" Gökhan sana yardım etti yani. " Başımla onayladım. Sabahtan beri yaklaşık 100. kez. Gökhan'ın bana yardım ettiğine inanamıyordu. Eh, doğrusunu söylemek gerekirse bende inanamıyordum ya. Neyse !
" Ben o durumda olsam, bana yardım etmezdi. "
" Saçmalama Ceren. Asıl sana daha çok yardım ederdi. " Başını iki yana salladı ve ayağa kalkıp evin içinde volta atmaya başladı. Sonra aniden durup bakışlarını bana çevirdi.
" Ha, bu arada ev buldum ben. 1-2 güne taşınırız. " Gözlerimin parladığından adım kadar emindim. Sonra aniden aklıma gelen şeyle duraksadım.
" Çocukları Onlardan nasıl saklayacağız ? Ayrıca onlara kim bakacak ? "
" Bir gün birimiz bakar, bir gün birimiz. Eğer işimiz olursa da işi olmayan diğerinin yerine geçer. "
" Ya ikimizinde işi çıkarsa ? " Sıkkın bir nefes alıp yanıma geldi. Her zaman her şeyin en kötüsünü düşünüyordum ben. Ne yapayım ?
" Canım, korktuğunu biliyorum. Ama artık senden ayıramaz kızını. Merak etme. Sen o bebek için her şeyi yapmışken ben izin vermem zaten. "
" Kendi çocuğu olduğunu anlamaz değil mi ? Ege çocuklardan nefret ederdi. " Gözlerimin dolmaya başladığını hissettim. Bu konu her açıldığında böyle oluyordu.
" Bunu söylemek istemezdim ama senin kızın babasının kopyası güzelim. İllaki anlayacak. " Başımı iki yana salladım. Ege'nin o çocuğu kesinlikle görmemesi lazımdı.
" Muhtemelen onun yüzünden ondan ayrılıp gittiğimi sanacak. Ama asıl neden o değil. " dedim burnumu çekerken. Gülümseyerek gözümdeki yaşları sildi.
" Evet, biliyorum. Ama benim asıl nedenim oğlumdu. " Yüzümdeki gözyaşlarını sildim ve ayağa kalktım. Bugünkü hareketinden sonra Ege'ye çok kızgındım. Aslında ona kızmamam gerekirdi, sonuçta onu bırakıp giden bendim. Ama içimdeki ona kızan yere söz geçiremiyordum. Gökhan pat diye odaya dalınca ona döndüm. Kaşlarımı sorarcasına kaldırdım. Ne istiyorsun ?
" Buse 1 dakika gelir misin ? " Gözlerimi kırpıştırarak şaaşkınlıktan kurtulmaya çalıştım.
" Ben mi ? " dedim bir parmağımı göğsüme koyarken. Başıyla onaylayıp dışarı çıktı. Ceren'e dönüp bakınca omzunu silkti. Peşinden dışarı çıkınca Gökhan yanıma geldi.
" Dışarıda eski sevgililerimden biri var. Gönder onu. " Kaşlarımı çattım.
" Ne ? "
" Bence anladın, lütfen o kızı gönder buradan. " Bugün bana yaptığı yardımı hatırlayıp kapıya doğru yürüdüm. Bir eski sevgili nasıl gönderilir Ege yüzünden çok iyi biliyordum. Ege bana aşık olmadan önce çok çekmiştim ne de olsa. Kapıyı açtım ve geçmişle yüz yüze geldim. Bu kadını yıllar önce yine kovmuştum. Ama o zaman Ege ile sevgili değildik. O anı tekrar usulca beynime süzüldü.
5 yıl Önce
Ege gülümseyerek yanıma gelince kaşlarımı çattım. Onunla tanıştığımızdan beri bana karşı gülümserken görmemiştim. Her zaman başkalarına gülümsüyordu ama bana kaşlarını çatıyordu ya da sırıtıyordu. Alaycı bir şekilde. Ona karşı olan ilgimi farketmişti ve acısını böyle çıkarıyordu.
" Selam hayran kız. " Evet, o günden beri bana hayran kız olarak sesleniyordu. Ne kadar sinir bozucu olsa da sadece bana demesi hoşuma gidiyordu.
" Selam Egemen. " Tekrar yüzüne alaycı gülümsemesini yerleştirdi ve beni baştan ayağa süzdü. Kaşlarımı kaldırıp onu sorguladım.
" Bana yardımın gerekiyor. " İşte yanıma gelmesinin sebebi anlaşılmıştı. Ama benim ona ne gibi bir yardımım dokunabilirdiki ?
" Nasıl yardım edeceğim ? "
" Bir kız var. Biraz takıldık, sakız gibi yapıştı. Gitmiyor. Sevgilim taklidi yapabilecek birisi lazım. Bana ümit bağlamadan yardım edebilecek tek kişi de sensin. "
O gün ona ne kadar kızsam da yardım etmiştim. En çokta kendime bunun için kızıyordum. Ege'yi sevmekten hiçbir zaman pişman olmamıştım. Ta ki bugüne kadar. Başka sevgilisi olunca pişmanlık neymiş tatmıştım. Karşımdaki kız boğazını temizleyince düşüncelerimden sıyrılmıştım.
" Ne vardı ? " Kız saçlarını geriye atıp altındaki eteği düzeltti. Gözlerime baktığında kaşlarımı çattım. O günkü bakışların aynısı. Lanet olsun.
" Gökhan evde yok mu ? "
" Evet var ama müsait değil. " Kız göğüslerini ön plana çıkararak sırıttı. Kaşlarımı çattım.
" O bana her zaman müsaittir canım. " Gökhan Allah seni bildiği gibi yapsın ! Bu duruma düştüğüme inanamıyordum.
" Kocam sana hiçbir zaman müsait olmaz canım bu saatten sonra. " Kızın gözlerindeki şaşkınlığı gördükten sonra kapıyı kapadım. Gökhan arkamdan kahkaha atınca ona döndüm. Şu anda beni bu duruma düşürdüğü için ona çok sinirliydim. Ama o benim sinirimi umursamadan alkışlamaya başladı.
" Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Seni tebrik ediyorum. " Ayaklarımı yere vura vura odaya girdim. Ceren üstünü değiştirirken girdiğim için şaşkınlıkla bana döndü. Benim ardımdan kapı ardına kadar açıldı ve Gökhan içeri girdi.
" Buse şey sende m- " Ceren'i görünce cümlesi yarım kaldı ve ona odaklandı. Gözlerim ikisi arasında gidip geliyordu. Ceren sonunda birşey yapmayı akıl etti ve çığlık attı.
" Sanki önceden görmediğim şey, bağırma kızım ya. " Kapıyı kapatıp çıkınca kahkaha atarak yere çöktüm. Onun yanında gülememiştim.
" Gülme ya zaten rezil olmuşum. Allahtan iç çamaşırlarım güzeldi. " Tam rahatlamışken söylediği üzerine tekrar kahkahalara boğuldum.
(...)
Yeni evimize sonunda taşınmıştık. Hala her şey bir yerdeydi ama bunu umursamayacak kadar yorgunduk. Ceren kendi odasına kolileri taşıdıktan sonra kendini gelip yanıma bıraktı. O kadar yorulmuştum ki.
" Bir daha taşınmak yok Buse. Ölsekte buradan taşınmak yok. "
" Kolumu kaldıracak halim olmadığından sana hareket çekemiyorum Ceren. Çektim farzet. " Ceren koltukta doğrulup bana baktı. Yerimden doğrulmadan onunla göz göze geldim.
" Çocuklar bugün gelicek. Sen daha yorgunluk ne görmemişsin. "
"Başım ağrıyor. "
Kolumun üstünde doğruldum. Ceren cebinden ilaç kutusunu çıkardı ve mutfağa gitti. Elinde bir bardak suyla gelip hapı bana verdi. Hapı içip derin bir nefes aldım. Kapı çalınca yorgunluğumu unutup ayağa kalktım. Kızıma kavuşmak için sabırsızlanıyordum. Kapıyı açıpta karşımda Deniz'i görünce şaşkınlıkla nefesimi tuttum. Çocuklar geliyordu. Eğer Deniz burada kalırsa onları görecekti.
" Yardım edilecek birşey var mı ? "
" Yok. " dedim hemen. Ceren yanıma gelipte karşısında Deniz'i görünce gözleri kocaman açıldı.
" Çekinmenize gerek yok kızlar. Ben sizin arkadaşınızım. " Deniz içeri girince Ceren ile bakıştık. Kesinlikle anlayacaktı. Yanmıştık. Olay buydu yani. Salona geçip üçlü koltuğa oturduk. Salondaki oturabilecek tek yerde burasıydı zaten. Deniz gülümseyerek etrafı izlerken ben endişeden tırnaklarımı yiyordum. Kapı çalınca gözlerimi yumdum.
" Birisini mi bekliyordunuz kızlar ? " Biz daha birşey diyemeden Deniz kapıyı açmaya gitmişti bile. Dudağımı ısırıp olacakları beklemeye başladım. Umut koşarak içeri girdi ve annesine sarıldı. Melek ise annemin kucağında geldi. Deniz şaşkın bakışlarla arkadan geldi. Melek " Anne. " diye bağırınca kalkıp onu kucağıma aldım. Yüzleşme vaktiydi.
Evet geldik bir bölümün daha sonuna :D Kurguyu bozduğumu düşünenler olacak biliyorum ama en baştan böyleydi yani :d Neyse umarım beğenirsiniz :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAKMA BENİ
Teen FictionAşık olmak için 3 saniye yeterken, unutmak için 3 sene yetmemişti...