-𝟏𝟔-

755 58 28
                                    

Nihayet oradan kurtulduğumda topallayarak, sınıfa gittim. Daha ders başlayalı on dakika olmuştu ve son ders Chanyeol'ündü. Bu demektir ki zil çaldığında konuşabilirdik herkes çıktıktan sonra.

Kapıyı tıklatarak içeri girdiğimde tüm gözler üstüme dönmüştü. Çekingence içeri girmiştim.

"Yerime geçebilir miyim Bay Park?"

Başını sallayarak tahtaya dönecekti ki,  topallamamı görünce duraksadı bir süre. Bakışları merakla yüzüme çıktığı sırada yerime oturmuştum. Matematik dersinde hep en önde otururdum tabii.

"Ayağına ne oldu Baekhyun? " dedi. Günler sonra nihayet beni merak edebilmişti. Ama yine de çok ciddi bakıyordu.

"Merdivenlerden düştüm Bay Park, burkulmuş."

Düştüğümü söylemem üzerine yüzünden bir endişe ifadesi geçmişti. Kısa bir andı, aşk işte dayanamamıştı yüreği. Ama yine de endişelendiğini farketmeme rağmen sadece "Dikkat et kendine. " deyip, sorusunu çizmeye devam etmişti.

Her zaman dersime ilgin olmasa da beni dinle derdi. Bu yüzden de yanağımı avcuma yaslayıp, güzel güzel dinledim onu. Son ders matematik olduğu için normalde isyan çıkarırdım ama şu aralar olmazdı. Chanyeol'de onu kuzu gibi dinlememden özür dileyeceğimi anlamış olacak ki kaçamak bakışlar atıyordu.

Ders boyunca o bana baktı ara ara, ben ona baktım bütün ders boyunca. Aslında tek bunu yapmamalıydım. Derse katılmalıydım, onu dinlediğimi daha çok göstermeliydim. Affetmesi için elimden gelen sadece bir özür olmamalıydı.

Etrafıma bakındığımda herkes harıl harıl kafalarını defterlerine gömmüş, sessizce soruyu yazıyorlardı. Işık görmüş tavşan gibi bakmayı keserek tahtadaki denklemi sırama yazdım. Bu bir denklem sorusuydu. Taemin ile uçak fırlattığım gün, Chanyeol bize bu konuyu anlatıyordu.

Konuyu, formülleri belli belirsiz hatırlayıp, sıralamayı bildiğimi farketmem üzerine en uzunu yazdım bölüm kısmına "x+1" yazıp sıfıra eşitledim.  Kafa karıştırıcı bu konuyu Chanyeol o gün defalarca anlatmıştı.

"Matematik formüller ve yerleştirmeden ibaret aslında." demişti bana. Bir bilmece çözmek gibi hissettirdiğini biliyordum. Chanyeol'ün dediği gibi mantığını anlayıp işlem yapmak basitti. Bizler sadece beynimize yapamayacağımızı ısrarla kabullendirdiğimiz için başaramıyorduk. Oysaki bir işlemi çözdüğümüz zaman mutlu oluyoruz.

İşlemi çözüp kalanın dört çıktığını görmek deli gibi gülmeme neden olmuştu. Bir iki kişi bana dönüp, bakarken bir elimi ağzıma kapattım. Matematik insanı hem delirtir hem de mutlu ederdi sözünün canlı örneği olmuştum. Çok garip bir daldı.

Diğer elimi havaya kaldırdığımda birkaç kişi daha kaldırmıştı. Chanyeol'ün arkası bana dönüktü, bakması için içimden defalarca kez sesleniyordum ona.

Eğer beni görmeyip başkasını kaldırırsa, oturur ağlardım. İkinci dönemin başlarından beri ilk defa bir soru çözebilmiştim. Ve bir daha çözebilir miydim, emin değildim.

Chanyeol'e sonunda dualarıma cevap olarak benim tarafıma dönmüştü arkasına. Tahta kalemini bana uzattığı an bir kez daha ağlamak istedim. Bu çok gurur vericiydi.

Kalemi aldım ve tahtaya çıktım. Tam kapağı açmışken her şey gitti. Soruyu çözmüştüm ama tahtaya çıkınca her şey birden uçup gitmişti aklımdan. Tahtaya çıkmanın ilginç lanetlerinden biriydi bu. Birkaç saniye beynimin kendini toparlanmasını bekledim. Aynıydı yine. Arkama dönerek, sınıfa baktım çekingence. Chanyeol sıramın başında işlemlerimi görmüş, inceliyordu.

𝐒𝐰𝐞𝐚𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐋𝐨𝐯𝐞 || ᶜʰᵃᶰᵇᵃᵉᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin