11. Bölüm

1.3K 80 6
                                    

" Doğru mu bu ? " Beklentiyle bana bakıyordu. Sanki ikna etmemi bekler gibiydi. Sessiz kalma hakkımı kullanarak cevap vermeyi reddettim. 

" Sana doğru mu bu dedim ! " 

" Doğru olsa ne değişecek ? " Ellerinin titreyişinden sınırlarını zorladığım belli oluyordu ama şu an için bu umrumda bile değildi. Bende sinirliydim ve bazı şeyleri hazmetmek zorunda kalmıştım. Hoş hala hazmedememiştim ya, neyse. 

" Her şey Allah'ın cezası. Her şey değişir o zaman. " Yere eğdiğim başımı kaldırıp kınayan gözlerle ona baktım. O kızı o durumda bırakacaktı yani ? Gözümde değeri düşüyordu. 

" Nasıl değişecek söylesene bana ? Duymayı çok istiyorum. O kızı orada öylece bırakacaksın ve benim burada içim rahat olacak öyle mi ? " Dokunmak için kaldırdığı elini bir fiskeyle geri çevirdim. Bana doğru bir adım attığında bir adım geri çekildim. Buraya gelirken gerçekten bazı şeyleri atlamış belki de önemsememiştim ama artık bunu yapamıyordum. Omuzlarıma binen yükün altında eziliyordum. 

" O senin konumunda olsa bunu dert etmezdi. Ki şu anda da dert etmiyor zaten. " 

" O kız beni biliyor mu ? " Kaşlarımı çattım. Bu olasılık mevcut muydu ? Ben bilsem şu anda benim yanımda kalmasına hayatta müsaade etmezdim. Sanki arada benim bilmediğim meseleler var gibiydi. 

" Tabiki biliyor. En başından beri hemde. " 

" Ve bunu dert etmşyor öyle mi ? Kızın gerçekten geniş bir midesi varmış. " 

" Ağzını topla!. " Sinirim bozulduğundan gülümsedim ve  ona baktım. Dudağını ısırmış az önce ne dedim ben dermiş gibi bana bakıyordu. 

" Bak ne diyeceğim, bence sen pılını pırtını topla ve evşmi terket. " 

" Buse ben-" Melek ağlamaya başlayınca Onu kucağıma aldım. " Gel anneciğim, gidelim burdan. Ceren ona kapıyı göster. " Peşimden geldiğini biliyordum. Vazgeçecek son insandı o. Benden bile vazgeçmesi yıllar almıştı ve şu anda vazgeçtiği şeyi geri istiyordu. 

" Evin kapısının yerini biliyorum ama gitmeyeceğim. Konuşacağız. " 

" Konuşucak mesele kalmadı. " Geçeceğim kapıyı itince kapı Melek'in kafasına çarptı ve ağlamaya başladı. Kapının çarptığı yeri elimle tutarak ona döndüm. 

" Ne yaptığını sanıyorsun sen ! Kendine gel artık ! " 

" Ben çok özür dilerim. Hastaneye gitmeye gerek var mı ? O iyi mi ? " Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Allahtan fazla hızlı itmemişti de canı çok yanmamıştı. Elimi çekip baktığımda sadece biraz şiştiğini görüp rahatladım. En azından kan yoktu. Ama şimdi en azından bir saat uyutamazdım ben onu. Odadan çıkıp salona geçerken peşimden Egede geliyordu. 

" Bir dakika bir dakika, o zaman bu bebek benim mi ? " 

" Yok başkasının ama sana kakalamaya çalışıyorum. " Üçlü koltuğa oturduğumda o da yanıma oturdu. Peşimden kuyruk gibi gezmesi sinirime dokunuyordu. Tamam bende böyle olmasını isiyordum en başında ama şu anda değil. 

" Bu konuda şaka bile yapma ! " Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Kendisi yapacaktı ama benim bu konuda şaka bile yapmamamı isteyecekti ha ? Yok öyle dava. 

" Belki seninde çocuğun vardır. Ne de olsa kızın hamile olup olmadığını bilmiyorsun. " 

" Saçmalama. Bunun olmayacağından eminim. " Oflayarak tekrar Melek'e baktım. Bir bana bir babasına bakıyor. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ona baktığı bir anda gülümseyerek dilini çıkardı. 

BIRAKMA BENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin