-𝟐𝟗-

788 54 8
                                    

MaLife : Chanyeol

MaLife : Uyandın mı?

MaLife : Uyanmış ol, lütfen. (。•́︿•̀。)

MaHeart : Günaydın Baekhyun. Tabii ki uyandım, sadece kahvaltımı yapıyordum. Bu arada niye üzgünsün?

MaLife : Kabus  gördüm.  Çok korkunçtu hatırlamak bile istemiyorum. Kalktıktan sonra kendime zor geldim. (・ัω・ั)

MaHeart : Hayatım... Bu gerçekten çok korkunç bir şey. :d Nasılsın şimdi? İyi misin? Yanına gelmemi ister misin?

MaLife : Güldün mü sen? -,- Evet iyiyim. Chanyeol ben bugünden bir ders çıkardım... Ölmek istemiyorum. ╥﹏╥

MaHeart : Baekhyun, bunu söylemek istemezdim ama doğanın kanunu bu tatlım. Elden bir şey gelmez.

MaLife : Hemen ölmek istemiyorum.

MaHeart : Umarım Tanrı sana cimrilik yapmamıştır. Önünde uzun bir hayat olmasını dilerim. Ne kadar ömrün olduğunu düşünmeden pişman olmayacağın bir şekilde yaşa.

MaLife : Haklısın...(´ . .̫ . ')

MaHeart : Yine de moralin bozuk duruyorsun.

MaLife : Eğer yanımda olursan mutlu olurum aslında.

MaHeart : Bana gelmek ister misin? Hem yürürken açılırsın.

MaLife : Olur. Orada daha rahat hissederim.

MaHeart : Hadi hazırlan, yavaş yavaş gel bana.

MaLife : Tamam.

⭐ ⭐

  Gerinerek, yataktan kalkarken, üstümü düzelterek, odadan çıktım. Banyoya yöneldiğim sırada merdivenlerden aşağı baktım. Mutfağı görebiliyordum. Annem ocağın başında tencerede bir şeyleri karıştırıyordu.

Banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Aynada bir süre kendimi izledikten sonra dişlerimi fırçaladım ve odama hazırlanmak üzere döndüm.

İnsan güne nasıl başlarsa öyle devam edermiş. Güne berbat başladım. Üstelik rüyanın garipliği hâlâ aklımdaydı. Rüyaların bizlere bir şeyler işaret ettiğine inanırdım her zaman.

Üstümü giyinirken, evden çıkarken, yolda yürürken dahi aklımdaydı. Dalgınca yürüyordum ve telefonda hunharca rüya tabirlerine bakınıyordum. Taki bir direğe kafamı çarpana kadar. Acıyan yeri ovuşturarak, nerede olduğuma baktım. Chanyeol'ün evinin sokağını geçmiştim. Offlayarak, geri döndüm ve koşmaya başladım. Aklımı boşaltmam lazımdı acilen.

Bunu nasıl yapacağımda belliydi. Tüm dengelerimi bozan, aklımı başımdan alan adama gidiyordum işte. Evinin önünde bu eve ilk girdiğim günkü gibi bir heyecan sarmıştı içimi. Aklımı kurcalayan sorunları çoktan unutmuştum bile.

Kapıyı açan sevgilimin üstüne atlayıp, bacaklarımı beline sardım hızlıca. Ona ilk defa böyle sarılmıştım. Boynuna doladığım kollarımı sıkılaştırırken, kokusunu derince içime çektim. Ölü hücrelerim dahi dirilmişti onun mis kokusuyla.

O da gülümseyerek, beni tuttu popomun altından. Kapıyı kapatarak, içeri girdi. Beni kucağından indirecek diye korkuyordum salona giderken. Ama korkularım boşunaydı. Koltuğa oturduğunda, kucağından kaldırmamıştı.

"Ee, nasılmış benim bir tanem? Özlemişim seni."

"Chanyeol... Rüyamda ebediyen yalnız kalıyordum... Yalnızlıktan korkuyor musun?"

Başını yavaşça salladığında sağ elini tuttum. Hergün bu evde yalnızdı. Ne yapıyordu merak ediyordum.

"Yalnızlıktan korkuyorsan bu evde nasıl yaşıyorsun tek başına?"

𝐒𝐰𝐞𝐚𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐋𝐨𝐯𝐞 || ᶜʰᵃᶰᵇᵃᵉᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin