İyi bir fikir miydi bu? Sorduğumuz soruların yanıtları yine birbirimize soğutur muydu bizi?
Soracağı sorular cevap veremeyeceğim şeyler olacaktı, eminim. Ama merak ettiğim şeyler vardı. Ne yapsaydım?
"Kim başlıyor?" Dediğinde derin bir nefes aldım.
"Benimle evlendiğine pişman oldun mu hiç?"
Güldü. Bu alaylı bir gülüştü.
"Oldum."
Tepki vermedim.
"Ne zaman?" Diye sorduğumda
"Sıra bende." Dedi. Ne zaman pişman olmuştu ki?
"Tamam, hadi sor." Dedim. Sesim ister istemez bozuk çıkmıştı.
"Aynı soru. Sen pişman oldun mu?"
"Oldum." Diye yanıtladım. İlk evlendiğimiz sıralar pişmandım. Keşke evlenmeseydim diyordum.
"Ne zaman?" Dedi benim gibi. Birbirimizi taklit ediyorduk.
"Sıra bende. Ne zaman pişman oldun?" Diye korkuyla sordum.
"Bir başkasını sevdiğini öğrendiğim an. Kalbinde bir başkasını taşıyan kadını nikahım altına almak gerçekten çok kötüydü." Derken yüzünü buruşturdu.
"O kadın şimdi sana aşık." Dememle ellerimi tuttu.
"Biliyorum ve çok korkuyorum. Bu korku ya sana bir şey olursa korkusu."
Bu korku ben de de vardı. Sanırım bu korku her aşığın kalbinde vardı.
Uzun bir sessizlikten sonra "Tamam şimdi ben soruyorum. Ne zaman pişman oldun?" Diye sordu.
"Evlendiğimiz an. Yani o zamanlar bir başkasını sevdiğimi zannediyordum." Dedim mahçup bir şekilde.
"Yeni soru."
Düşündüm biraz. Ne sorabilirdim ki?
"Hah buldum! Nişanlı olduğumuz sıralar seni Mustafa'yla tartışırken görmüştüm ya hani. Niye tartışıyordunuz?"
Mustafa, ona 'dediğimi yaparım' demişti. Fırat ise 'yapamayacaksın' demişti. Daha dün gibi aklımdaydı.
"Bunu neden soruyorsun? Sana o zaman da karışma demiştim."
Sesi sertleşmişti.
"Sadece cevap bekliyorum." Dedim. Sustu. O konuşana kadar bekledim.
"Bunu cevaplamak istemiyorum." Dedi. Ona tiripli bir bakış atıp yerimden kalkıyordum ki kolumu tuttu.
"Tamam gitme." Dedi.
Kollarının arasına girdim. Kafamı omzuna yaslayıp gözlerine baktım. O ise etrafa bakıyordu.
"Nişanlandığımızı duymuş, konuşmak istedi. İşte parka gittik. Sürekli senin ne kadar iyi bir insan olduğundan seni hak etmeyeceğimden bahsetti. Sert çıkmak istememiştim ama senin adını ağzına her alışında onu öldürmek istiyordum. Onu ilgilendirmediğini söyledim. 'Herkesten çok beni ilgilendirir.' demişti. Haliyle sinirlenip bağırmaya başladım. Ne bileyim seni seviyor falan zannetmiştim." Derin bir iç çektim. Göğsüm ağrımıştı. "Seni mutlu etmezsem, bizi ayıracağını falan söyledi. Sen kimsin dedim. Ben onun abisi gibiyim, ondan sorumluyum demişti."
Allah'ım ağlayacağım. Sırf sevdiği insanın iyiliği için böyle der miydi bir erkek?
"İyi misin sen?" Dedi Fırat halimi görünce.
"İyiyim." Dedim ama değildim. Seven bir insana acı çektirmek vicdana zor geliyordu.
"Hadi sorunu sor." Dedim. Mustafa'yı aklımdan çıkarmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK TANEM (TAMAMLANDI)
EspiritualSpiritüel --> 2 Bir kız düşünün, aşık bir kız. Çocukluk arkadaşına aşık olmuş bir kız. Kendisi için hayırsız olacak bir insana aşık olmuş bir kız. Bir adam düşünün acı çekmiş. Tüm olumsuzluklara rağmen İslam'a sarılmış. Başkasına aşık olan kıza gönü...