.Mükemmel(!) kuzenim ve en az onun kadar mükemmel!) olan sevgilisi."

Minseok son cümlesini hafif bir alayla dile getirmekten kendini alamamıştı.Kuzeni bazen gerçekten de sınırlarını zorluyordu ve Minseok o etraftayken çoğu zaman sinir krizinin eşiğine geliyordu,etrafında onu bu kadar sinirlendirebilen çok fazla insan yoktu.Başı,sevgili kuzeni Baekhyun çekiyordu elbette,ikinci sırayı ise yüzme kulübündeki dinazor nam-ı diğer Jongin'in biricik arkadaşı Jongdae alıyordu.Bu iki insan tanesi gerçektende Minseok'u fazlasıyla zorluyordu,bir gün cinnet geçirip ikisini de fazlasıyla kanlı bir şekilde öldürmekten korkmuyor değildi.

Tutku/KaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin