Kaan Bilek'ten
"Ne yani? Birkaç silahlı adam mekanı basıp sizi bu hale getirdi. Ve siz hiçbir şey yapamadınız. Öyle mi?" dedi tiksinir bi sesle Doğukan.
Elimdeki pamuğu Cansu'nun dudağının kenarına bastırıp ilacı yayarken ilacın yakıcılığından etkilenmiş olan Cansu'nun yüzü buruştu.
"Kalabalıktılar." dedi Cansu elimdeki pamuğu aldıktan sonra.
"Sizde yeteneğe sahipsiniz." deyip burnunu buruşturdu Doğukan.
Cansu hızla Barış'a döndü. Birbirleriyle bakıştıktan sonra Cansu kafasını eğip gözlerini kapadı. Barış'ın onun yeteneğini bildiğimizden haberi yoktu ve Doğukan bunu umursamadan ortaya laf atmıştı. Cansu'nun durumu toparlayamayacağını anladığımda ben söze girdim.
"Onlar bizim gibi eşyaları hareket ettiremiyor yada şekil değiştiremiyor, akıl okuyarak nasıl bir şey yapabilirler? Ya da Barış görünmez olarak Cansu'yu nasıl koruyabilirdi?"
Doğukan tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakışlarını bana çevirdi. Ona cevap vermem alışık bir şey değildi. Ama o umursamaz görünüyordu.
"Sen sus lan."
Doğukan'ın umursamaz tavırlarına alışık olmayan Barış bize döndü. Cansu elindeki pamukla Barış'ın kaşındaki yarayı silmeye başlarken Barış gözlerini bizden ayırmadı.
"Yani sizin de yeteneğiniz var." dedi bize bakmaya devam ederken. Cansu'nun elleri, Barış'ın yüzünde durdu. Doğukan'ın konuyla ilgilenmeyeceğini ve Cansu'nun olayı yine toparlayamayacağını bildiğimden konuşmak için atılacaktım ki keskin ses beni durdurdu.
"Konumuz bu değil."
Hepimiz Doğukan'a dönerken elini cebine attı. Malboro paketini açtıktan sonra bir süre içine baktı. Boş paketi önümüzdeki masaya attı ve Barış'ın sesiyle ona odaklandı.
"Konumuz ne?"
Doğukan kapalı ağzının içinde dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. Sigarasız ve umursamaz bir Doğukan. Onu yeni tanımaya başlayan biri için fazla çekilmez olarak görünüyor olabilirdi. Ama ben ve Cansu buna alışmıştık. O kız için de bu durum felaketten farksız olmalıydı. O kız diye bahsettiğim kişi elbette İpek. Doğukan normalde kızlarla en uzun iletişimini yatakta yaşar. İpek böyle bir olaya izin vermeyecek görüntüde bir kız olduğu için nasıl anlaştıklarını bende bilmiyorum.
Aklıma acı soslu makarna olayı geldikten sonra gülümsedim. Kız da Doğukan'ın altında kalacak bir tip yoktu ama Doğukan'ın İpek'i epey bezdireceğine eminim.
"Adamlar hakkında bildiğimiz tek şey adı, Veysel."
Cansu ortamdaki gerginlik kokusunu dağıtmaya çalışıyordu. Ama başarılı olamamıştı.
"Konumuz ne biliyor musun? Senin bir kızın dudağının dövülerek patlatılmasına izin vermen."
Doğukan'ın sözlerinin ardından Cansu'nun gözleri büyüdü. Arada kaldığı zamanlardan biriydi ve tek yardımcısı ben gibi görünüyordum.
"En azından bu kızı eve kapatıp işkence çektirmiyorum."
Barış İpek'in konusunu açarken Cansu dudaklarını kemirmeye başladı. Dudağının yaralı yerine dişi değdikten sonra yüzünü buruşturdu. Doğukan Barış'a gözlerini dikmiş bir şekilde bakarken ağzına gerçek olmayan bir gülümseme yerleştirdi. Dilini arka dişlerinde gezdirdiğini şu an daha rahat bir şekilde görebiliyordum.
"Kızın zaten morali bozuk birde siz-"
Cansu'yu bahane ederek olayı kapatmaya çalışırken birbirleriyle uyumlu bir şekilde beni susturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEKE
Ciencia Ficción17 yıl önce Fatih'te eski bir ahşap evde yeni doğmuş-henüz 1 yılını doldurmamış bebeklere yapılmıştı bu deney. 6 küçük bebek denek olarak seçilmişti. Deney sonucunda bebeklerin kollarının aynı yerlerinde bir leke oluşmuştu ama deney başarılı olamamı...