Doğukan Kanar'dan
Nefes nefese kalmış bir şekilde ara sokağa döndüm ve orada arkamı dönüp kimsenin olup olmadığına baktım. Kimsenin olmadığını görünce yaşlı bir adamın bedenine bürünüp yavaş yavaş yürümeye başladım. Arkamdan 5-6 kişi koşarak yanımdan geçti. Teki "Nereye girdi bu piç kurusu!" diye bağırıyordu. En arkadaki bana döndüğü an kendi halime büründüğümü sanıp küçük bir kriz yaşadım.
"Amca." diye seslenmesiyle kendime geldim. "Buralarda 18'li yaşlarında bir çocuk gördün mü?" diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım ve onların yanımdan uzaklaşmasını izledim.
Uzaklaştıklarından emin olunca bir apartmanın merdivenlerine oturup kendi görüntüme geldim. Cebimden bir dal sigara çıkarıp yaktım. Uyuşturucu çalmıştım. Uyuşturucuya verecek param yoktu ve bazen uyuşturucuya cidden ihtiyaç duyuyordum. Bu adamlarında peşime takılma sebebi onlardan uyuşturucu çalmamdı.
18 yaşındaydım ve 1,5 yıldır uyuşturucu kullanıyordum. Tabiki de böyle uyuşturucu kaçırarak. Beden Değiştirebilme gibi bir yeteneğim -problem mi yetenek mi karar veremedim- olduğundan uyuşturucu kaçakçılığından içeri girmedim.
16 yaşımda beni uyuşturucuya sürükleyen şey belki bir ailemin olmamasıydı. Bir yetimhanede kalıyordum. 15 yaşında kaçtım. Bu zamana kadar hep apartman depolarında yada buna benzer yerlerde kaldım ve buna devam etmek zorundaydım. Kafama bir şey çarptığını hissedince daldığım düşüncelerden sıyrıldım.
"Önüne baksana kızım ya." dedim yere düşmüş olan kıza. "İyi misin?" deyip elimi ona uzattım.
"Yardım et bana." dedi ve kolumdan kavrayıp koşmaya başladı.
Sokaktan çıkıp sağa döndüğünde "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye sordum merakımı belli etmemeye çalışarak.
Bana bakmıyordu. Dinlediğinden de şüpheliydim. "Anlatacağım." dedi hızla ve bir apartmanın duvarının iç kısmına geçti beni de duvarın önüne yerleştirdi. "Buraya birkaç kız gelip beni sorarsa şu tarafa gittiğimi söyle." deyip duvar dibine iyice girdi.
Çok geçmeden birkaç kız gelip "Buradan genç bir kız geçti mi?" diye sordu. Yüzümü ukala bir şekilde düşünür pozisyonuna getirdim ve ağzımdan "Imm..." sesini çıkartmamla sırtıma bir yumruk yedim.
"Şu tarafta." diye işaret ettim. Kızlar uzaklaşınca henüz adını bilmediğim kıza döndüm. "Hem yardım edeyim hem de dayak yiyeyim." dedim.
Koşarak sokaktan çıktı ve onu takip ettim. Apartmandan epey uzaklaşınca durdu ve nefes almaya başladı. Tek kaşımı kaldırdım ve ona baktım. "Ne?" dedi nefes nefese.
"Anlatacaktın?" dedim gözlerinin içine bakarak.
"Yorgunum ve kalacak bir yer bulmam lazım o yurda geri dönemem." dedi gözlerini devirerek.
Yüzünü çenesinden kavrayıp yüzüme çevirdim. "Kızların seni kovalamasının sebebi bu mu?"
"Hayır." diye inledi. "Evin var mı?"
"Soruma cevap verecek misin?"
"Vereceğim ama önce kalacak bir yer bulmalıyım."
"Tamam bir kaç günlük yer ayarlayabilirim." Ne saçmalıyordum ben? Kendi evime mi götürecektim?
"Önce görmem lazım." dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım. Sakin olmalıydım. Bu kız tam bir baş belasıydı.
Arabanın sürücü koltuğuna oturduğumda o da ön taraftaki koltuğa oturup emniyet kemerini bağladı. Gaza basıp hızlı bir çıkış yapmamla yanımdaki kız hemen yanındaki kapıya sarıldı. Yolda da onu sinir etmek istediğim için hızlı hızlı gittiğimi anladığında "Daha yavaş süremez misin şunu?" diye isyan etti.
Ona dönüp yarım gülümsemeyle "Korktun mu?" diyip huyuna gittim.
"Korkmadım." dedi ama hala kapıya sarılıyordu.
"Korkma ölmezsin." dedim gülümsememi bastırarak.
"Ne?" diyerek bana döndü.
O sırada arabayı park ettiğim için ona cevap vermedim. Arabanın anahtarını kontaktan çıkardıktan sonra "İn." dedim yanımdaki emniyet kemerini açmaya çalışan kıza bakmadan.
Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra "Aman Allahım! Bu sokakta mı yaşıyorsun?" dedi kendi kendine.
Onu taklit ederek "Ne?" deyip ona döndüm. Cevap vermesini beklemeden apartmanın içine girdim. Merdivenleri indikten sonra karşıdaki ince demir kapıyı açıp içeri girdim. O da içeri girince kapıyı kapattım. Hayretle odayı izliyordu. Tamam. Oda biraz dağınıktı. Ama ne bekliyordu? Ben burada tek yaşıyordum ve buraya giren kızların hiçbiri burayı toplamak gibi saçma bir amaçla girmiyordu buraya. "Yiyecek bir şeyler alacağım." deyip çıktım yanından. 1-2 saat dışarıda oyalandıktan sonra markete girip bir şeyler alıp çıktım.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde burası tamamen farklıydı. 3 tane küçük oda vardı ama şimdi hepsi topluydu ve içerideki yoğun sigara kokusu da gitmişti. İçeriye o kız girdiğinde bana gülümsedi. "Ne yaptın sen?" diye tersledim.
Yüzündeki gülümseme aniden kayboldu. "Burada bir kaç gün kalacaksam sana yararım dokunsun." deyip zorlandığını belli gülümsemesini yerleştirdi yüzüne.
"İstemez." dedim kısa keserek. Yüzü tekrardan düşmüştü. Umursamadan mutfağa girdim ve poşetleri tezgaha bıraktım. Arkamı döndüğümde bir anda onu arkamda görmek beni irkitmişti.
"Korktun mu?" diye sorup güldü beni taklit edercesine.
"Acıktıysan bir şeyler atıştır." dedim poşetlerden bir şeyler çıkarmaya devam ederken.
"Adın ne?" diye sordu. Sanırım ikimizde birbirimizi dinlemiyorduk ve ben sıkılmıştım.
"Abdullah, senin?" dedim kahkahamı bastırmaya çalışarak.
"İpek" dedi mutfaktan çıkarken. Bu kızla dalga geçmek eğlenceliydi. "Şey, bunları giysem sorun olur mu? Uyumak için bunlar daha uygun." dedi elindeki kıyafetlerimi bana gösterirken.
"Çıplak yatabilirsin sorun olmaz." dedim onu sinir etmeye çalışarak.
"Giyinmeme izin verdiğin için teşekkürler." deyip mutfaktan çıktı. Sonunda sessizlik çökmüştü. Arkamdaki masaya yaslanıp cebimden sigara paketini çıkardım. Bir tane sigara yakarken derin düşüncelere daldım.
İpek Çakır'dan
Gözlerimi araladım oda oldukça karanlıktı. Yanımda adının Abdullah olduğunu öğrendiğim çocuk yatıyordu. Niye yanıma yatmıştı ki bu? Aslında haklıydı. Çocuğu yatağından edemezdim. O an yanımda uzanan çocuğun üstünde hiçbir şey olmadığını fark ettim. Ah! Yoksa çıplak mı yatmıştı? Görmeye hazır olmadığım şeyleri görebilirdim ama merakıma yenilince örtüyü aralayıp aşağılara baktım. Çok şükür! Altında eşofmanı vardı.
Yanından kalkıp kendimi koltuğa attım. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım. Cenk'in evinde ders çalışıyorduk ve üstüne Nescafe dökmüştüm. O telaşla tişörtünü çıkarmıştım ve birbirimize fazlaca yakındık. O sırada sevgilisi ve birkaç arkadaşı Cenk'in sevgilisindeki anahtarla içeri girmişti ve bizi o halde görüp yanlış anlamışlardı. Telefonumu ve çantamı alıp yangın merdiveninden kaçmıştım ama kapının önündeki çocuğu fark etmeyip yere çakılmıştım. Neyse ki çocuk bana saklanmamda yardım etmişti.
Yurtta kalıyordum ama kızlar beni orada bulup öldürebileceklerinden oraya gidemezdim ve beni onlardan saklayan Abdullah yine büyük bir iyilik yapıp benimle evini paylaşmıştı. Abdullah'la anlaşamıyordum. Kabaydı ve beni sinir etmekten zevk alıyordu ama bir süre sabretmek zorundaydım.
Kısa bir süre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEKE
Science Fiction17 yıl önce Fatih'te eski bir ahşap evde yeni doğmuş-henüz 1 yılını doldurmamış bebeklere yapılmıştı bu deney. 6 küçük bebek denek olarak seçilmişti. Deney sonucunda bebeklerin kollarının aynı yerlerinde bir leke oluşmuştu ama deney başarılı olamamı...