Mekandan içeri girdiğimiz anda gözüme ilk çarpan nişanlısı ve Ege olmuştu. Ege'nin nişanlısı, onun her şeyi, birtanesi. Eskiden bu sıfatlar bana aitken şimdi başkasına ait olması zoruma gidiyordu.
" Bakın oradalar. " dedi Bora parmağıyla bir noktayı göstererek. Bugün heyecanlı olmam gerekirken gün git gide daha da kötüleşiyordu. Yanlarına gidip oturduk. Ege'ye en uzak yere oturmaya gayret etmiştim. Önüme gelen içki bardağını önüme çevirmeye başladım. Ege ve Elçin dans etmeye başlayınca bardaktan bir yudum aldım. Onlar yakınlaştıkça ben daha hızlı içiyordum.
" Elçin'in telefonu çalıyor. " Bora telefonu vermek için dans ettikleri yere ilerlerken ben 3. bardağı içiyordum. Artık çakır keyiftim.
" Bırak artık. Ne yapıyorsun sen ? " diyen Deniz'e omuzlarımı silkerek karşılık verdim. Ne yaptığımı kendim bile bilmiyordum ki ona cevap vereyim. Bora yanımıza geldi.
" Elçin'in hemen gitmesi gerekiyormuş ama Ege burada. " İçime yayılan mutluluktan rahatsız olarak bir bardak daha istedim. Deniz'in engelleme çabalarına inatla karşı çıkıyordum. Beni buraya getirdilerse sonuçlarına katlnacaklardı. Ege, Elçin'i öpüp geri çekilince kendimi kaybettiğimi hissettim.
" Daha sert birşeyler ver. " Barmen isteğimi yerine getirirken ben sadece sarhoş olmaya odaklanmıştım. Ve sonunda istediğimde olmuştu. Artık neredeyse herkesi çift görüyordum.
Bora beye " İnsanlar gerçekte çift yaratılmış, yanındaki sana ne kadarda çok benziyor. " deyince Deniz endişeli gözlerle bana bakmıştı. Bora bey ise kahkahasını zor tutuyor gibi davranmıştı. Telefonu çalınca yanımızdan uzaklaşmış ve telefona cevap vermişti.
" Kendini rezil ediyorsun. " diyen Ege'ye öldürücü gözlerle baktım.
" Rezil oluyorsam ben oluyorum, bundan sanane. " Omuzlarını silkip önüne döndü. Deniz ise ikimizde arkadaşı olduğumuz için birşey diyemiyordu. Şu anda onun yerinde olmak isteyeceğim son şey bile değildi.
" Senin derdin ne ? Cidden bak, tamam bir geçmişimiz var ve ben o geçmişi zorda olsa kapattım. Seni mutsuz eden nişanlı olmam mı ? Üzgünüm bunu tercih eden sendin ! " Dediklerinin etkisiyle sarsıldım. Söylediklerinde tamamıyla haklı olması mıydı beni bu kadar sarsan ?
" Bunu da nereden çıkardın ? " diye saçma bir soru sordum. Deniz'e de yardım dilenir gibi bakıyordum. Ama O, şu anda benim tarafımda değildi.
" Söylediğim her şeyi tersinden anlıyorsun ! Bir şeyi, iki şeyi değil, kesintisiz her şeyi. " Önüme konan yeni bardağı kafama diktim. Ege sağolsun, alışkındım böyle şeylere. Cevap vermeyi reddetip omuzlarımı silktim. Verecek bir cevabım bile yoktu. Çantamı kavradım ve dışarı çıkmak için ayağa kalktım. Ama kalkmamla sendelemem bir oldu. Harika ! Sarhoş olmuştum. Kahkaha atmaya başlayınca Deniz bana tekrar endişeli gözlerle baktı. Ben ise ona el sallamaya benzer bir hareket yapıp tutuna tutuna ilerlemeye çalıştım. Çarptığım bir adam beni kollarımdan tutunca tekrar kahkaha attım. Neden kahkaha attığımı bilmeyecek kadar sarhoştum.
" Sen çok sarhoşsun. " dedi adam bana. Öyle bir söyleyiş tarzı vardı ki, görende barda değil camide olduğumuzu sanırdı.
" Burasının amacı o değil mi ? " Adam kaşlarını çatıp başını iki yana salladı. Buna itiraz ediyordu sanki.
" Hayır, kimisi buraya sadece içmek için gelir, içip kendinden geçmek ister sadece. Yani çok kötü birşey yaşamıştır ve bunu unutmak istiyordur. Kimisi ise doğum günü ve benzeri olayları burada kutlamak ister. Amaç eğlenmektir. Sen hangisisin ? " Derin bir iç çekip hatırlamaya çalıştım. Gözlerimin önüne stüdyoda konuştuklarımız gelince başımı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIRAKMA BENİ
Teen FictionAşık olmak için 3 saniye yeterken, unutmak için 3 sene yetmemişti...