3. Bölüm

917 64 13
                                    

Cansu Doğar'dan

"Bir Absolut 100 alabilir miyim?" sesiyle kendime geldim. Bir bardak çıkarıp Absolut şişesini bardağa boşaltım. Arkama dönüp buradaki hiç bir erkeğin sahip olamadığı derecede sempatikliğe sahip olan bir gülümsemeyle karşılaşınca bir an duraksadım. Buraya ait olamayacak kadar saf bir suratı vardı. Ama Absolut içmek istediğine göre kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Nefesimi tutmuş elimdeki içkiyi ona uzatırken aklını okumaya çalıştım. Olmamıştı. Tekrar bunu denemeye çalıştım. Tekrar. Tekrar. Ve tekrar. Yapamıyordum. Bu bardaki herkesin aklını okuyabiliyordum.

Sağda oturmuş yanındaki kızla ilgilenen erkeğin aklından geçen tek şey seksti.

O adamın hemen arkasında oturmuş elinde telefonuyla ilgilenen adamın aklından kumar oynamak geçiyordu.

Daha ortalarda oturan adam karısını aldattığı sekreterini düşünüyordu.

Sol arka köşede 3 kızla oturmuş genç çocuk ise bu geceyi düşünüyordu.

Sol ön taraflara baktığımda o çocukla göz göze geldim. Okuyamıyordum. Ilk kez birinin aklını okuyamıyordum. Kendimi bütünüyle ona konsantre etmek için gözlerimi kapadım. Sonuç yine değişmemişti. Aklına girdiğimde simsiyah bir boşluk oluşuyordu. Bu çok değişikti.

Saat 2.45 olmuşken masalar boşalmıştı. Sadece o kalmıştı. İkimiz bu mekanda yalnızdık. Ve o benim üzerimden gözlerini ayırmıyordu. Düşüncelerini çok merak ediyordum. Aklından neler geçiyordu?

"Kapatıyorum." diyerek üzerimde gezinen gözlerini gözlerime çevirmesini sağladım. Sarhoştu. Kaç bardak içki içmişti. Ve şimdi adım atacak gücü kalmamıştı.

"Kalacak bir yerim yok." dediğinde masasına yaklaştım. Tekrardan aklına girmeye çalıştım. Olmuyordu. Tekrar tekrar denedim. Sonuç hep olumsuzdu.

Barda iki oda vardı. Tekinde ben kalıyordum. Diğerinde de bir yatak bir dolap ufaktan bir masa vardı. Eğer o bu odada kalırsa hem o bir günlük kalacak bir yer bulmuş olacaktı hem de ben yarın tekrardan bu çocuğun aklını okuma şansı bulacaktım. "Bir gün için ufak bir oda ayarlayabilirim." dedim bir çıkarım olduğunu belli etmemeye çalışarak. Cevap vermesini beklemeden büfenin içindeki kapıdan içeri daldım. Ortadaki odanın içine girdim ve onun da içeri girmesini bekledim. "Burası." dedim. Kafasını sallamasını izledikten sonra kendi odama girdim. Dolaptan bol bir tişörtle bir şort çıkarıp yatağın üstüne fırlattım ardından odanın kapısını kilitledim.

Arkamı döndüğümde o vardı. Ve hemen elini ağzıma kapadı. Kollarının arasında çırpımaya çalıştım ama güçlü kollarını bana iyice doluyordu. "Sana zarar vermeyeceğim." deyip beni bıraktı. Nefes nefese kalmış ona bakıyordum. Düşüncelerini okumaya çalıştım. Olmuyordu. Bu zamana kadar hep istediğim insanın düşüncelerini okuyabiliyordum. Ama şimdi karşımdaki beni az önce bir yere kaçamayayım diye kollarının arasına almış olan çocuğun düşüncelerini okuyamıyordum.

"Niye buradasın?" diye fısıltıya benzer bir ses çıkardım ağzımdan.

"Sana zarar vermeyeceğim. Bir dost kazanmaya çalışıyorum sadece." dediğinde şaşkın gözlerle ona baktım. "Oradan tek derdi erkekliği olan sadece cinselliği düşünen biri gibi mi duruyorum?"

Düşüncelerini okuyabilseydim bu soruya cevap verebilirdim. Düşüncelerini kontrol altına mı alıyordu? Belki de benim bu yeteneğimin farkındaydı. Ve bunu bilerek yapıyordu. Sarhoş kalmış numarasıyla odama girip belki beni kullanacaktı ve düşüncelerini okuyamayayım diye bir şeyler yapmıştı.

"Üstünü giyin." demesiyle kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Kafamı tekrar yere indirip yatağın üstüne oturdum. O da karşımdaki tekli koltuğa oturup beni izlemeye başladı. Üstümü giyinirken birinin izlemesinden nefret ederdim ama şimdi o resmen gözleriyle beni elliyordu.

"Rahatsız oluyorum." diyince önümden kalkıp arkasını döndü. Böyle daha rahattım. Soyununca arkasını dönme ihtimalini düşünerek üstümü örte örte giyindim. "Giyindim." deyince arkasını dönüp beni süzdü. Ardından kalktığı yere geri oturdu. Yatağın üstünde bacağım yardımıyla geriye kaydım.

"Adın ne?" diye sorunca tekrar gözlerimi ona çevirdim. Küpeleri ve dağınık saçlarıyla çok tatlı duruyordu. Ne saçmalıyordum ben böyle? Sarhoştu ve belki de tecavüzcüydü.

"Cansu." dediğimde dudağının kenarını kıvırdı.

"Bende Barış." dediğinde aynı gülümsemeyi bende ona yaptım. Sarhoş olduğundan kelimeleri birbirine karıştırarak söylüyordu. Ama bu ona bir sempatiklik katıyordu. Bunları düşünürken gülümsemem yüzüme daha çok yayılmış olacak ki o da gülümsemesini yüzüne yayıp oturduğu koltuktan belini aşağıya kaydırdı. Yakışıklı , sempatik , sarhoş ve belki tecavüzcü. Hadi ama bu sevimliliğe sahip bir erkek nasıl tecavüzcü olabilirdi ki.

"Kaç yaşındasın?" diye yavaş ve kelimeleri birbirine karışık bir soru gelince dikkatimi ona verdim.

"18." deyince kafasını salladı.

"Burada ne kadar süredir çalışıyorsun?"

"4 ay oldu" 4 ay önce 18'ime girmiştim ve artık böyle yerlere hem girebiliyor hemde çalışabiliyordum.

"Böyle bir yerde çalışmak için fazla güzelsin" demesiyle içimde kapıştığım boğanın boynuzunu kırıp karnına sapladım ve yere yıkılmasını izledim.

Dudağımı kıvırarak "Sende Absolut içmek için fazla çekicisin" dedim.

Yüzüne gülümsemesini iyice yayarken "Müşterilerinin ne sipariş ettiklerini aklında tutar mısın?" dedi.

"Hayır sadece çapkın olanlarınkini." dememle bir kahkaha attı. Bende onun kahkaha atışını izledim.

Durakladı ve yüzündeki gülümsemeyle sarhoşluğu karışır bir halde "İnsanların özel yetenekleri olduğuna inanır mısın?" dedi. Aman Allahım! Yoksa biliyor muydu?

"Sen fazla sarhoşsun." dedim şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak.

Bana baktı ve tek kaşını kaldırdı. "Sarhoşum ve bundan güven alıyorum." diyip bir kahkaha daha attı. Artık gülemiyordum. Sadece onu izliyordum. Nasıl öğrenmişti? Kimse bilmezken aklını okuyamadığım bu çocuk beyin okuyabildiğimi nasıl biliyordu? Onu hiç buraya almamalıydım diye düşünürken bana seslendi. "Ne oldu, niye bir anda sustun?"

"İnsanların güçlerinin olduğunu sanmıyorum. Insanlar doğar, büyür, yaşar, ölür." dedim, saçmaladığımın farkındaydım.

"Ya doğduktan sonra yada ergenliğinde garip yeteneklerinin olduğunu farkederse?" diyince içimde tüylü ve hızla hareket eden bir şeyler dolaşmaya başladı. Yeteneğimin ergenliğimde başladığını bile biliyordu. Derimi parçalayıp içimi kaşımak istiyordum. O içimde dolaşan tüylü şeyi çıkarıp parçalamak istiyordum.

Gözlerimi gözlerine getirip "Saçma." diye mırıldandım. Yeniden tek kaşını kaldırıp bana baktı. Bunların hepsini sarhoş olduğu için uydurduğunu umdum. Ama pek öyle görünmüyordu. Israrcıydı ve beni korkutuyordu.

"Ne yani gerçekten bunlara inanmıyor musun?" diyince kafamı olumsuz anlamında salladım. "Pekala." deyip yanıma yaklaştı. "Şimdi beni izle tamam mı inatçı?" dedi ve gülümsedi. Yanıma oturdu ve omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi. Şaşkın gözlerle ona bakarken bana tekrardan gülümsedi.

Bana ne yapacaktı? Kendi yeteneğimi bana mı kanıtlayacaktı? Nasıl öğrenmişti? Ondan başka bilen varmıydı? 

Düşüncelerimden ayrıldığımda karşımda onun olmadığını fark ettim. "Barış!" diye ona seslendim. Oda da yoktu. Çıkarken onu nasıl farketmemiştim? Tekrardan "Barış!" diye seslendim ama yine ses yoktu. Ayağa kalkıp diğer odaya girdim. Orada da yoktu. Tuvaletin kapısını çaldım. "Barış içerde misin?" diye seslendim. Yoktu. Gitmişti. Neden şimdi gitmişti? Ona bunları nereden, kimden öğrendiğini soracaktım. Ama gitmişti.

Tuvalettende umudumu kesip arkamı dönünce arkamda duvara yaslanmış bir şekilde sırıtırken onu gördüm. "Nereye gittin?" deyince beni kolumdan tutup odama çekti. Yatağıma uzandı ve beni de yanına çekti. Hala sırıtıyordu. Cevap bekleyen bakışlarımı ona çevirdim.

"Anlamadın mı? Benim yeteneğim bu. Görünmez Olmak. Şimdi uyu." 

Gözlerini kapatmadan önce söylediği son söz bu olmuştu.

Benim gibi biri.

Benim gibi erkek biri.

LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin